Amacı sadece insanları zayıflatmak olmayan Karatay Diyeti’nin asıl hedefi vücudun kalıcı olarak sağlığına kavuşmasını sağlamak. Kilo problemi olan insanlarda öncelikle insülin ve leptin direncini kırmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, daha sonra sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmek olduğunun altını çiziyor.
Kilo almak konusunda Türk halkının en büyük probleminin alışkanlıkları olduğunu söyleyen Karatay, bizleri dikkat etmemiz gereken konuları şöyle sıralıyor!
Hareketsizlik
Türk halkındaki en büyük problem hareketsizlik. Spor yapan küçük bir kitle var ama genel olarak çocukluktan itibaren aktif değiliz.
Tatlı ve unlu gıdalar
Türk halkı maalesef çok fazla ekmek, tatlı ve unlu gıdalar tüketiyor. özellikle gençlerimiz fast-food kültürüyle yetiştiriliyor, hamburger, pizza, tost, sandviç, cips gibi yiyeceklerle ve kola, buzlu çay ya da gazoz gibi içeceklerle karın doyurmaya çalışıyor. Ayrıca halkımızın büyük bir kısmı sağlıklı sanarak her gün neredeyse 2-3 kilo taze meyve yiyor. Ama kilo yemişten kilo aldırır diye uzak duruyor. Kuru yemiş tüketenler de çiğ yemek yerine kavrulmuş ve tuzlanmış şekilde yiyerek büyük hata yapıyor.
Yabancı diyetler
Türk halkı kendi mutfağıyla değil yabancı mutfaklarla yani tercüme diyetlerle zayıflamaya çalışıyor. Az az, sık sık yiyerek zayıflamaya çalışıyor. Oysa sık sık yemek sürekli insülin hormonunun salgılanmasına sebep oluyor ve farkında olmadan yağları eriten leptin hormonunun salgılanmasına engel oluyor.
Kalori hesabı
Türk halkı sadece kalori hesabına takılıyor, yiyeceklerin ne glisemik indeksine ne protein içeriğine ne de sağlıklı yağ içeriğine bakmıyor! Proteinler saçlarımızın, tırnaklarımızın, cildimizin, bağışıklık sistemimizin, tüm organlarımızın ve hayati önemi olan hormonlarımızın temelini meydana getirirler. Doğal olan temel proteinleri tüketmedikçe de kilo veremeyiz!
Yağ seçimi
Halkımızın yaptığı bir diğer yanlış da sağlıklı yağlarla sağlıksız yağları yani trans yağları aynı kefeye koymak. Fazla kilo problemi olup zayıflamaya çalışanlar ve kilolarını korumak isteyenlerin, doğa tereyağı, soğuk sızma zeytinyağı ve temel olan Omega-3, Omega-6 gibi yağları doğal şekilleriyle mutlaka vücutlarına almaları gerekmektedir. Omega-3 ve Omega-6 yağlarına bilimsel olarak temel yağlar diyoruz. çünkü insan vücudu bu yağları üretemiyor ve bu yağların dış destek olarak mutlaka alınması gerekiyor. Motorumuzun yağ değiştirme zamanı gelmiştir. Vücudumuza sağlıklı yağ girmediği sürece, birikmiş zararlı yağlarımızdan kurtulmalıyız.
Kilo vermenin zorlaşmasını ne yapılırsa yapılsın kilo verilememesinin ve bir çok dejeneratif hastalığın, asıl nedeni vücut ve organizmanın hücre ve hücre zarlarında Omega-3 ve Omega-6 gibi temel yağların ve fosfolipitlerin yani lipitlerin eksik olmasıdır. Bu bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu nedenle yağlı olduğu gerekçesiyle zeytin ve kuruyemişlerden korkmak veya zeytin ve kuruyemişi az miktarda yemek doğru değildir. Ancak kuru yemişler kabuğundan kırılıp çiğ olarak tüketilmelidir. Kavurarak ve tuzlayarak yemek son derece sağlıksız bir beslenme tarzıdır.