ANAP, Bilgi Üniversitesi ve Türkiye Demokrasi kurucusu Bülent Akarcalı gündemi SABAH’a yorumladı: “Türkiye’de demokrasi rüzgârının yeni yeni estiği 1984 yılında ANAP iktidarından PKK’nın ilk eylemi olan Eruh baskını gerçekleşti. Bu saldırının neden gerçekleştirildiğini bir kişi bana anlatabilir mi? 1984 yılında Eruh baskını neden yapıldıysa, 2015 yılında Suruç saldırısı o yüzden yapılmıştır. Türkiye’nin büyümesini istemeyen bir güç var. İstanbul sermayesi, TÜSİAD ve Doğan grubu eğer PKK’nın saldırdılarından rahatsızsa bağlantılarının bulunduğu batı ülkelerindeki gazetelere ilan vererek PKK’nın gerçek yüzünü anlatsınlar.
1990’lı yıllar siyasi belirsizliklerin, koalisyonların, ekonomik krizlerin ve terörün zirve yaptığı bir dönemdi. İstanbul sermayesinin ve medyanın siyasete çok açık bir şekilde yön verdiği o yıllar, Türkiye’nin en karanlık yılları olarak tarihe geçti. Şimdi 1990’lı yıllarla korkutmaya çalışan medya ve İstanbul sermayesi siyaseti yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Türkiye’nin 1990’lı yıllarını çok iyi bilen bir isim var. Anavatan Partisi, Bilgi Üniversitesi, Türkiye Demokrasi Vakfı kurucusu olan ve 4 dönem milletvekilliği yapan Bülent Akarcalı. Akarcalı, Turgut Özal döneminden bu yana siyasete yapılan müdahaleleri anlattı ve bugüne dair bazı ipuçları verdi. İsa Tatlıcan’ın Sabah gazetesindeki haberi…
Turgut Özal’a en yakın isimlerden biriydiniz. Özal dönemi ile bugün arasında bir benzerlik kurabiliyor musunuz?
Tam anlamıyla bir benzerlik görüyorum. Turgut Özal’a yapılanların aynısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılmaya çalışılıyor. Türkiye’de hakim olan zihniyet İstanbul sermayesi ya da burjuvazisidir. Onların da köşe başlarını eski solcular tutmuştur. Bu patronlar kendi hükümdarlıklarını ayakta tutmak için bunları kullanmıştır. Süleyman Demirel İstanbul burjuvazisi ile iyi geçiniyordu. Demirel’e söz geçiremedikleri noktada Ankara’daki sivil-asker bürokrasiyi devreye sokuyorlardı.
İstanbul burjuvazisinin Özal ile arası nasıldı?
Ne zaman ki Turgut Özal gibi dişli biri çıktı İstanbul burjuvazisinin sistemini bozdu. Aslında küçük dünyalarıyla Turgut Bey’i anlayamadılar. Tenekeden otomobil, beyaz eşya ürünleri yaptılar ve gümrükleri yükselttiler. Özal ise sınırları açtı ve rekabet ortamını sağladı. Bir anda dünyaları allak bullak oldu. Hazır keyifleri bozuldu ve Turgut Bey’i hedef aldılar. Ben Turgut Bey’in ağlayarak masaları yumrukladığına ve “Bu adamlar benden ne istiyorlar” dediğine şahit oldum.
İstanbul burjuvazisinin bugün yine devrede olduğunu düşünüyor musunuz?
Evet, bugün de aynı İstanbul burjuvazisi devrede. Geçmişte çeşitli nedenlerle gazetelere ilanlar veriyorlardı. Şimdi PKK terörü Türkiye’yi eskisinden daha organize bir şekilde tehdit ediyor. Nerede bunlar, neden hiçbiri ortada yok? TÜSİAD’ın bu konuda söyleyecek bir sözü yok mu? Dış dünyada bilmem kaç yerde ofisin var. Üyelerinin ciddi ortaklıkları var. Bu çıkarları korumak için teröre karşı mücadeleye girişmeleri gerekmiyor mu? Bu gruplara ait üniversiteler var. Neden teröre karşı ses çıkarmıyorlar? Koç Üniversitesi Gezi eylemlerinde çok dar bir tartışmada yaptığı açıklamaları neden teröre karşı yapmıyor?
İstanbul sermayesinin Erdoğan’a bu öfkesinin nedeni ne olabilir?
İstanbul sermayesi geçmişte Ankara’ya gitmeden istediğini yaptırabiliyordu. AK Parti iktidarı ile bunlar yerlerine oturmak zorunda kaldılar. Milyar dolarlık projeler yönettim. Türkiye’deki tüm holdingleri bire bir tanıdım. Geçmişte İstanbul sermayesi yine siyasete yön vermeye çalışırdı ama daha milliydi. Şimdiki İstanbul sermayesi Bebek-Ortaköy hattından dışarı çıkmamış yurt dışında eğitim görmüş, yurt dışına bağımlı insanlar.
Sol liberallerin Erdoğan düşmanlığı nedeniyle PKK’yı aklayan bir tavır içine girmelerini nasıl yorumluyorsunuz?
Bunun demokratlıkla, liberallikle uzaktan yakından ilgisi yok. Bu sadece sol liberallerin hastalığı değil. Daha eskilere dayanıyor. Bu zihniyet 1950’lerden bu yana ülkeyi kendilerinin yönettiğini düşünüyor. İstanbul dışında bir dünya yokmuş gibi davranıyorlar. Neden bunların hepsi Ortaköy ile Bebek arasında yaşıyor. Türkiye’de diğer 80 vilayetten neden bir tane çıkmıyor. İstanbul’da fikri bir mafya var. Bunlar bir çete. Kendilerinden başkasına yaşam hakkı tanımıyor. Hep aynı insanlar. Hep algılar ve kamuoyunda dolaşan bilgiler üzerinden konuşuyorlar.
İstanbul sermayesi neden koalisyon istiyor?
Koalisyonların Türkiye’de kalıcı istikrar sağlamadığı bir gerçek. Kurulmuş iyi giden koalisyonlar olmuştur ama sonuç hep ekonomik kriz olmuştur. En iyi koalisyon ANASOL-M Hükümeti’yi. Onların da sonu 2001 ekonomik krizi ile sonuçlanmıştır. İstanbul sermayesi koalisyonu ister. Çünkü koalisyonu manipüle etmek daha kolaydır.
Aydın Doğan’ın Bodrum’da yaptığı etik komite toplantısını takip edebildiniz mi?
Etik komite üyesi Bodrum’da öyle bir toplantıya katılıyorsa etik komite üyesi olma özelliğini zaten kaybetmiştir. Ruhlarını Aydın Doğan’a devretmiş insanlar var aralarında. Başlarındaki o büyükelçi olmak üzere etik duyguları artık kalmamıştır. Bence Doğan medyası bu konuda inandırıcılığını kaybetti. Eğer PKK’ya gizli destek vermediği konusunda samimi ise Almanya’da ortaklığı bulunan gazetelerde PKK gerçeği ile ilgili yazılar yayınlatsın.
ERUH BASKINI NEDEN OLDU?
HDP seçim başarısına rağmen seçimlerden sonra şiddet çağrısı yaptı. Bunu nasıl açıklayabiliriz?
Başarıyı gösteren HDP değildi Türkiye seçmeniydi. Seçmen “Ben terör ve tartışma istemiyorum, kavga yapacaksanız mecliste yapın” dedi. İngiltere’nin dostları değil çıkarları vardır. Bunu bilirim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gitmesinin hızlandırılması terör olayları yeniden ısıtıldı. ABD ve
İSRAİL İSTEMEZSE PKK ORADA NEFES BİLE ALAMAZ.
1984 Eruh baskını PKK’nın ilk eylemiydi ve sizin bakan olduğunuz dönemde gerçekleşti. Şimdi çözüm süreci yeniden sabote ediliyor.
1983 yılında iktidara geldik. Hızlı bir demokratikleşme girişiminde bulunduk. 1984 yılında yerel seçimler yapıldı. Tüm yerel yöneticileri bölge halkından seçtik. Turgut Bey son derece demokratik mesajlar veriyordu. Bölgede inanılmaz bir demokrasi rüzgârı vardı. PKK işte böyle bir ortamda ilk eylemini yaptı. 1984’te PKK’nın ilk terör eylemi Eruh baskını olarak tarihe geçti. Biri bana bunu açıklasın. Neden PKK öyle bir ortamda bu eylemi yaptı. Bu soruya cevap verebilirsek bugün “PKK-HDP neden çözümü sabote etti” sorusuna cevap verebiliriz. 1984’te Eruh baskını ile PKK terörünün fitili neden ateşlendiyse 2015’te Suruç saldırısı ile terörün fitili yeniden ateşlenmiştir. İkisinde de hiçbir mantık hiçbir sosyal gerekçe yoktur.
Türkiye’de öyle bir siyasi ortam yokken PKK 1984 eylemini neden yaptı?
Bence yaptırıldı. Bugünkü gibi yeni bir Türkiye’nin doğacağını biliyorlardı. O hadisenin olduğu gün TBMM açıktı. Eruh baskınını Sayın Özal benim gibi televizyondan öğrendi. Ülkenin Başbakanına telefon gelmiyor.
MHP TABANI SORGULAR
Tuğrul Türkeş’in koalisyon hükümetinde yer alması siyaseti nasıl etkiler?
MHP tabanı sürü gibi hareket etmez. Partisine bağlıdır ama sorgulayacaktır. Ben Tuğrul Türkeş’i yakından tanırım. Bir bakanlık için bu kararı alacak biri değildir. Öyle biri olsaydı zamanında ANAP olarak yaptığımız tekliflere olumlu cevap verirdi. Partinin uyumsuz tavrından dolayı böyle bir karar aldığını düşünüyorum. MHP’ye kayan AK Parti oylarının dönüşünü hızlandırabilir