Fıtık Hastalarını Ameliyatsız Tedavi Ediyor

Bilimsel Çalışmalar
Mirzaoğlu, "Fıtık büyültülecek bir rahatsızlık değil. Her fıtık ameliyat edilmemeli." diyor. "Bel ağrım geçmek bilmiyordu. Fıtık olmuştum ve neredeyse hiç hareket edemiyordum. Sonra fel...
EMOJİLE

Mirzaoğlu, "Fıtık büyültülecek bir rahatsızlık değil. Her fıtık ameliyat edilmemeli." diyor.

"Bel ağrım geçmek bilmiyordu. Fıtık olmuştum ve neredeyse hiç hareket edemiyordum. Sonra felç oldum. İki ay hiç kalkamadım. Tedavi oldum ama ayağımın üzerine 10 yıldır basamıyordum. Doktorlar kesinlikle ameliyat olmam gerektiğini söyledi ancak olmadım. Erkan Bey’e geldim. Uyguladığı yöntemle ameliyat olmadan birkaç dakika içinde iyileştim ve eski sağlığıma kavuştum." Bu cümleler 48 yaşındaki Emine Gül Aktaş’a ait. 10 yıl önce tedavi olan Aktaş’ın şimdi hiçbir sağlık sorunu yok.

Günümüzde birçok kişi bel ve boyun fıtığı başta olmak üzere birçok omurilik ve kas hastalığına yakalanıyor. Sebepleri malum, artık daha çok kişi masa başında çalışıyor ve günün daha uzun bir süresi hareketsiz geçiyor. Sebebi her ne olursa olsun, bu tarz bir şikayetle karşılaşan doktorların tavsiyesi ameliyat. Ameliyat o an için kişiye fayda sağlasa da, sonrasında rahatsızlık tekrarlanabiliyor. Peki, bıçak altına yatmadan tedavi mümkün mü? ‘Manuel terapi’ye varım derseniz bu sorunun cevabı evet. Fıtık hastalarının bıçaksız tedavi edildiği bu yönteme Avrupa’da sıkça başvuruluyor. Ancak ülkemizde çok bilinmiyor.

Uzman manuel terapist Erkan Mirzaoğlu, kas ve boyun fıtığı rahatsızlıklarını ameliyata gerek kalmadan tedavi ediyor. Yöntemini de şöyle anlatıyor: "Boyun, fıtık, sırt, dirsek, omuz ve bel ağrılarının tedavisinde ‘elle tedavi’ anlamına gelen manuel terapiyi uyguluyorum. Hastalarım 4-5 dakika içinde sağlığına kavuşuyor."

Mirzaoğlu, 61 yaşında. Almanya’da eğitim almış. 27 yıldır binlerce insanı tedavi etmiş. Başarı oranının da yüzde 95 olduğunu söylüyor. Fıtık hastalarının ameliyat olmasına karşı. Nedenini şöyle açıklıyor: "Manuel terapi, tıbba alternatif değil. Bizde tıbbi eğitim eksik veriliyor. Tam verilse lüzumsuz ameliyatlara gerek kalmaz. Zira ameliyat sonrası riskler çok yüksek. Kaldı ki vakaların büyük bir çoğunluğunda ameliyata gerek yok. Türkiye’de insanlar fıtık olduğu zaman sanki kanser olmuş ve tedavisi mümkün değilmiş gibi düşünüyor. Oysa fıtık, çok büyütülecek bir hastalık değil. Ağrıları, uyguladığımız yöntemle çok basit bir şekilde tedavi edebiliyoruz."

Ağır kaldırmayla fıtık olunmaz

Fıtık tedavisinde, tıbbın genellikle ağrıya yoğunlaştığını ve ağrıyı gidermek için çalıştığını anlatan Mirzaoğlu, ağrıların çoğunun sırtta bulunan 24 omurun sinir sistemiyle bağlantılı olduğunu ve organları tetiklemesiyle meydana geldiğini söylüyor. Mesela boyundaki C1 atlas denilen nokta kaydığında baş ağrısı, migren, yüzde uyuşma oluyor. Oysaki migrenin belirtileri, sinirlerdeki uyuşmalar olarak bilinir. Bunu tetikleyen de C1’deki kayma. Bu yerine oturtulduğunda hasta tedavi oluyor. Mirzaoğlu, hastanın duruşundan ve yürüyüşünden hastalığı fark ediyor ve buna göre tedavi gerçekleştiriyor. Bir de tedavide ağrıdan daha çok sebebine bakıyor. "Ağır kaldırma ya da soğuk almayla kesinlikle fıtık olunmaz." diyen terapist, fıtığın sebebini ani ve ters hareket yapılmasına bağlıyor.

Mirzaoğlu, hastalarında ilk önce bacak boylarının eşit olup olmadığına bakıyor. Zaten bel fıtığının sebebi bir bacağın diğerinden bir-iki santim kısa olması. Hasta kendini rahat bıraktığı sürece birkaç dakikada kayma yerine oturtuluyor. Terapist, bazı kişilerin hastaya 5-10 seans uyguladığını anlatıyor: "Buna gerek yok. Hasta, tek seansta tedavi edilir." Ayrıca, ücretin cüzi olduğunu söylüyor.

Mirzaoğlu, İtalya’da yaşıyor. Hem İtalya hem de Almanya’da hastaları tedavi ediyor. Ayda bir defa da Türkiye’ye gelip bir hafta kalıyor. Bu haftanın birinde İstanbul, diğerinde Ankara’da bulunuyor. Onun hastaları arasında doktorlar da var. Ayrıca İstanbul’da iki dahiliye uzmanı onun yanında manuel terapiyi öğreniyor. Terapi hakkında bilgi sahibi olmak isteyen doktorlara ilerleyen zamanlarda seminerler verilecek. Çünkü Mirzaoğlu, hastaları tedavi etmenin yanında bu yöntemi Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaşmasını sağlamak istiyor. Onun bir de isteği var: "Türkiye’deki tıp fakültelerinde manuel terapi eğitimi muhakkak verilmeli."

Terapi, mutlaka uzman kişiler tarafından yapılmalı. Zira bu yöntem uygulanırken yapılan bir hata, hastayı tekerlekli sandalyeye mahkûm edebilir.

Zaman