Ozan Ünsal: Kitapsız ve Sporsuz bir Milliyetçilik kısırdır..

Röportaj
Öncelikle bizi kırmayıp kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz Ünsal bey. Öncelikle şunu sormak istiyorum. Bize kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Ozan Ünsal? ‘Kimsin?’ sorusu, karşıla...
EMOJİLE

Öncelikle bizi kırmayıp kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz Ünsal bey. Öncelikle şunu sormak istiyorum. Bize kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Ozan Ünsal?

‘Kimsin?’ sorusu, karşılaştığım en zor sorulardan biri olmuştur hep. Ozan Ünsal ‘ben kimim?’ sorusunu sürekli kendine soran, iki gününün birbirinin aynısı olmamasına uğraşan, her anlamda güncel kalmaya çalışan bir sanatçıdır. Fiziksel duruma gelecek olursak da 32 yaşımdayım, İzmir’liyim.

 

Milliyetçi camia ile bağınız nasıl oluştu, ne gibi faaliyetlerde bulundunuz veya bulunuyorsunuz?

Babam vasıtasıyla Türk Milliyetçiliği fikriyle tanıştım. Lise yıllarımdan, bir kaç sene öncesine kadar Ülkü Ocakları ve Alperen Ocakları’nda aktif olarak görev yaptım. Ayrıca iki kurumun da genel merkezlerine bağlı olarak sanatçılık yaptım. Şimdilerde ise herhangi kuruma bağlı olmadan sanat faaliyetleri yürütmekle birlikte, yarışmalara katılacak düzeyde sportif faaliyetler sürdürmekteyim.

 

Allah kolaylık versin. Sanat geçmişinizden bahseder misiniz? Bilmeyenler için yaptığınız çalışmalar,albüm veya konserler var mı? Şu an hali hazırda üzerinde çalıştığınız bir projeler neler?

İlk şiirlerimi ilkokulda yazmaya başladım ayrıca ilkokul 4. sınıftan itibaren bağlama çalmaktayım. 2006 senesinde Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’nı kazandım fakat mezun olamadan bölüm değiştirdim.(Tarih mezunuyum) 2006 yılından beri ‘Ozan Ünsal’ adıyla bilinmekteyim. 11 adet ”underground” albümüm bulunmaktadır. Şu günlerde ise YouTube kanalım için içerik üretmenin yanında, şiir ve beste çalışmaları yapıyor ayrıca 7 aydır bir roman ve Alparslan Türkeş biyografisi yazmakla uğraşıyorum.

 

Merakla ve heyecanla bekliyor olacağız. 

Gerçekten bu duruma bizzat ben şahidim. Ciddi bir kesime hiç bilmedikleri Atsız şiirlerini sevdirdiniz ve öğrettiniz? Bunu nasıl başarıyorsunuz, hisleriniz neler?

İnsanlar bir şiiri ezberlemek için o şiirin ahengine ihtiyaç duyarlar, ben zaten ahenkli olan Atsız şiirlerine elimden geldiğince güncel bir müzikal etkide bulunarak, ezberlenmelerini kolaylaştırdım. Özellikle oldukça uzun bir şiir olan Atsız’ın ‘Davetiye’sinin bugün eserimiz(10 dakika sürüyor) sayesinde ezberleniyor olması, benim için iki dünyada kıvanç vesilesidir. Hiç bir zaman kendimi bir insanla sıfatlandırmadım ama Atsız müstesna… Ben kendimi, O’nu çok iyi anlamış bir Atsız’cı olarak tanımlıyorum.

 

Evet şahsen ‘Davetiye’ bizim de sayenizde hafızamıza aldığımız bir parça oldu. Ancak henüz dinlemeyen arkadaşlara da hatırlatma babında Serdengeçti’nin Mersiye’sini dinlemelerini tavsiye edelim. Son günlerde en çok dinlediğim parçadır şüphesiz.

Tüm bu koşturmacalar arasında Milliyetçi camia size destek oluyor mu? Destek alıyor musunuz? Hatta bununla birlikte şunu sorayım. Milliyetçi camianın sanata karşı bakış açıları nasıl ve nasıl olmalı?

Bize 50’yi geçmeyecek kadar az kişi albümlerimizde vs. destek oluyor fakat bunlar da bizim camiamızdandır, dolayısıyle camiamız destek oluyor. Haliyle başka işlerde çalışmak bizim için kaçınılmaz. Bu sadece benim için geçerli bir durum da değildir. Bizim insanlarımız sanatın, estetik algısının toplumsal etkilerinin ve sevginin ne olduğunu gözden geçirmelidir. Ben camiamızın sanat algısından ve ben de dahil olmak üzere Milliyetçi sanatçıların yaptıkları işlerden ve eserlerden memnun değilim. Türk milliyetçiliği ideolojisi bu anlamda en kısır dönemindedir.

 

Peki Sanatın içerisinde bulunan biri olarak, memleketimizin ahvali hakkında neler düşünüyorsunuz? Devlet bu konuda yeterli olanakları sunuyor mu?

Bir sanatçı gözüyle, memleketimiz çok önemli sanat eserlerinin ve birikiminin mirasçısı olduğu halde, mevcut hükümetin yapısal etkileri sonucu sanatsal, estetik, etik ve bilimsel olarak sığ bir durumda bırakılmıştır. Sanatçılar ve bilim insanları daha iyi korunmalı ve teknik imkanlar sağlanmalıdır. 2019 gibi, aya tekrar insan gönderilmesi için N.A.S.A bütçesinin arttırıldığı bir yılda, bizim gibi sanatçıların hala kuru bağlama ve bireysel vokalle dinleyicilerine sunulmaları düşündürücüdür.

 

Son olarak şunu soralım. Gençlere,sanatçılara ve özellikle milliyetçi çevrelere bir mesajınız var mı?

Gençlere mesajım: kitapsız ve sporsuz bir milliyetçiliğin kısır olduğunu hatırlatmak olacaktır. Sanatçılığa kollarını sıvamış genç kardeşlerime ise dünya ve Türk klasikleriyle beslenmemiş bir sanatın günümüzde temelsiz olduğunu hatırlatmak isterim. Milliyetçi genç kardeşlerime mesajım: Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki İstiklal savaşından, Fırat Yılmaz kardeşimizin şehadetine kadar, yapılan bütün vatan mücadelelerinden doğru mesajı almalarını önermek olacaktır. Bu mesaj: saat 3, 6 ve 9 yönünde sevgiyi güçlendirmek; saat 12 yönüne ise cesaretle yürümektir. İlkeleri kanlı mürekkeple yazılmış Türk Milliyetçilinin mensupları ‘Silivri soğuktur’ tehtidine gülüp geçmelidir. Kitapla ve sporla kalsınlar, Allah’a emanet olsunlar.

 

Ünsal beye bizi kırmayıp, sorularımıza içtenlikle yanıtlar verdiği için tekrar çok teşekkür ediyoruz. Kendisine bundan sonraki sanat yaşamında da inşallah başarılar diliyoruz.