Sigaranın neden olduğu hastalıklardan biri de mesane kanseri. Erken teşhis ve önlem alınmadığı takdirde ölüme neden olan mesane kanseri, erkeklerde prostat, akciğer ve kalın bağırsak kanserinden sonra dördüncü sırada, kadınlarda ise en sık karşılaşılan kanserler sırasında sekizinci sırada yer alıyor.
Uzmanlar erken teşhis için uyarıyor: "İdrarından kan gelen bir hastanın kesinlikle gecikmeden doktoruna başvurması gerekir. İdrardan kan gelmesi mesane kanserinin en sık ve en önemli bulgusu. Özellikle de sigara kullanan erkek hastalarda kesinlikle ihmal edilmemeli. Çünkü hastada mesane kanseri olsa dahi kanseri erken evrede saptanan hastaların başarılı bir tedavi ile hastalıktan tümüyle kurtulabileceğini gayet iyi biliyoruz. Tüm kanserlerde olduğu gibi mesane kanserinde de erken tanı hayat kurtarıcıdır."
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Kadir Önem hastalığın risk faktörü sigaradan da uzak durulması gerektiğini ifade ediyor.
Mesane kanseri nedir?
Mesane, yani daha çok bilinen ismiyle idrar torbası böbreklerden genel idrarın dış ortama atılmadan önce vücut içinde depolandığı bir organdır. Tümörleri genel olarak iyi huylu tümörler ve kötü huylu tümörler olarak ikiye ayırabiliriz. Mesanenin kötü huylu tümörlerine mesane kanserleri diyebiliriz. Kanser hücreleri sürekli büyüyen ve kontrolsüz olarak çoğalan çevre organlara ve uzak organlara yayılma özelliği gösteren hücrelerdir. Mesanedeki kitlelerin büyük çoğunluğu kötü huylu tümördür yani kanserdir. Mesanenin iyi huylu tümörleri olmakla birlikte daha az sıklıkta görülürler.
KEMİKLERE DE YAYILABİLİYOR
Mesane kanseri sıklıkla mesanenin en iç tabakasını oluşturan üroepitelyum adı verdiğimiz dokudan kaynaklanır ve üroepitelyal karsinom olarak adlandırılır (Transizyonel hücreli karsinom). Daha az sıklıkla olmakla birlikte mesanenin kas dokusu gibi diğer doku gruplarına ait kanserlerde görülebilmektedir.
Erken evrelerde sadece en iç tabakada oluşan ve büyüyen kanser hücreleri ileri evrelerde mesanenin kas dokusuna ve daha ileri evrelerde mesanenin hemen çevresindeki yağ dokusuna doğru ve hatta mesane çevresindeki diğer organlara doğru da büyüyebilir. Daha ileri evrelerde ise vücudun diğer organlarına, akciğere, beyine, karaciğere ve kemiklere yayılabilir.
Belirtileri nelerdir?
Mesane kanserinin en sık belirtisi idrardan kan gelmesidir. Eğer kanser büyümüşse ve ya kanama pıhtılara dönüşmüşse idrar yapma hem kanamalı hem de ağrılı hale gelebilir. Bazen idrar tamamen kan şeklinde geldiği gibi bazen hafif pembe idrar şeklinde de gelebilir. Elbette ki idrardan kan gelmesi her zaman kanser demek değildir. Çünkü idrardan kan gelmesinin basit bir idrar yolu enfeksiyonundan taş hastalığına kadar birçok nedeni olabilir.
HALSİZLİK VE ÇARPINTI DA YAPIYOR
Gerek erken evre gerekse ileri evre kanserlerde olsun kanserin büyüklüğüne bağlı olarak meydana gelebilecek kanamalarda hastada süregelen kan kaybından dolayı hastada halsizlik, yorgunluk, güçsüzlük ve çarpıntı gibi belirtiler görülebilir.
Mesane kanserinin kanama dışındaki belirtileri alt üriner sistem semptomları dediğimiz idrar yaparken zorlanma, sık sık idrar yapma isteği, idrara sıkışma hissi, idrar yaparken zorlanma hissi, kesik idrar yapma gibi belirtiler de olabilir. Muhakkak bu belirtilerin bir hastada görülmesi de o hastada mesane kanseri olacağı anlamına gelmez. Gayet tabidir ki bu belirti ve bulgular bir prostat hastasında da görülebilir. İleri inceleme yöntemleriyle hastalığın teşhisi konulabilir.
Bunun yanında hastalığın ileri evrelerinde yani hastalığın mesanenin komşu organlara ve vücudun diğer organlarına yayıldığı durumlarda hastalarda kemik ağrısı yorgunluk, iştahsızlık, zayıflama, güçsüzlük gibi bulgular ortaya çıkabilir.
Bazen kanser dokuları idrar torbasındaki idrar kanallarına sıçrayabilir ve böbreklerin birinde ve ya her ikisinde şişmeye neden olabilir. Böylelikle kanalları tıkanan ve şişen böbrekler rahat çalışamaz hastada böbrek yetmezliği gelişir kandaki zehirle maddeler atıklar yükselir. Bu aşamada hastanın böğür ağrısı iştahsızlık yorgunluk gibi semptomları olabilir. Bu tür hastaların önce kan değerlerine bakılır eğer kan değerleri çok bozuk değilse kapalı ameliyatla kanser dokuları kazınır ve idrar kanalları açılır. Eğer kan değerleri çok bozulmuşsa acil diyalize alınır ve kan değerleri düzeldikten sonra tedavisine devam edilir. Bu hastalar her zaman diyalize girmek zorunda kalmayabilirler. Eğer başarılı bir tedavi ile kanallar açılırsa ve ya mesaneleri alınırsa böbrekleri eskisi gibi çalışmaya devam edebilir ve diyalizden kurtulabilirler. Anlaşıldığı üzere idrar kanalları tıkanan hastalarda diyaliz sadece geçici bir süre uygulanabilir. Bu nedenle erken tanı ve erken müdahale böbrekleri de kurtarır.
ERKEKLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR
Kadınlarda mı yoksa erkeklerde mi daha sık görülüyor?
Erkeklerde kadınlara göre 2.5 kat daha fazla görülmektedir. Bu farklılık gerek erkeklerin sigarayı daha fazla tüketmeleri ve sigara içilen ortamda daha fazla kalmaları gerekse erkek toplumun dışarıda çevresel kimyasal etmenlere daha fazla maruz kalması ile ve her iki cinsiyet arasındaki hormonal farklılıklarla bir parça açıklanabilir.
Hangi yaş grubunda daha sık görülür?
Mesane kanseri daha sıklıkla orta ve ileri yaş hastalığıdır. Genç erişkinlerde daha az sıklıkta görülür. Yaş arttıkça mesane kanseri görülme sıklığı da artış gösteriyor. 65–69 yaşlarında erkeklerde yüz binde 142 kadınlarda yüz binde 33 iken bu oran 85 yaş üstünde erkeklerde yüz binde 296’ ya kadınlarda yüz binde 75’ e yükseliyor. Mesane kanserinin erkeklerdeki tanınma yaşı ortala 69 kadınlardaki tanınma yaşı ortalama 71’ dir.
Bununla birlikte genel olarak yaşlı hastalardaki mesane kanserinin davranışı daha kötü ve agresif seyirlidir. Genç hastalardaki mesane kanseri ise nispeten daha iyi huylu karakterdedir, daha yavaş büyüme ve ilerleme gösterir.
İDRAR TORBASINA BAKILMASI GEREK
Hastalık tanısında hangi tetkikler uygulanır?
İdrarından kan gelen hastalarda ilk yapılan tetkikler idrar tahlili ve ultrasonografidir. Ultrasonografide bir kanser şüphesi çıkmasa bile kanama varsa endoskopik olarak yani küçük bir kameralı alet ile idrar torbasına girerek kanser varlığının araştırılması gerekebilir.
İdrar torbasına girerek bakmak kanser tanısı için çok önemlidir. Fakat içerideki tümör görülse dahi bu tümörün kanser olup olmadığını anlamak için kanseri idrar torbasından kazıyarak patolojik incelemeye göndermek gerekir. Bu yöntemle hem mesanedeki kanser tedavi edilmiş yani kazınmış ve vücut dışına çıkartılmış hem de kanserin özellikleri çıkarılan kanser dokusunun incelenmesi ile belirlenmiş olur. Kısacası kesin tanı konulurken yaptığımız kazıma işlemi aynı zamanda hastaya tedavide sağlamış olur.
Elbette kanser sadece mesanede sınırlı olmayabilir mesanede olduğunu zannettiğimiz kanser aslında böbreklerden de gelmiş olabilir. Bu nedenle çok önemlidir ki hastanın böbreklerinde kanser olup olmadığını tüm mesane kanseri tanısı almış hastalarda araştırıyoruz. Bu nedenle ilaçlı bilgisayarlı tomografi, MRI ve başka görüntüleme yöntemleri kullanıyoruz.Tanı sırasında yaptığımız bu işlemi tedavi sonrası da her yıl düzenli olarak kontrol edip hastanın böbreklerinde bir kanser gelişimi var mı yok mu kontrol ediyoruz.
Bir diğer tanı yöntemi daha doğrusu tanıya yardımcı yöntem ise hastanın numune olarak verdiği idrar örneğindeki hücrelerin patoloji uzmanları tarafından incelenmesi ve kanser hücresi görülmesine dayanır. Bu yöntem şüphelendiğimiz hastalarda gözle görülür tümör olmasa bile testin pozitif çıkması ile gözle görülemeyen kanser olabileceği, tedavi edilmiş takip edilen hatalarda hastalığın nüks etmiş olabileceği ve ya böbreklerde idrar kanallarında bir hastalık olabileceği yönünde bizi uyarır.
Örneğin idrarında kanama olan fakat görüntüleme ile bir tümör görülmeyen hastada bu tahlil yaparak kanser olup olmadığı hakkında bir ipucu edinebiliriz ve idrar torbasına girerek endoskopi yapmak gibi daha ileri tetkikleri yaparak hastayı daha ayrıntılı incelemeye geçebiliriz. Tedavi edilen ve takip edilen hastalarda ise bu incelemeyi yaparak kanserin tekrarlama olayını takip edebiliriz. Elbette ki idrarın patolojik incelenmesi bir tarama testi gibidir yani idrar yollarında bir kanser hücresi olup olamadığıyla ilgili bize ipucu verir. Kanser olacağını %100 göstermez ve daha az kanser potansiyeline sahip dokularda saptama dereceleri düşüktür. Tanısını kesinleştirmek için endoskopi gerekirse biyopsi yani parça alınması yapılmalıdır.
SİGARA İÇENLER DİKKAT: YILDA BİR KEZ İDRAR TAHLİLİ YAPTIRMANIZ ŞART!
Peki bu hastalığın tanısını koymadaki yenilikler neler? Daha erken dönemde tedavi olmak için ne yapılmalı?
Esasen mesane tümörünün taranmasında özel bir test henüz tam anlamıyla kabul edilmemekle birlikte rutin check up tetkiklerindeki basit bir idrar tahlili ve ultrasonografik inceleme atılması gereken ilk adımdır.
Toplumun mesane kanseri açısından tarama çalışmaları şu dönemde sadece idrar tahlili ile sınırlıdır. Prostat kanseri taramasında kullanılan PSA testi benzeri testler mesane kanserinde de vardır fakat bu testlerin daha çok tanı konulmuş tedavi edilmiş ve takipleri yapılan hastalarda kullanımı söz konusudur.
Özet olarak tanının gecikmemesi için hastanın yapması gereken en önemli davranış idrarında kan görür görmez doktoruna başvurması gerekliliğidir. Yapılan tarama çalışmalarında idrar tahlili ile tarama yapılan toplumdaki mesane kanserinin daha erken dönemde saptandığı bildirilmiştir.
Mesane kanseri için standart bir tarama olmamasına rağmen okuyucularımıza en azından özellikle sigara içen grupta şiddetle yılda bir kez idrar tahlili yaptırmalarını ve gerekirse ultrasonografik incelemeyi öneriyoruz.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Tedavi şekli nedir?
Mesane kanserinin tek bir tedavisi yoktur diğer tüm kanserlerde olduğu gibi kanserin evresine göre ve hastanın bu tedaviyi kaldırıp kaldıramayacağı göz önünde bulundurarak ve hastaya bütün seçenekleri anlatarak doktor ve hasta tedaviye birlikte karar verir. Mesane kanserinin ilk evrelerinde tedavi protokolü genel olarak standart olsa da daha ileri evrelerde hastanın ameliyat sonrası hayat kalitesi ve yeni mesane gibi seçeneklere karar vermesi üroloji uzmanı ile konuşarak kararlaştırmaları gerekir.
Erken evre mesane tümörlerinde ilk tedavi seçeneği kapalı ameliyatla kanserin mesanen kazınması (TUR-T) ameliyatıdır. Bu yöntemle idrar yolundan girilerek başka bir yerden kesmeden yaklaşık olarak kalem kalınlığında bir kesici ve yakıcı aletle kanserli dokuyu idrar torbasından kazınır ve vücut dışına alınır. Daha sonra bir idrar sondası konulur ve kanama oluşmaması için bir sıvı ile mesane damla damla yıkanır. Bazen bu kapalı ameliyat lazer ile sadece yakma buharlaştırma, fotodinamik tedavi şeklinde de yapılabilir. Kapalı ameliyat genel anestezi altında ve sadece belden aşağıyı uyuşturarak her iki anestezi yöntemi ile yapılabilir.
Genellikle mesane tümörü ilk tespit edildiğinde yüzeyseldir yani erken evrededir. Özellikle yüzeysel ve küçük kanserlerde sadece kapalı ameliyat yeterli olabilir. Bazen de kapalı ameliyata ek olarak mesane içine bir takım kemoterapötik ilaların ve ya savunma sistemini güçlendiren tüberküloz aşısı verilmesi gerekebilir. Bu ek tedavinin amacı ise kanserin tekrarlamasını ve ilerlemesini önlemektir. Kanser eğer nüks ederse bu süreç tekrarlanır ve kazınan kanser hücrelerinin patolojik incelemesine göre tekrar bir tedavi şeması çizilir.
İDRAR TORBASI DA ALINABİLİR
Yüzeysel mesane tümörleri ilerlerse, hastalığın teşhisi sırasında yapılan kapalı ameliyatta kanser ilerlemiş olarak bulunursa, yüzeysel olmasına rağmen mesanenin birçok yerinde kanser varsa ve ya mesane içine verilen ek tedavilere cevap yoksa idrar torbasının alınması gündeme gelir.
Mesane kanserinde mesanenin alınması ameliyatı büyük bir ameliyattır. Başlıca iki kısımdan oluşur. Birinci kısım kanserli dokuların ve organların çıkartılması, kinci kısım ise idrarın vücut dışına alınması için yapılan girişimdir.
Burada bahsetmemiz gereken konu idrar torbası ve çevresindeki yapılar alındıktan sonra her iki böbrekten gelen idrar kanallarının nereye bağlanacağı hastanın idrarının nereden geleceğidir. Bu kararı hasta ve üroloji uzmanı birlikte vermek durumundadır. Hasta açısından ameliyat sonrası hayat kalitesi ve kanserden kurtulma, cerrah açısından ise kanserin yaygınlığı ve hastanın anatomisinin ve kanserinin hangi tür bir idrar saptırmaya izin vereceği elbette ki önemlidir bu yüzden ameliyat öncesi bütün seçenekler masaya yatırılmalı ve hasta için en iyi alternatif seçilmelidir.
BAĞIRSAKTAN MESANE
İdrarın saptırılması kabaca iki yolla olur idrarın sürekli geldiği idrar tutulamayan saptırmalar ve idrarın tutulabildiği saptırmalar. Hastalığın izin verdiği ölçüde ilk tercih idrarın tutulabildiği bağırsaklardan yeni mesanenin yapılması ve yeni mesanenin normal idrar yoluna bağlanmasıdır. Bu yöntemle 30 ila 45 cm civarında bağırsak alınarak faklı yöntemlerle yeni bir mesane yapılır ve böbrek kanallarına bağlanır altta da normal idrar yoluna bağlanır. İkinci bir seçenek eğer normal idrar yolu kanser nedeniyle çıkarılmışsa kullanılamayacaksa karın ön duvarına yeni mesane ağızlaştırılır ve bir sonda yardımı ile yeni idrar torbası günde 4 ila 6 kez boşaltılır. Bazen idrar kanalları kalın bağırsağa bağlanır. Ve hasta büyük tuvaleti ve küçük tuvaletini birlikte yapar. Bazen de hastanın durumu elverişli değilse karın duvarına her gün değiştirilen bir torba takılır ve idrar bu torbaya dolar. Bağırsaklarla yapılan çok çeşitli idrar torbası ve idrar saptırma teknikleri vardır.
Mesanenin alınması ameliyatı açık, laparoskopik ve robotik tekniklerin biriyle yapılabilir. Açık cerrahide göbek altından ve gerekirse birazda üstünden yapılan bir kesi ile ameliyat yapılır. Laparoskopik ve robotik cerrahide ise karın ön duvarına 5 ve ya 6 adet delik açılarak ameliyat yapılmaktadır. Laparoskopik cerrahi teknik olarak zor olmakla birlikte robotik cerrahide bu zorluk robotun kollarının kullanımının oldukça rahat olması nedeniyle ortadan kalkmıştır. Bu üç teknikte tercih edilebilecek yöntemlerdir fakat bu güne kadar yapılan çalışmaların çoğu ve elde ettiğimiz uzun dönem hasta izlem sonuçları açık cerrahi ile yapılan ameliyat sonuçlarıdır. Onkolojik ve fonksiyonel sonuç açısından bu üç teknik arasında bir farklılık olduğunu söylemek zordur. Fakat genel kanı ileri evre bir kanser ise ameliyat süresinin mümkün olduğunca kısaltılması, anatomiye daha iyi hakim olunması için açık cerrahi yapılması yönündedir.
Ameliyat olmak istemeyen ve ya anestezi açısından çok yüksek riski olan hastalarda cerrahi tedavi uygulanamayacağı için kemoterapi (ilaç tedavisi) veya radyoterapi (ışın tedavisi) verilebilir. Bazı hastalarda yapılabildiği kadar tümörün kapalı olarak kazınması ve ardından kemoterapi ve radyoterapi verilmesi seçenekler arasındadır. Henüz bu tedaviler cerrahi tedaviler kadar başarılı değillerdir.
Gen tedavisi: Henüz kesinleşmiş bir genetik tedavi yaklaşımı olmamakla birlikte çeşitli hayvan çalışmaları virüsler aracılığıyla kanserli hücrelerin öldürülmesi yönünde sürmektedir.
RAHİM DE ALINIYOR
Gerektiğinde mesane ile beraber kadınlarda rahimde alınır mı ?
Mesane kanserinde eğer mesanenin alınmasına karar verilmişse sadece mesane çıkartılmakla kalmaz komşu dokularda idrar torbası ile beraber çıkarılır. Erkeklerde mesane ile beraber prostatı, meni keseciklerini, lenf düğümlerini, böbrekten mesaneye idrarı taşıyan idrar kanallarının uç kısımlarını ve gerekirse penis içindeki idrar kanalı da (uretra) çıkartıyoruz.
Kadınlarda ise mesane ile beraber ürolojik organlar olmamasına rağmen yakın komşuluğundan dolayı rahimi, yumurtalıkları, vajina ön duvarını, rahim ile yumurtalık arasındaki tüpleri ve lenf düğümlerini çıkartıyoruz.
haber 365