Orucun suyla açılmasının yararı

Bilimsel Çalışmalar
Diyetisyen Selami Helvacıoğlu, Ramazan ayının gelmesiyle yılın 11 ayı alışık olunan beslenme düzeninin, oruç tutanlar için tamamen değiştiğini, 3-4 olan günlük öğünün ikiye düştüğünü bildirdi. Ramazan...
EMOJİLE

Diyetisyen Selami Helvacıoğlu, Ramazan ayının gelmesiyle yılın 11 ayı alışık olunan beslenme düzeninin, oruç tutanlar için tamamen değiştiğini, 3-4 olan günlük öğünün ikiye düştüğünü bildirdi. Ramazan ayında beslenmenin önemi ile ilgili yazılı bir açıklama yapan Diyetisyen Selami Helvacıoğlu, insan biyoritminin, gece uyumaya ve depolamaya, gündüz beslenmeye ve enerji harcamaya programlandığını belirterek, “Ramazan ayında yaklaşık günde 14 -15 saat aç kalınır. Bu uzun süreli açlık ile vücuttaki şekerin düşmesi, baş ağrısı, baş dönmesi, sinirlilik, uykuya eğilim, mide bulantısı kusma, konsantrasyon bozukluğu ve düşük tansiyon gibi farklı problemler gözlenebilir” dedi.

Helvacıoğlu, uzun dönem açlık sonrasında tüketilen iftar menülerinde, hamur işleri, ağır tatlılar, yağlı gıdalar, ağır et yemeklerinin bol miktarda bulundurulması ve gün boyu aç kalan mideyi alıştırmadan hızla ve çok miktarda yemekle doldurmanın şişkinlik, hazımsızlık, midede gerginlik hissi, kan şekerinin yükselmesi, tansiyon yükselmesi gibi sorunlara yol açacağını söyledi. Helvacıoğlu, aynı zamanda Ramazan ayında açlığa bağlı olarak fiziksel aktivitenin de azaldığını, bu şekilde beslenmenin ve hareketsizliğin uzun dönemde kilo almaya, bunun da obeziteye neden olabileceğini anlattı.

İftarda orucu su ile açarak tansiyonun düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Helvacıoğlu, şöyle konuştu: “Uzun dönem açlık sonucunda düşen kan şekerini yükseltmek için hurma ve kuru meyveler de başlangıç için ideal besinlerdir. Daha sonra az yağlı bir çorba, zeytinyağlı bir sebze yemeği ve yoğurt 1-2 dilim ekmekle devam edilebilir. Yaklaşık 45 dakika 1 saat sonra ise, ızgara, fırınlanmış, haşlanmış veya buğulama et, balık, tavuk ile beraber salata tüketilebilir. İftardan sonra mide bir süre dinlendirilir, akşam boyunca ise meyve veya sütlü tatlı tüketilebilir.”

İftar ile sahur arası 2 ya da 2.5 litre kadar sıvı tüketilmesi gerektiğini belirten Selami Helvacıoğlu, açıklamasına şöyle devam etti: “Aksi takdirde ertesi gün susuzluk hissi ve tansiyon düşüklükleri yaşanabilir. Sahur öğünü atlanmamalı, mutlaka yapılmalıdır. Proteinden zengin, karbonhidratı ve yağı dengeli, lifli besinler tüketilmelidir. Bunun için kahvaltı ağırlıklı beslenilebilir. Buna ek olarak çorba, sebze yemeği, söğüş sebze ve meyve eklenebilir. Aşırı tuz vücudun su ihtiyacını artırır bu nedenle yemeklerin çok tuzlu olmamasına dikkat edilmeli. Aşırı şeker ve şekerli yiyecekler de çabuk acıkılmasına neden olduğu için sahurda tüketilmemelidir. En az yarım litre su tüketmek su ihtiyacı için de önemlidir."

İha