Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy, yapılan çalışmaların, vücutta yüzde 1 su kaybedildiğinde beyinde algı mekanizmalarının yüzde 5 oranında bozulduğunu gösterdiğini belirterek, ‘Su kaybı oranı yüzde 2’ye çıktığı zaman kısa dönem hafızamız zayıflıyor ve yeni öğrendiklerimizi hızla unutuyoruz, odaklanma sıkıntıları yaşıyoruz ve matematik problemlerini çözmekte zorlanıyoruz. Bu kaybın uzun süre devam etmesi beynin ufalmasına ve sonucunda alzaymır hastalığına zemin hazırlamaya kadar gidiyor.’ dedi.
Aksoy, yapılan araştırmalar sonucunda susuzluğun çeşitli rahatsızlıklara davetiye çıkardığının belirlendiğini söyledi.
İnsan vücudunun yüzde 60’ının sudan oluşturduğunu hatırlatan Aksoy, ‘Susuzluğa dikkat edin, susuz kalmayın’ önerisinde bulundu.
Erişkin 70 kilogramlık bir insan vücudunda 42 litre su bulunduğunu vurgulayan Aksoy, bu oranın yıllar geçtikçe yüzde 50’ye kadar düştüğünü hatırlattı.
‘Bu kadar su nerede diye merak ediyorsanız hemen anlatalım; bu miktarın üçte ikisi hücrelerin içinde yer alıyor. Geri kalanıysa kanda, hücreler arasında ve vücudun diğer salgılarında bulunuyor.’ diyen Aksoy, organların içindeki su miktarının da oldukça dikkat çekici olduğunu dile getirdi.
Beyin, karaciğer, böbrek ve kalp gibi organların yüzde 65-80’inin su olduğunu aktaran Aksoy, ‘Kemiklerde bu oran daha düşüktür ama kemiklerde bile var olan su miktarı kemik ağırlığının yüzde 30’u kadardır. İşte bu nedenlere vücudumuzun su içeriğinin eksilmemesi gereklidir. Aksi halde organların işleyişi tehlikeye girer.’ ifadesini kullandı.
‘Halsizlik, sinir ve uyku bozukluğu su eksikliğinden olabilir’
Her organın ayrı oranda su taşıdığını ve bunların eksilmesi halinde sağlık açısından tehlikeli bir sürecin başlayacağını ifade eden Aksoy, şöyle konuştu:
‘İlk olarak tüm düşüncelerimizi, duygularımızı ve vücudumuzun çalışmasını idare eden beynimize bakalım. Beynimizin yüzde 85’i sudan oluşuyor ve beynin çalışması büyük oranda suya bağlı. Elektriksel aktiviteden tutun da hormon üretimine ve duygulanmaya, bir fikre odaklanmaya kadar birçok işi başarabilmemiz için beyindeki hücrelerimizin sudan yoksun kalmaması gerekli. Su vücudumuzda ve dolayısıyla beyinde azalmaya başladığı zaman beyin adeta şalteri indiriyor. Suyun azalmaya başlaması ile baş ağrısının gelişmesi en sık bulgu. Bu nedenle özellikle sıcak yaz aylarında baş ağrınız olursa ilk yapmanız gereken iş hemen su içmek. Birçok kez ağrınızın hafiflediğini ve zamanla geçtiğini göreceksiniz. Bunun yanı sıra beyinde suyun azalması ile beraber halsizlik, sinirlilik, duygusal boşluk, uyku bozuklukları oldukça sık görülen durumlardır. Bu konuda yapılan çalışmalar, vücudumuzda yüzde 1 su kaybettiğimizde beyinde algı mekanizmalarının yüzde 5 oranında bozulduğunu gösteriyor. Su kaybı oranı yüzde 2’ye çıktığı zaman kısa dönem hafızamız zayıflıyor ve yeni öğrendiklerimizi hızla unutuyoruz, odaklanma sıkıntıları yaşıyoruz ve matematik problemlerini çözmekte zorlanıyoruz. Bu kaybın uzun süre devam etmesi beynin ufalmasına ve sonucunda alzaymır hastalığına zemin hazırlamaya kadar gidiyor.’
Aksoy, vücudun su miktarının ayarlanmasında böbreklerin rolünün önemine değinerek, ‘Kan miktarı veya kandaki su miktarı azaldığı zaman böbrekler suyu daha fazla kaybetmemek için süzme işini askıya alıyor ve böbrekler daha az idrar üretmeye başlıyor. Bunun yolu da böbreklere giden kan miktarını azaltmaktan geçiyor. Kanın böbreklere az gelmesi aslında böbreklerin de beslenmesinin bozulması demek çünkü böbrekler de kan tarafından yaşatılıyor. İşte bu nedenle suyun vücudumuzdan azalması ile beraber böbrek yetersizliği riski ile karşı karşıya kalıyoruz. İdrar rengi koyulaşmaya başlıyor ve miktarı da gittikçe azalmaya başlıyor.’ ifadelerini kullandı.
Tüm organların suyun azalması ile fonksiyonlarını kaybetmeye başladığına kaydeden Aksoy, ‘Cildimiz bile kendini korumak ve vücuttan suyu daha fazla kaybetmemek için aşırı sıcakta önce terlese de daha sonra kurumaya başlıyor. Çok ileri durumları bile beklemeden bol su içmek, suyu nem ile kaybetmemek adına nemlendirici kremlerle cildimizin nemini korumak önemli.’ dedi.