Çok yorulan ve efor sarf eden epilepsi hastası çocukların yaşam kalitesinin daha sık nöbet geçirmeleri nedeniyle düşebileceği bildirildi.
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Bolayır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında ‘sara’ olarak bilinen epilepsinin genellikle genetiksel olarak ortaya çıktığını söyledi.
Beyindeki nöronların işlevinin bozulmasına yol açan olaylarda da epilepsinin meydana geldiğini belirten Bolayır, bu nedenle aslında herkesin epilepsi adayı olabileceğini aktardı.
Bolayır, kafa travması, beyin tümörü, beyin kanamaları, menenjit, beyin damarı tıkanıklıkları, böbrek ve karaciğer yetmezliği, toksik ilaçların da epilepsiye yol açabileceğini dile getirerek epilepsinin her yaşta görülebileceğini ifade etti.
Bolayır, özellikle çocukluk çağındaki epilepside yaşam tarzına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, ‘Çocukluk çağındaki genetik epilepsilerde yaşam tarzı çok önemli. Epilepsi nöbetleri çok efor sarf eden çocuklarda sık görülür. Bu çocukların çok yorulmamaları, fazla spor yapmamaları gerekiyor. Böyle olduğunda yaşam kaliteleri de düşüyor’ diye konuştu.
Uykusuzluk, aşırı uyku ve düzensiz beslenmenin epilepsiyi tetiklediğine işaret eden Bolayır, ‘Çocuğu epileptik olan aileler, hayatlarından hijyeni eksik etmemeli. Fiziksel ve psikolojik sıkıntılar da beyindeki metabolizmayı olumsuz etkiler. Bu yüzden fiziksel ve zihinsel hijyene, yani düzene dikkat edilmeli. Bu, en önemli tedavi basamağı’ dedi.
Çocukta kısa dalgınlığa dikkat
Prof. Dr. Bolayır, çocuklarda kısa süren dalgınlık durumlarına da dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çekerek ‘Absans adı verilen kısa dalma nöbetleri, bilinen nöbetlerden farklıdır. Çocuklarda çok sık görülmemekle birlikte yine de aile dikkat etmeli. Kısa nöbetlerde çocuk, 15-20 saniye sabit bakar ve o 15-20 saniye bilinci kapalıdır, bilinç kopuktur’ değerlendirmesinde bulundu.
Bu tür nöbetlerin farkında olmayan aile ve öğretmenlerin, çocukta dikkat eksikliği olduğunu düşündüğünü, çocuğu sakar ve ilgisiz diye nitelendirdiğini aktaran Bolayır, bu nöbetlerde de genetik faktörlerin rol oynadığını ve ailenin çocuğa karşı dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Bolayır, epilepsinin yüzde 70’inin tedavi edilebilir, yüzde 20-30 kısmının ise genetik ve dirençli olduğunu bildirdi. Genetik epilepsinin tedavisinin zor olduğunu ifade eden Bolayır, şunları kaydetti:
‘Epilepsinin bir nörolojik beyin hastalığı olduğu kabul edilmelidir. Bunun kötü ruhlarla ilgisi yoktur. Hala kırsal kesimden gelen insanlarda bu bakış açısıyla karşılaşıyoruz. Bu tip hastaların mutlaka doktor kontrolünde tedavi edilmesi gerekir.’