Dirençli Tansiyona Cerrahi Çözüm

Bilimsel Çalışmalar
Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, Türkiye’de yeni kullanılmaya başlanan bir yöntemle, 3 ilaca rağmen düşmeyen dirençli tansiyonun, böbrek atardamarı etrafındaki sempatik s...
EMOJİLE

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, Türkiye’de yeni kullanılmaya başlanan bir yöntemle, 3 ilaca rağmen düşmeyen dirençli tansiyonun, böbrek atardamarı etrafındaki sempatik sinir ağlarının radyofrekans ile yakılarak düşürülmesinin sağlandığını söyledi.

Prof. Dr. Ergene, Türk Kardiyoloji Derneğinin ev sahipliğinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen ”27. Ulusal Kardiyoloji Kongresi” kapsamında, Türkiye’de birkaç gündür uygulanmaya başlanan dirençli tansiyona cerrahi çözüm yöntemine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Hipertansiyonun, Türkiye’de ve dünyada büyük bir problem olduğunu, Türkiye’de 15-18 milyon arasında yüksek tansiyon hastasının bulunduğunu belirten Ergene, bu hastalardaki kontrol oranlarının çok iyi olmadığını belirtirken, tansiyon ilacı almakta olanlar arasında bile kontrol oranlarının yetersizliğine dikkati çekti.

Bu verilerin ötesinde, yeteri kadar ilaç verilmiş olan bir grup hastada, tansiyonun yeterince kontrol altına alınamadığını anlatan Ergene, dirençli hipertansiyon grubundaki hastalardan, dünyada yüzde 5-15 oranında bulunduğu, Türkiye’de ise 1.5 milyon kişinin dirençli hipertansiyon hastası olduğunu söyledi.

Dirençli hipertansiyonun çok çeşitli sebepleri bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Ergene, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Üç tane kan basıncı düşürücü ilaç almasına rağmen -bunların birisi idrar söktürücü olmak kaydıyla- yeteri kadar kan basıncı kontrol altında değilse, biz buna dirençli hipertansiyon diyoruz. Bu hastalığın çok çeşitli sebepleri var.

Tüm çözüm yöntemlerine rağmen, hala tansiyon kontrolü iyi sağlanamıyor ise girişimsel yöntem dediğimiz yeni bir yöntemimiz var. Girişimsel yöntem, tansiyon arterini, kan basıncını daha iyi kontrol etmek için uygulanan bir yöntem.”

Maliyeti 12 bin TL

Çok uzun yıllardır tıp alanında kan basıncı yüksekliği ile böbrek fonksiyonları arasında bir ilişki olduğunun bilindiğini belirten Ergene, şöyle konuştu:

”Ama bu böbrek atardamarının dış yüzeyine yakın kısımdaki sinir uçlarının, bu kadar etkin olduğu kan basıncı kontrolünde, son yıllarda ortaya çıkan bir bulgu. Bu bulgu, ortaya çıktıktan sonra bunun yakılması yöntemiyle tansiyonun daha iyi kontrol edilebileceği varsayımından yola çıkılıyor ve her gün yüzlerce kere kalbe ulaşmak için kullandığımız kateterlere benzer bir cihaz geliştiriliyor. Tek farkı, ucunda düşük yoğunluklu enerji verebilen bir aparat bulunması.

Tedavi sırasında, böbreğe ulaşmak için kasıktan giriliyor. Bir borunun içinden kateter gönderilerek, böbrek atardamarı içine yerleştiriliyor. Böbrek atardamarının çeşitli noktalarına kateterin ucunu yaslamak suretiyle, düşük enerjiyle sinir uçlarını yakıyorsunuz. Yöntem, buna dayanıyor. Beyne alınan-verilen sinyallerde değişiklik oluyor, bunun neticesinde ve kan basıncı kontrolünü daha iyi yapabiliyorsunuz.”

Hastanın, 30-45 dakika arasında süren işlemin yapıldığı gün, veya bir gün sonra taburcu edildiğini anlatan Prof. Dr. Ergene, yine de bu yöntemin bir mucize gibi görülmemesi gerektiğini dile getirerek, bu uygulamanın dirençli tansiyon olgularında, mevcut klasik antihipertansiv tedaviye yardımcı bir yöntem olduğunu vurguladı.

Ergene, bu yöntemle büyük tansiyonda 30-35 mmhg, küçük tansiyonda ise 15-20 mmhg düşme gözlenebildiğini, hastanın kullandığı ilaç sayısının düştüğünü aktardı.

Bu yöntemin, Avrupa’da, Almanya, Avusturya ve İtalya’da geri ödeme kapsamına girdiğini, ancak Türkiye’de yeni bir uygulama olması nedeniyle geri ödeme kapsamında bulunmadığını belirten Ergene, bu uygulamanın, Türkiye’deki maliyetinin yaklaşık 12 bin TL olduğunu kaydetti.

AA