İleri düzey çalışmaları ABD’de yapılacak akciğer kanseri aşısının test edildiği 176 hastadan alınan olumlu sonuçların onayı için Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi’ne başvurulacağı bildirildi.
Aşının etkinlik testi geliştirilmesi projesinde yer alarak aşıyı geliştiren Küba ve Arjantin konsorsiyumuna dahil olan ilgili ilaç firmasının medikal müdürü Dr. Buğraer Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin etkinlik testi geliştirilmesine ilişkin öncü rolüne dair bilgi verdi.
Kanser tedavisinde bağışıklık sistemine yönelik aşı çalışmalarının 2015 yılına adeta damga vurduğunu ifade eden Aslan, ‘İmmunoterapötik diye isimlendirilen aşılar, kanser tedavisinde umut verici çalışmalardır. Küba’da geliştirilen ve etken maddesi ‘Racotumomab’ olan aşı da bunlardan biridir. Yeni geliştirilen ilaçlar ile immunoterapinin önümüzdeki yıllarda kanser tedavisine önemli katkılar yapacağına inanıyoruz’ dedi.
Buğraer Aslan’ın verdiği bilgiye göre, aşının bileşenindeki antijenler sadece tümörlü hücreye saldıran antikor üretiyor. Kanserli hücrelerle de bu antikor savaşıyor.
Aralarında İtalya, Fransa ve Kanada’nın da bulunduğu bağımsız bir kuruluş olan Uluslararası Değerlendirme Komitesi tarafından aşıya yönelik çalışmaların etkin şekilde devam etmesine karar verildiğini anlatan Aslan, araştırma sonuçlarının Amerikalı bilim insanlarının da dikkatini çektiğini söyledi.
Dr. Aslan, ‘New York’ta bulunan dünyaca ünlü Roswell Park Kanser Enstitüsü ile akciğer kanseri aşısına ilişkin daha kapsamlı araştırmaları ABD’de yapmak ve hastalarda kullanmak için anlaşma yapıldı’ diye konuştu.
‘Yan etki bildirimi daha az’
Söz konusu aşının 2013’ten bu yana Arjantin’de ruhsatlı olarak yapıldığını aktaran Aslan, şu bilgileri verdi:
‘Etkinlik ile yan etkilerin incelendiği faz çalışması kapsamında aşı toplam 176 hastada uygulandı. Bunun sonucunda iki yıllık sağ kalım oranlarının üç katına çıktığı belirlendi.
Sonuçlar, dünyanın sayılı onkoloji dergilerinden Clinical Cancer Research’de yayımlandı. British Medical Journal Dergisi’nde yayımlanan makalede de aşının sağ kalım oranlarına katkı sağladığı, diğer tedavilere göre yan etkisinin de daha az olduğu belirtildi.’