Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Ömer Uğur, tomografinin kanser olma riskini artırdığını, bu yüzden gereksiz tomografi çekiminden uzak durulması gerektiğini söylüyor…
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Uğur, tomografinin kanser olma riskini artırdığını, bu yüzden gereksiz tomografi çekiminden uzak durulması gerektiğini söyledi.
Isparta Davras Sirene Otel’de ‘Nükleer Tıp’ konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantıya kanser görüntülemesi ile beyin ve kalp hastalıkları görüntülemesiyle uğraşan 90 uzman katıldı.
Toplantıda nükleer tıpta kullanılan cihazlar ile ilgili bilgiler veren Prof.Dr. Uğur, hastalıkların tanı ve tedavi uygulamalarında hastalara belli ölçülerde radyasyon uygulandığını söyledi.
Tomografi çekimlerinin yanı sıra insanların her alanda radyasyona maruz kaldığını belirten Prof.Dr. Uğur, bir cep telefonu kullanımında bile insanların radyasyona maruz bırakıldığını dile getirdi.
Tomografiye karşı olmadıklarını ancak gereksiz yere tomografi çekimine karşı olduklarını vurgulayan Prof.Dr. Ömer Uğur, tomografi çekimlerinde radyasyona maruz kalan hastada kanser olma riskinin arttığını belirterek şunları söyledi:
"Bir tomografi çekimi sırasında 15 saniye içerisinde 12 milisievert (mSv) radyasyon alırsınız. Yani yaklaşık 3- 4 yılda alacağınız doğal radyasyonu 15 saniye içerisinde alırsınız. Bunda kanser olma riski vardır. Sizin kromozomlarınıza zarar verme riski vardır. Ancak her tomografi çektiren insan kanser olacak demek değildir. Sadece riski artırıyorsunuz. Mesela bir sigara içen insan akciğer kanseri olacak değil. Ama bir risk getirir. Ama eğer günde iki paketten 30 yıl sigara içerseniz akciğer kanseri olma ihtimali çok yükselir."
Prof.Dr. Ömer Uğur, tanı ve tedavi amaçlı olarak kullanılan radyasyonun potansiyel kanser riskini taşıdığını bildiklerini ve bu nedenle gereksiz yere görüntüleme yaptırmanın yanlış olduğunu savundu. Prof.Dr. Uğur, görüntüleme yöntemlerinde çocuklara ise daha dikkatli davrandıklarını söyledi.
"Radyasyona gerekli durumlarda maruz kalınmalı"
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Seyfettin Ilgan da bir kanser vakasında tanıyı koyabilmek için hastaya verilen radyasyonun farklı bir kansere yol açabildiğine dikkat çekti.
Radyasyona gerekli durumlarda maruz kalınması gerektiğini vurgulayan Prof.Dr. Ilgan, şunları söyledi:
"Bir kanseri tedavi etmezseniz ortalama yaşam süresi 2- 3 yıl iken o kanseri tedavi ederek 10- 15 yıla çıkarabilmek mümkün. Yeterince yüksek dozda radyasyon maddelerine maruz kalınırsa, aldığınız radyasyon başka bir kanseri tetikleyebilir. Uzun vadede özellikle kemik iliği tümörleri gelişebilir. Yalnız bunlar, çok yüksek dozdaki uygulamalarda karşılaştığımız durumlar ve bu hastalığı tedavi etmemenin riski daha büyük olduğu için bu riski göze alıyoruz. Bunların hepsi bir kar zarar hesabı."
Tiroid kanserinde artış
Tiroid kanserinde de büyük bir artış olduğunu belirten Prof.Dr. Ilgan, hastalığın şu anda kadınlarda üçüncü sıraya yükseldiğini söyledi. Bunun nedeni konusunda da bakanlığın bir araştırma yaptığını kaydeden Prof.Dr. Ilgan, çernobil etkileri ve tuzların iyotlanması olmak üzere iki neden üzerinde durulduğunu kaydetti.
Haber365