Sezaryen oranlarının düşürülmesi ve kürtajla mücadele için eylem planını belirleyen Sağlık Bakanlığı, erkeklerin de doğum kontrolünde sorumluluk alması için çaba gösterecek.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Mustafa Aksoy, evlilik hazırlığındaki çiftlere üreme sağlığı eğitimi verilmesinin öngörüldüğünü belirterek, ”Bizim erkeklerimiz elini taşın altına koymazlardı. Erkekleri bu kulvara çekmek istiyoruz. Bunları evlilik öncesi danışmanlıklarla çözeceğiz” dedi.
Aksoy, sezaryen ve kürtaja karşı Sağlık Bakanlığı’nın yürüteceği çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.
Bu konuda bilim kurullarının önerileri doğrultusunda hareket edeceklerini bildiren Aksoy, ”Sağlık Bakanlığı bilim kurullarıyla çalışır. Çıkan kararlara göre uygulamalar getireceğiz” dedi.
”Sezaryen bir ameliyat”
Sezaryenin bir ameliyat olduğunu, komplikasyonlar ortaya çıkabileceğini, buna ancak mecbur kalındığında başvurulması gerektiğini ifade eden Aksoy, şunları söyledi:
”Bunlardan korunmak için isteğe bağlı sezaryeni azaltmak lazım. İnsanlar yanlış bilgilendiriliyor. Bilseler ki sezaryende riskler var, istemezler. Burada hem hekimlerin yetişememesi, hem de doğum ağrısı çekeceği düşüncesi var. Sezaryen sonraki gebelikte de erken doğum riskini artırıyor.”
Sezaryenin sonraki doğumları da sınırladığını, ilk doğumun sezaryen olması halinde diğer doğumların normal yolla yapılamadığını ifade eden Aksoy, ”Üst üste 3 defa sezaryen yapılabiliyor. Dördüncü çok nadir yapılıyor” şeklinde konuştu.
Ağrısız doğum teşvik edilecek
Normal doğumu özendirecek önlemler alacaklarını bildiren Aksoy, bunun için hekimlerle diğer sağlık çalışanlarının bilgilendirileceğini, ebe ve hemşirelere eğitim verileceğini söyledi.
Doğum öncesi danışmanlık hizmetinde ise gebelerin doğum yöntemleriyle ilgili bilgilendirilmesi ve doğuma hazırlık gibi bilgiler verilmesinin öngörüldüğünü anlatan Aksoy, normal doğumun teşvik edilmesi için doğum yapılan birimlerin rehabilite edilmesi kararı alındığını açıkladı.
Ağrısız doğumla ilgili de yeni uygulamalar getirileceğini bildiren Aksoy, şu bilgileri aktardı:
”Doğum ekibine anestezi uzmanı katılacak. Belden takılan bir hortumcuktan verilen ilaçla doğum ağrısı azalıyor. Epidural doğumda uygulanan bu yönteme normal doğumda da başvurulabiliyor. Ama ilaç doğum sırasında belirli bir aşamadan sonra veriliyor. Bunun ekip tarafından belirlenmesi lazım. Anestezide uzman ve işlem için ek bir maliyet söz konusu. Bu konuda SGK ile bir çalışma yürütülüyor. İlk doğumlar hem anne hem de sağlık çalışanı açısından daha zahmetli, takibi daha zordur. Dolayısıyla ilk doğumların ücreti yüzde 50 oranında artırılıyor. Bakan beyin bu konudaki teklifi kabul edildi.”
”Bundan her isteyen faydalanabilecek mi?” sorusuna Aksoy, ”Bazılarının zaten ihtiyacı olmayacak. İkinci, üçüncü doğumu yapan annelerde doğum muhtemelen 2-3 saati geçmez. Anestezi uzmanı gelip o işlemi yapıncaya kadar doğum bitmiş olur, dolayısıyla anesteziste gerek kalmamış olur. Ekibin uygun olduğu kişilerde yapılabilecek, çünkü bunun için herkes uygun olmayabilir” yanıtını verdi.
Hekimlere eğitim
Türkiye’deki sezaryen oranlarının dünya ortalamasının çok üzerinde olduğuna dikkati çeken Aksoy, ilk sezaryen oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olan hekimlerin normal doğum konusunda eğitime alınacağını bildirdi.
Bunun bir ceza olarak öngörülmediğini vurgulayan Aksoy, ”Demek ki bu hekim arkadaş cesaret edemiyor normal doğuma, bilgi eksiği var diye düşünüyoruz. Ama oranı en yüksekten başlayacağız” dedi.
Özel hastanelere yönelik de önlemler alacaklarını bildiren Aksoy, ”İlk doğumların hepsi sezaryense incelemek gerekir. Zekai Tahir Burak hastanesi gibi en problemli hastaları kabul eden bir hastaneden daha yüksek sezaryen oranı olan bir özel hastaneyi kabul etme şansımız yok” diye konuştu.
”Yeni düzenleme sezaryen yasağını kaldırıyor”
TBMM’de kabul edilen sezaryenle ilgili düzenlemenin aslında Türkiye’de bu konudaki resmi yasağı kaldırdığını bildiren Aksoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
”Yasa sezaryeni tıbbi zorunluluk varsa serbest hale getiriyor. Resmi olarak yasak olmasına rağmen sezaryen bu kadar yüksek oranda yapılıyor. İsteğe bağlı sezaryende ‘bebek sıkıntıya girdiği için yapıldı’ deniyor. Bunun belgesi yok ortada. ‘Anne istediği için sezaryen yaptım’ denmiyor. Artık bebeğin kalp atımları bozulduysa, bebeğin başı ile annenin kalçası uymadıysa, annenin aşırı korkusu varsa psikolog kararıyla bu yapılabilecek. Ama onun dışında ‘niye yapıldı?’ diye soracağız.”
”İnsan kürtaj dönemine gelmemeli”
Kürtaja karşı yapılacak çalışmalarla ilgili de bilgi veren Aksoy, ”İnsan kürtaj dönemine gelmemeli. O döneme gelinmişse danışmanlık hizmeti, düşünme süresi vereceğiz” diye konuştu.
Bununla ilgili gebelik oluşmadan tedbir alınma imkanı bulunduğunu hatırlatan Aksoy, ”Türkiye’de gebeliği önleyici yöntem kullanma oranı yüzde 50’yi geçmiyor. Bizim gebeliklerimiz planlı gebelikler değil, rastgele gebelik. Türkiye’de planlı gebelik oranları oldukça düşük. Biz bunların yükseltilmesini istiyoruz. Ne anne sağlığını tehdit edelim, ne de anne karnında bebek şu kadardı bu kadardı tartışmaları olsun” şeklinde konuştu.
Ellerinde kürtajı önleyecek argümanların mevcut olduğunu dile getiren Aksoy, şunları belirtti:
”Aile planlaması hususunda dünyada konsept değişti. Modern konsept aile planlaması değil, üreme sağlığıdır. İnsanlar istediği zaman tabii ki çocuk sahibi olsun, ama kendisinin sağlığına en uygun neyse o metodu seçebilsinler. Bizim erkeklerimiz elini taşın altına koymazlardı. Erkekleri bu kulvara çekmek istiyoruz. Bunları evlilik öncesi danışmanlıklarla çözeceğiz. Bizim zaten bu konuda bir çalışmamız vardı. Bunu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte geliştireceğiz.”
Koçluk eğitimi
”Koçluk eğitimi”nin içeriğinin zenginleştirileceğini bildiren Aksoy, gençlerin benimseyebileceği tarzda gerekli bilgileri almalarının hedeflendiğini bildirdi.
Aksoy, ”Değerleriyle çatışmadan bu bilgileri alabilecekleri bir ortam oluşsun istiyoruz” dedi.
Bunun için özel bazı mekanlar oluşturulacağını anlatan Aksoy, belediyelerin bu tür birimlerden yararlanılabileceğini söyledi.
Evlilik öncesi danışmanlık hizmetinin hassasiyet gerektirdiğine dikkati çeken Aksoy, nikah işlemleri sırasında bu tür hizmet verilebileceğini söyledi.
Aksoy, bazı genetik hastalıklarla ilgili verilen böyle bir hizmetin genişletilerek üreme sağlığı boyutunun da eklenmesinin söz konusu olabileceğini ifade etti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın ortak bir müfredat oluşturarak bu eğitimin yapılacağını belirten Aksoy, gebeliği önleyici yöntemlerle ilgili bilgiler de verileceğini söyledi.
Aksoy, şunlara dikkati çekti:
”Erkekler bu konuda sorumluluk almalılar. Hanımların üzerine kalmamalı. Çünkü bazen kadının, bazen de erkeğin korunması gerekir. Karşılıklı konsensüs olmalı. Genetik geçişli hastalıklarla ilgili bilgilendirmeyi sıradan mekanlarda yapabiliyorsunuz, ama böyle bir özel danışmanlık hizmeti için özen göstermek gerekiyor. Belki bazı konularda kurulları toplayarak çalışacağız. Her yönünü konuşmak, tartışmak lazım. Belli kadınlara, belli konuları da erkeklere özel olarak anlatmak gerekir. Burada ince bir çizgi var. Ama her ikisini de bu programa almak lazım.”
AA