Yüzyılın sorunu ‘Depresyon’

Hastalıklar
Psikolog Barış Gürkaş, “Mutsuzluk, isteksizlik çağımızın en yaygın duygu durumu. İnsanlar mutluluğu bulmak için türlü şeyi deniyorlar ancak bir türlü istedikleri düzeylere ulaşamıyorlar. Peki, ne oluy...
EMOJİLE

Psikolog Barış Gürkaş, “Mutsuzluk, isteksizlik çağımızın en yaygın duygu durumu. İnsanlar mutluluğu bulmak için türlü şeyi deniyorlar ancak bir türlü istedikleri düzeylere ulaşamıyorlar. Peki, ne oluyor da ideal mutluluğa ulaşamıyorlar? Hedefledikleri kariyere ulaşıp, istedikleri hayatlara sahip olsalar bile ne oluyor da hayallerindeki hayatı yaşamadıklarını düşünüyorlar? Daha da ileri gidecek olursak ne oluyor da insanlar depresyon belirtilerinden kurtulamıyorlar?

Star gazetesinde yer alan habere göre; dünya genelinde 350 milyon kişi depresyon ile mücadele ediyor. Bu rakam ise her geçen gün artıyor. Eğer sizde 350 milyon kişiden biriyseniz, artık yaptığınız işten, arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zamandan, hatta cinsel ilişkilerden bile eskisi gibi zevk almıyorsunuz demek oluyor. Bu belirtilerin yanında bugüne ve geleceğe karşı karamsar ve umutsuz bakış açısı eşlik ediyor ve bunlar da bir süredir devam ediyorsa, hayattan zevk almak için bir destek almanın zamanı gelmiş demektir” dedi.

DEPRESYONDA CİNSİYET FARKLILIĞI

Psikolog Barış Gürkaş, daha sonru şunları kaydetti; “Depresyona dair istatistiklere baktığımızda, kadınlarda depresyonun erkeklere oranla 2 kat fazla olduğunu görüyoruz. Bunun bir sebebinin ataerkil toplumda yaşıyor olmamız olarak görüyorum. Erkeğin depresif belirtilerini gizlemesinin sebebi ise eksiklik, yetememe hissinden uzaklaşmaya çalışması. Bir diğer taraftan erkeklerin depresif duygu durumun üstesinden gelebilmek için alkol kullanması ya da değişik davranışlarla depresif ruh halini dışa vurarak ifade etmesi, kadınların ise bu yolları kullanmamaları stres yaratan durum karşısında daha yoğun belirtiler göstermelerine sebep oluyor.

Bunlara ilave olarak kadınların bir takım biyolojik durumları depresyon belirtilerini ortaya çıkarabiliyor. Doğum, gebelik, premenstrüel dönem kadınlarda depresyon için riskli dönemler. Örneğin doğum yapan 10 kadından biri depresif semptomlar gösteriyor. Bu dönemlerde kadınlarda ortaya çıkan depresif duygudurum hayatlarını oldukça zorlaştırıyor.

DEPRESYON TEDAVİ SÜRECİ

Nasıl biz mide problemi yaşadığımızda, tansiyonumuz çıktığında bunun üstesinden irademizle gelemiyorsak, depresyonunda üstesinden bu şekilde gelemeyiz. Evet mücadele edebiliriz, ancak düzeyine göre süreci yönetmek adına bir uzman desteği almamız neredeyse zorunluluktur.

Ancak depresyonu önemsememek, onun bir rahatsızlık olduğunu kabul etmemek tedavi sürecini de olumsuz etkiliyor. Buda kişinin hayatına olumsuz yansıyor. Kişi tedavi olamadığı için bununla başa çıkamıyor. Günlük hayatı, iş hayatı, ilişkileri olumsuz etkilenmeye başlıyor. Tedavinin yani psikoterapinin başlanması bu süreci değiştirecekken kişi bunu kabul etmediği için günlük hayat olumsuz etkilenmeye devam ediyor.

Tedavi süreci kişinin uzmana başvurmasıyla başlıyor. Biz psikologlar depresyonun tedavisinde terapi, yani ilaçsız tedavi uyguluyoruz. Yapılan araştırmalara göre depresyon tedavisinde en etkili terapi yöntemi olarak bilişsel davranışçı terapi yöntemi olduğu görülüyor. Bu yöntem sayesinde kişi kısa sürededepresyondan kurtulduğu gibi bununla başa çıkma yöntemlerini de öğreniyor. Depresyonun tekrarlayıcı bir rahatsızlık olması sebebiyle onunla başa çıkma yöntemlerini öğrenmek de çok önemli.Yapılan araştırmalara göre terapinin yanında ilaç tedavisinin kullanılması da tedavi sürecini olumlu etkiliyor ve iyileşme sürecini oldukça hızlandırıyor.Durum böyle olunca psikolog ve psikiyatristler sürekli birlikte çalışıyor. Depresyonun düzeyine göre, destek aldığınız uzman, psikolog ya da psikiyatrist desteği için sizi yönlendiriyor olacaktır.”