İki yılı aşkın süredir 12 milyonluk nüfusa sahip İstanbul’un sağlık müdürü o. Prof. Dr. Dokucu, günlük 4-5 saat uykunun bile kendisi için lüks olduğunu belirtiyor. Güne, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Çocuk Cerrahi klinik şefi olarak ameliyat ve hasta ‘vizit’leri ile başlayan Dokucu, sonra il sağlık müdürlüğünde yoğun bir çalışma temposuna giriyor. Her gün önüne gelen ortalama bin evraka imza atıyor, makamında onlarca randevu kabul ediyor.
Dokucu’nun görüşmeleri mesai sonrası da devam ediyor. Günün yoğunluğundan sadece ‘Paşa’ isimli siyam kedisi ile oynayarak uzaklaşıyor. Göreve geldikten sonra çok sayıda tanımadığı akrabası çıkan Dokucu, "Bazen ailem bile bana ulaşamıyor. Özel kalemimle irtibat kuruyor. Bu kadar yoğunluğa rağmen ameliyatlarımı bırakmıyorum. Kafamı dinlediğim tek yer ameliyathane. Burada hem el pratiğini devam ettiriyorum hem de bir çocuğun sağlığına kavuşması ve bir asistanımın eğitimi için mesaimi harcıyorum. O bana mutluluk veriyor." şeklinde konuşuyor.
Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu yaklaşık 4 yıl Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekimlik görevini yürüttükten sonra 23 Haziran 2009’da İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne atandı. Aynı zamanda Şişli Etfal Hastanesi’nde çocuk cerrahisi klinik şefi olan Dokucu, hem doktor olarak hastalarına bakmaya devam etmesini hem de 12 milyonluk İstanbul’un sağlığını yönetmenin zorluklarını konuştuk.
‘Ameliyatta tek başınasın, 12 milyonun stresi rafa kalkıyor’
Her günü önceden planlanan Dokucu, güne saat 06.00’da başlıyor. Saat 07.30-08.00 gibi Şişli Etfal’in yedinci katında bulunan kliniğine geliyor. Güne dört uzmanı ve sekiz asistanı ile birlikte ciddi bir toplantı ile başlayor. Her hastayla en ince ayrıntısına kadar ilgileniyor. Ali İhsan Hoca, "Burada müdürlük tarafım değil, klinik şefliğim ve hekimlik tarafım ön plana çıkıyor. Hem asistanlarıma eğitim vermek hem de minik çocukların şifasına vesile olmak için uğraşıyoruz. Bu bilinçle hareket ediyoruz." diyor.
Dokucu, bir taraftan toplantı yaparken diğer taraftan gireceği ameliyatlar için hazırlıklar da başlıyor. Zamanı tasarruflu şekilde kullanmaya büyük önem veriyor. Hızlı bir şekilde hastanenin yedinci katından eksi ikiye iniyor. Soyunma odasında ameliyat kıyafetlerini giyen hoca, operasyonun olacağı ameliyathaneye koşarak gidiyor. Ameliyat öncesi hazırlıklar tamamlandıktan sonra neşteri eline alıp işleme başlıyor. "Burada sakinliği yaşıyoruz. Tek başınasınız." diyen Dokucu, cerrahlıkta el pratiğini kaybetmemenin de önemli olduğuna değiniyor. Bir taraftan hastaya odaklanıyor, diğer taraftan kendisini izleyen asistanlarına işin inceliklerini öğretiyor. "12 milyonun yükü ameliyat masasında bir çocuğu sağlığına kavuşturmayla uzaklaşıyor. Burada kendinle ve hastanla ilgileniyorsun. Kafanda başka bir şey yok." diyerek, ameliyathanenin kendisi için ne anlama geldiğine dikkat çekiyor. Dokucu’nun kliniği bir yılda 3 bin ameliyat yapıyor. Günlük acillerle birlikte 10 ameliyat gerçekleştiriyor. Dokucu, "Ekip olarak çok iyiyiz. Hastanede en çok ameliyat yapan klinikler arasındayız." şeklinde konuşuyor.
Ameliyatı bitirdikten sonra Dokucu, yavaş yavaş klinik şefliğinden sıyrılıp sağlık müdürlüğü pozisyonunu alıyor. Daha ameliyathanedeyken süreç başlıyor. Yedinci kata çıkmadan kıyafetleri aşağı geliyor. Hızlı bir şekilde giyiniyor ve kapıda bekleyen makam aracına binip Çemberlitaş’taki il sağlık müdürlüğü’nün yolunu tutuyor.
Günde bin imza atıyor, 200 klasör inceliyor
Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu’nun müdürlükteki dönemi ise önceden planlanıyor. "Artık burada ameliyat yaptığın tek kişiyi değil, milyonlarca insanı düşünmeye başlıyorsun. Politikalar üretiyorsun. Sorunlarla ilgileniyorsun, çözüm buluyorsun." diyor Dokucu. Önce kendi müdür yardımcılarıyla yaptığı toplantıları diğer toplantılar izliyor. Konunun biri İstanbul’un hastane yatırımları olurken, diğeri 112 aciller ya da uzun kopmalarında hizmet verecek hastaneler olabiliyor. Hoca, "Vatandaşımızın mağdur olmaması için her şeyi düşünüyoruz. Diğer yandan sağlık personelimiz de bizim için çok önemli." ifadelerini kullanıyor. Dokucu’nun gün içindeki belki de en ilginç süreci attığı imzalarla gerçekleşiyor. Günde en az bir saatini imzalara ayıran Dokucu, ortalama bin imza atıyor. 200 civarında klasör inceliyor. İmza atarken diğer taraftan da sağlıkla ilgili görüşmelerine devam ediyor. Aynı zamanda kendisi dışında atılan yaklaşık 2 bin imzadan da sorumlu.
Stresini ‘Paşa’yla atıyor
Ali İhsan Dokucu’nun, müdürlükte yaşadığı yoğun süreçten dolayı ailesi bile kendisine çoğu kez ulaşamıyor. Özel kalemi bu işleri yürütüyor. Dokucu’nun ‘aileden’ deyip gün içinde gördüğü tek canlı ise 6 yıllık siyam kedisi ‘Paşa’. Müdürlük makamında gelen misafirlerin arasında dolaşan, çalışma masasının üzerinde gezinen Paşa, sanki "Buranın yöneticisi benim." diyor. İl Sağlık Müdürü ise yoğunluk ve stresi onunla azaltmaya çalışıyor.
Dokucu’nun gün içindeki üçüncü mesaisi ise 17.00’den sonra başlıyor. Bu sefer teknik görüşmeler ve özel görüşmeler gerçekleşiyor. Dokucu şöyle devam ediyor: "Ziyarete gelenlere, ‘Akşam 9’a doğru gel!’ diyoruz. Herkese aynı zaman dilimini verince müdürlükten 10-11’den önce çıkamıyoruz. Eve gittiğimizde ise aileme çok az vakit ayırabiliyorum. Çünkü ertesi gün aynı tempoyla tekrar devam ediyorum. İki kızım ve eşime hafta sonları fırsat bulursam zaman ayırabiliyorum. Fakat diğer taraftan da milyonların sağlığı ağır basıyor. Bu işlerin daha önemli olduğu ortaya çıkıyor."
Tanımadığım onlarca akrabam çıktı
İl sağlık müdürü olduktan sonra onlarca tanımadığı akrabasının çıktığını anlatan Dokucu, "Bazı uyanıklar hastanelere gidip benim adımı kullanıp işlerini hallediyor. Bunun sonradan öğreniyorum. Diğer taraftan ben Şişli Etfal’de başhekim olduğumda, annem Eyüp SSK’ya giderdi. ‘Niye bize gelmedin?’ diye sorduğumda ‘Oğlum sana zorluk vermeyelim.’ derdi." şeklinde konuşuyor.
Zaman