‘Teknoloji bağımlığının çaresi spor ve sanat’

Bilimsel Çalışmalar
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özalp Ekinci, getirilen sınırlamalara uymayan, teknolojik cihaz kullanımı&nbs...
EMOJİLE

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özalp Ekinci, getirilen sınırlamalara uymayan, teknolojik cihaz kullanımı nedeniyle dersleri bozulan, akran etkileşiminden uzaklaşan ergenlerin bağımlılık açısından mutlaka incelenmesi gerektiğini belirterek, “Ergenlerde aşırı teknolojik cihaz kullanımıyla mücadelede en etkili yöntem yerine başka bir faaliyet konulmasıdır. Spor ve sanat faaliyetleri en uygun faaliyetler arasındadır.” dedi.

Ekinci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgisayar, cep telefonu ve tablet gibi teknolojik cihazların günümüzde çocuk ve ergenlerin hayatlarında önemli bir yer tuttuğunu ancak bunların ailenin denetimi, gözetimi olmadığında ve yoğun olarak kullanıldığında ruhsal, davranışsal riskleri beraberinde getirdiğini söyledi.

Bebeklik ve erken çocukluk döneminde 4 yaşa kadar çocukların cep telefonu, tablet ve bilgisayar kullanmalarının genel olarak uygun olmadığını dile getiren Ekinci, “Özellikle konuşması geciken ve sosyal ilişkilerde zorlanan çocuklar, gelişime olumsuz etkilerinden dolayı cep telefonu ve tablet gibi cihazlardan uzak tutulmalıdır.” diye konuştu.

Doç. Dr. Ekinci, okul öncesi dönemde ise dil ve sosyal gelişimde zorluğu olan 4-6 yaş grubundaki çocukların cep telefonu ve tablet gibi cihazlardan uzak tutulması gerektiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

“Normal gelişim gösteren 4-6 yaş arası çocuklar yalnızca aileleriyle birlikte ve çok sınırlı süre cep telefonu veya tabletle zaman geçirebilirler. Geçirilen zaman çizgi film ya da basit temalı oyunları içerebilir. Okul öncesi dönem çocuklara cep telefonu veya tablet gibi cihazlar günde en fazla 30 dakika ve tercihen ikiye bölünmüş olarak kullandırılmalıdır. Bu yaş çocuklar teknolojik cihazları asla tek başına kullanmamalıdır, kullanımın tamamında anne, baba çocuğun yanında bulunmalıdır. Aileler çocuklarının yanında uzun süre bu tür cihazları kullanmamalıdır, çünkü bu çocuklara özendirici rol oynayabilir. Yemek yerken çocuklara cep telefonu, tablet verilmemelidir ya da televizyon izletilmemelidir. Bu cihazlar çocukların açlık-tokluk algılarının sağlıklı gelişimini bozar. Ayrıca bu cihazlar çocukların uykuya dalma ve sürdürmelerini de olumsuz etkilediği için uyku öncesinde çocuklara tablet ya da telefon verilmemeli, televizyon izletilmemelidir.”

“6-11 yaş grubunda teknolojik cihaz kullanımı aile gözetiminde yapılmalı”

Özalp Ekinci, okul döneminde ise 6-11 yaş arası çocukların sınırlı süre için ve ailelerinin gözetiminde cep telefonu ya da tabletle zaman geçirebileceğine işaret ederek, bu yaş çocukların, hafta içi günlerde 30-45, hafta sonu tatil günlerinde ise 30-60 dakikadan fazla cep telefonu ya da tablete maruz kalmaması gerektiğini aktardı.

Geçirilen sürenin bölünmüş olmasının da daha uygun olduğunu vurgulayan Ekinci, şöyle devam etti:

“Bu yaş grubunda çocuk cep telefonu ya da tabletle oynarken ebeveynler ya yanında olmalıdır ya da sık sık çocuğu takip etmelidir. Ayrıca, bu yaş çocukların ebeveyn gözetimi olmadan internete girmesi de uygun değildir. Erkek çocuklarının harekete ve el çabukluğuna dayalı, puan almak için rakibi alt etme şeklinde oyunlara ilgi göstermeleri normaldir. Bu tür oyunlar anne, baba gözetiminde sınırlı süre oynanabilir. Çocuklar kan, yaralanma, ölüm ve yetişkin temaları içeren oyunlardan uzak tutulmalıdır. Bu yaş grubu çocukların sosyal medyada kendilerine hesap açması ve sosyal medya üzerinden tanımadıkları kişilerle iletişim kurmaları da uygun değildir. Aileler çocuğun yanında sosyal medya kullanımını özendirici tutum ve söylemlerden uzak durmalıdır.”

“Süreye uyan ergenler için bağımlılık riski yok”

Ekinci, ergenlik dönemindeki çocukların da teknolojik cihazları sınırlı süreler için kullanmasına izin verilmesi gerektiğini belirtti.

Doç. Dr. Ekinci, bu sürenin okul döneminde hafta içi yaklaşık 1, hafta sonunda ise 1,5-2 saati aşmamasının önemine değinerek, “Ergenlere teknolojik cihazlarla ilgili konulacak kurallar kırıcı bir dil kullanmadan ve sebepleri açıklanarak anlatılmalıdır. Ebeveynler ve ergen arasında yapılacak ve kullanım sürelerinin açıkça yazıldığı anlaşmalar faydalıdır. 12 yaş ve üzeri ergenler sosyal medyada kendilerine hesap açabilirler ancak yalnızca yakın aile üyeleri ve okul arkadaşlarıyla iletişim kurmalarına izin verilmelidir. Ergenlerin sosyal medya üzerinden tanımadıkları, özellikle yetişkin kişilerle iletişim kurmaları uygun değildir.” ifadelerini kullandı.

Anne, babaların ergenleri teknolojik cihaz kullanırken belli aralıklarla denetlemesi gerektiğini ancak çok sık yapılan denetlemelerin çocukta “kendisine güvenilmediği” hissini yaratacağını ifade eden Ekinci, şu değerlendirmede bulundu:

“Anne-babalar çocuklarının sosyal medyada iletişime geçtiği kişinin kim olduğunu sorabilirler. Bu konu ergene de açıkça ifade edilmelidir. Kendisine konulan süreye uyan, gerektiğinde teknolojik cihazın başından kolaylıkla kalkan, akademik ve sosyal olarak başarılı ergenler için bağımlılık riski yoktur. Sınırlamalara uymayan, teknolojik cihaz kullanımı nedeniyle dersleri bozulan, akran etkileşiminden uzaklaşan ergenler, bağımlılık açısından mutlaka incelenmelidir.

Ergenlerde aşırı teknolojik cihaz kullanımıyla mücadelede en etkili yöntem yerine başka bir faaliyet konulmasıdır. Spor ve sanat faaliyetleri en uygun faaliyetler arasındadır. Uzun süre cep telefonu, tablet ya da bilgisayar kullanan ve bağımlılık özelliği gösteren olgularda kademeli bir tedavi planı çizilmelidir.Kurallara uyan ergen, başarılı olduğu her gün için belli bir puan kazanarak ödüllendirilmelidir. Kurala uymayan ergenlere, belirli sürelerle teknolojik cihazlar kısıtlanmalıdır. Sürekli kısıtlamalardan, ergenin düzelme motivasyonunu olumsuz etkileyeceği için kaçınılmalıdır. Çekingenliği ve öz güven eksikliği olan ergenler daha çok teknoloji bağımlısı olurlar, bu sebeple ergenin ruhsal özellikleri ve şikayetleri mutlaka uzman hekim tarafından değerlendirilmelidir.”