Dünyada son 1 yılda kanser vakası sayısı 18 milyonu aştı, 2018 yılında hayatını kaybedenlerin sayısı ise 9 buçuk milyon oldu. İstanbul’da düzenlenen ‘Sindirim Sistemi Kanserleri Kongresi’ kapsamında kanserle ilgili son güncel gelişmeleri uzmanlarla konuştuk. Ulusal ve uluslararası düzeyde onkolog doktorlara göre kanserden ölümlerin yüzde 70’i önlenebilir durumda. Bunun için korunma, erken tanı ve doğru tedavinin önemine işaret ediyorlar.
Hareketsiz yaşam ve beslenmenin kanser vakalarındaki rolüne dikkat çeken onkolog doktorlar yaklaşan yerel seçimler öncesi de çağrı yapıyor: “Fiziksel aktivite azalıyor. Obezite ve kanser vakaları artarken şehirleri, yaşam alanlarını rant mekanizmalarından uzaklaştırıp harekete uygun tasarlamalı, yeşil alanları korumalı, yatay şehirleşme ve temiz hava için gerekli adımlar atılmalı. Bunlar oy verme tercihlerinde kritik öneme sahip. Biz oy tercihinde bunları göz önünde tutacağız.”
***
Genç nesilleri korumak gerek
Prof. Dr. Ilias Athanasiadis – (Mitera Hospital, Medikal Onkoloji Uzmanı – Yunanistan)
Kanser için erken harekete geçmemiz gerekiyor. Her şeyi çok iyi planlayıp hasta için harekete geçip onun normal sosyal hayatının devamını sağlamalıyız. İmmünoterapi hayal ettiğimizin ötesinde bize kapılar açtı. Özellikle hem bireylere hem topluma faydalar sağladı. Bu ilaçlar sayesinde hiç aklımıza gelmeyecek ve hayal edemeyeceğimiz bazı başarılar aldık.
Yaşam tarzlarımızla, egzersizlerle bunları desteklemek gerekiyor. Özellikle genç nesillerimizi korumamız gerekiyor. Çünkü genç nesillerimiz yanlış alışkanlıklara daha yatkın oluyorlar. Sonuç itibariyle her şeye rağmen, kanserle ilgili önümüzdeki birkaç yıl içerisinde git gide artan daha da önemli gelişmeler ve başarıların önü açıktır.
***
Hedef insanların kanser olmasını engellemek
Prof. Dr. Şuayib Yalçın – (Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı)
Kanserin tüm alanında olduğu gibi, özellikle sindirim sistemi kanserinde çok önemli gelişmeler var. Biz tedavi konusu için toplandık ama tabi biz profesyoneller olarak, bu konunun çalışanları olarak diyoruz ki tüm kanserlerden korunma ve erken tanı mümkün. Bizim öncelikli hedefimiz insanların kanser olmamasını sağlamak. Bu nedenle tüm eforlarımız, daha sağlıklı bir toplum için neler yapabiliriz bunun üzerine odaklanmamız gerekiyor. Bunun dışında hastalıkta özellikle evre çok önemlidir. Türkiye’de kanser bir korku hatta korkutma aracı. Kanserojen kelimesini haberlerinizde de gösteriyorsunuz. Kanser algısının bu kadar korkutucu olması kişilerin bununla baş etmesini engelliyor. Kanser olanları da çok mutsuz ediyor çünkü çok yanlış bir efsaneyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu nedenle kişilerin umutlarını ve mücadele gücünü güçlü tutmak gerekiyor. Bu nedenle kanserin doğru algılanmasını vurgulamamız gerekiyor. Ben bunun toplumsal bir görev olduğunu düşünüyorum.
Sağlıklı ve aktif yaşam da çok önemlidir. Her hastalık için sağlıklı bir yaşam tarzını destekleyecek tüm bürokratik önlemlerin alınmasını, ulusal ve uluslararası iş birliklerinin yapılması ve buna odaklanmasını vurguluyoruz.
Beslenme tarzı çok önemlidir. Bölgesel, yöresel, kültürel, coğrafi bir takım yanlışlarımız var. Ben beslenme uzmanı değilim. Bu konuları bilen, bunların bilimini yapmış gerçek uzmanların anlatması gerekiyor. Herkesin bildiği konuda konuşması gereklidir ve bu sağlanmalıdır.
Ülkemizde bilimsel çalışmalar daha çok desteklenmeli. Çünkü bu bilimsel çalışmalar sadece bir bilimi, bir soruyu açıklamak değildir. Bunlar aynı zamanda gelir kaynağıdır ve bilgi en değerli üründür. Böylece biz kendi ilaçlarımızı, kendi sektörlerimizi, kendi yaklaşım tarzlarımızı sağlayabilir ve yenilikçi yaklaşımları anca kendi ülkemizde üretebiliriz.
Üretmek için de önce çalışmak lazım ama ülkemizdeki koşulların hem kanser hem diğer dallarda bilimsel çalışmaları desteklemesi gereklidir. Bilimsel çalışmaların desteklenmesi konusunda kamuoyunun oluşması ve bizim mevzuatın ve bürokrasinin gene bu yönde değiştirilmesi uygun diye düşünüyorum. Biliyorsunuz silah sanayi en fazladır ama sağlık sektörü en güçlü sektörlerden birisidir. Bizim sadece izleyici olmamamız gerekiyor. Üretici olarak buradaki bilgilerin insan hayatına dokunur tarzda ürünlere dönüşmesi gerekiyor. İşte bilimsel çalışmalar bunları sağlıyor. Bu tür çalışmaların ülkemizde yapılmasını önemsiyoruz.
***
Korunma, erken tanı ve doğru tedavi hayat kurtarır
Prof. Dr. Tezer Kutluk (Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) Önceki Dönem Başkanı – Çocuk Onkoloji Uzmanı)
Dünyanın nüfusunun artması, içinde bulunduğumuz dönem, çarpık ve yanlış şehirleşme zengin ve fakir demeden herkesi etkiliyor. Birincisi artık daha hareketsiz yaşayan insanlar haline geldik. Bazen olumlu dediğimiz gelişmeler bunu yapıyor. Fiziksel aktivite insanları kalp ve kansere karşı korur. Fiziksel aktivite demek spor salonuna gidip spor yapmak değildir. Şehirlerin rant mekanizmasından uzak harekete uygun tasarlanması, yeşil alanların artırılması, konut imalatının yatay şehirleşmeye imkan vermesi gerekiyor. Yerel seçimler yaklaşırken yerel yöneticilere çağrımızdır. Tütünsüz, havası temiz bir ortamda, insanların hareket edebileceği mekanları planlayan ve vadeden yerel yöneticiler oy verirken kriterimiz olacaktır.
Birkaç ay önce Dünya Kanser Kongresinde 2018 kanser rakamları, istatistikler açıklandı. İncelediğiniz zaman dünyada ve Türkiye’de görülen kanser sayısı olarak daha çok 2012 verilerini görürsünüz. 2018 verileri pek konuşulmuyor. 2018 yılına baktığınız zaman her yıl görülen kanser sayısı 18 milyona erişti. Bu hastaların 9,5 milyonu kaybediliyor. Korunma, erken tanı ve doğru tedavi ile kaybettiğimiz hastaların yüzde 70’ini kurtarabilirdik.
Türkiye bu 18 milyon rakamının neresinde yer alıyor? 2018 verilerine göre 210 bin civarında kişinin her yıl kansere yakalandığını gösteriyor. Ama sindirim sistemi kanseri sayılarına baktığınız zaman kalın bağırsak, pankreas, karaciğer, ağız boşluğu, safra kesesi, mide, yemek borusunun toplamına baktığınız zaman bu 210 bin kanserin neredeyse yarısı olduğunu görürsünüz. Çok önemli bir rakam. Meme kanseri, prostat kanseri hep görülüyor ve oldukça yaygın ancak sindirim sistemi kanserlerine de daha fazla dikkat çekmek gerekiyor.
Biz şimdi Türkiye’de 210 bin vakada yarısı sindirim sistemi kanseri dediğimiz zaman 2018’i konuşuyoruz. Önümüzdeki 10 yıla baktığımız zaman, bu yılı 10 ile çarpın. 50 yıla baktığınız zaman 50 ile çarpın. Dolayısıyla bugün konuşulanlar, ülkemizin geleceğini ve gelecek nesillerin de sağlığına yapılan yatırımlardır.
***
Kanser artık bir ölüm fermanı değil
Prof. Dr. Philip Agop Philip (Karmanos Kanser Merkezi Wayne State Üniversitesi Öğretim Üyesi – Detroit/ ABD)
Vermek istediğim bir mesaj var: Kanserin artık bir ölüm fermanı olmadığını iletmenizi istiyorum. Hem erken tanıyla hem de tedavinin değişmesiyle her yıl daha fazla başarı görülüyor. İmmünoterapi ilaçlarının etkisi son zamanlarda çok daha fazla ortaya çıktı. Bunlardan zaten 10-20 yıldır bilgimiz vardı ama bu kadar etkili değildi. Çünkü bunu hangi şekilde kullanabileceğini ve hangi mekanizmaya etki ettiğini bilmek gerekiyordu. Günümüzde bunun t hücre üzerinde olduğunu ve hücrelerini aktive edebilecek olduğumuz mekanizmaları keşfettik Ve buna yönelik olarak kanser hücresini tanıyacak ve yok edecek ilaçlarımız ortaya çıktı.
Esas önemlisi kansere hiç yakalanmamak. Bu konuda toplumların ve bireylerin eğitimi çok önemli. Medyanın yardımlarını bekliyorum. Çünkü sizler doğrudan topluma konuları ileten taraflarsınız. Sigara, obezite, alkol ve hareketsizlik büyük bir tehlike. Bunlardan uzak durarak kanseri önlemek mümkündür.
Kaynak:Birgün