Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Mete, anne sütü alan çocukların alerjik hastalıklara yakalanmasının daha az görüldüğünü söyledi.
Mete, AA muhabirine yaptığı açıklamada, alerjik hastalıkların son yıllarda artış gösterdiğini ve halkın en sık şikayetçi olduğu sorunlardan biri haline geldiğini ifade etti.
Genel olarak besin, solunum yolu ve ilaç alerjisi sorunları ile doktorlara başvuru yapıldığını dile getiren Mete, şöyle konuştu:
“Bağışıklık sistemimizin düzenli bir şekilde çalışabilmesi için özellikle çocuk hastalarımızda beslenmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Doğal beslenme bizim için çok önemlidir. Çocuklara annelerinin evde yaptığı gıdaları tüketmelerini öneriyorum. Fakat birçok hastamız içinde katkı maddesi olan hazır gıdaları tüketiyor. Böylelikle alerjik reaksiyonlara yakalanma riski artıyor. Beslenmesi düzensiz olan, yoğun şekilde fabrikasyon katkı ve kimyasal gıdalar ile beslenen çocuklarda daha çok alerjik belirtiler çıkabiliyor. Çocukların beslenmelerine dikkat etmek lazım.Anne sütü alan çocuklara dikkat çekmek gerekiyor. Özellikle 2 yaşına kadar anne sütü alınmasını tavsiye ediyoruz. Anne sütü alan hastaların alerjik problemlere yakalanmasının daha az olduğunu görüyoruz. Anne sütünün içinde adeta doping etkisi yaratan maddeler var. Bunu alan çocuk kolay kolay ne hasta olur ne de alerjik reaksiyon gösterir. Fakat anne sütü alıyorum asla alerjik reaksiyona yakalanmam diye düşünmemek de gerekir. Alerjik rahatsızlıklar genetik hastalıklar olduğu için anne sütünde de olabiliyor.”
Mete, alerjik hastalıkların tedavisi olan hastalıklar olduğuna ancak kökten tedavisinin her zaman mümkün olmadığına dikkati çekti.
Hastaların o yüzden uzman bir doktorun kontrolüne girip takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Mete, “Uzun süreli takip ile birlikte zaman içerisinde geçen hastalıktır. O yüzden alerjiden korkmamak lazım. Alerjik hastalıklar vücutta tutulan organa göre belirti verilir. Vücudumuzda bulunan tüm organ sistemleri alerjik reaksiyonlar gösterebilirler” diye konuştu.
Alerjide çevre faktörünün çok öneminin olduğuna işaret eden Mete, şunları kaydetti:
“Alerjik hastalarımızda alerjik nedenler bulundukları çevrelerden kaynaklanmaktadır. Örneğin ev tozuna alerjisi olan hastamızın bulunduğu odada peluş oyuncaklar, duvardan duvara halı ve çok tüylü eşyalar bulundurmamak lazım. Silinebilir zeminlerin ıslak ve nemli bezlerle tozlarının alınması gerekiyor. Özellikle polen mevsiminde çocukların dışarıdan geldiğinde kıyafetleriyle aynı odada olmaması hatta hemen duş aldırılması gerekiyor. Direkt olarak tüylü ev eşyaları alerji yapmamaktadır. Fakat tüylü ev eşyasının içinde mite adını verdiğimiz ev tozu alerji yapmaktadır.”
AA