İnsanlık internetle birlikte yeni bir döneme girdi

Röportaj
Abdullah Güner’in röportajı “Türkiye’de Dergiciliğin Sorunları”nı konuşmaya Gerçek Hayat Dergisi ile devam ediyoruz. Gerçek Hayat Dergisi, 2000’lerin başında Levent Gültekin, Hakan Albayrak ve Gökhan ...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in röportajı

“Türkiye’de Dergiciliğin Sorunları”nı konuşmaya Gerçek Hayat Dergisi ile devam ediyoruz.

Gerçek Hayat Dergisi, 2000’lerin başında Levent Gültekin, Hakan Albayrak ve Gökhan Özcan’ın ilk tohumlarını attığı haftalık siyasi haber dergisi olarak yayın hayatına başladı. Daha sonra Ali Adakoğlu’nun dergiyi satın almasıyla bağımısz yayın hayatını sürdürmeye devam eden Gerçek Hayat, bugün haftalık bağımsız haber ve kültür dergisi olarak yazın yolculuğuna devam ediyor.

12 yıldır her hafta okuyucuyla buluşan derginin çıkış amacı ise, Türkiye’de ve dünya da yerliliği ve İslamiliği merkeze alarak özellikle genç kuşaklara yönelik yayıncılık yapmak. Dergide, Hayrettin Karaman, Ali Ayçil gibi yetkin isimlerin yanısıra Turgay Bakırtaş, Ali Öner, İdris Ekinci, İsmail Erdoğan, Atakan Yavuz, Merve Akbaş gibi genç yazarların yazılarına da yer veriliyor.

Türkiye’de dergiciliğin sorunlarını Gerçek Hayat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Ayçil Bey’le konuştuk.

“GERÇEK HAYAT, TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA YERLİLİĞİ VE İSLAMİLİĞİ MERKEZE ALIYOR”

Öncelikle bize derginizi tanıtır mısınız? Hangi amaçla ne zaman yayın hayatınıza başladınız? Ne tür eserler yayınlıyorsunuz? Yayın politikanız nedir?

Gerçek Hayat Dergisi haftalık bağımsız haber ve kültür dergisidir. Yaklaşık 12 yıldır yayın hayatında olan ve aralıksız çıkmış bir dergi. Derginin çıkış amacı, Türkiye’de ve dünya da yerliliği ve İslamiliği merkeze alarak özellikle genç kuşaklara yönelik yayıncılık yapmaktı. Halen daha bu çerçevede yayınlarını sürdürüyor. Ancak zaman içinde meydana gelen sosyal – siyasal değişimler derginin de içeriğini belli ölçüde etkiledi doğal olarak.

“DERGİLER, TÜRKİYE TARİHİNİN BİRER TANIĞI DURUMUNDADIR”

İngiliz edebiyat tarihçisi Mark Parker, 1800’lü yıllarda İngiltere’de dergiciliğin “soyluluk mücadelesi” için bir araç olma özelliği gösterdiğini söylüyor. Osmanlı’dan günümüze Türkiye’deki dergiciliğin tarihsel gelişimini de düşündüğünüzde bizde yayınlanan dergilerin nasıl bir mücadelenin aracı olduğunu düşünebiliriz? Bu anlamda Türkiye’de dergiciliğin geçmişini, hangi dönemlerden geçerek bugünlere ulaştığını söyleyebilirsiniz?

Dergicilik Avrupa’da 17. bizde ise 19. yüzyılda başladı. İlk dergilerimiz mesleki dergilerdi, tıp, eskeri konular vb. Ancak 1850’li yıllardan itibaren dergilerde bir sivilleşme, edebiyattan siyasete, düşünceden aktüaliteye, dini yayınlardan çocuk ve kadın yayıncılığına geniş bir yelpazeye yayıldı. Servet-i Fünun bir edebiyat dergisiydi mesela, Mümeyyiz bir çocuk dergisi. Cumhuriyete geçiş döneminde ve sonrasında da bu çeşitlilik devam etti. Dergah, Varlık gibi edebiyat ve düşünceyi, Hareket gibi özellikle düşünceyi, Hayat gibi günlük hayatı ve aktüaliteyi, Kadro gibi rejim ideolojisini merkeze alan dergiler çıktı. Türkiye’de siyasal, düşünsel, aktüel ve edebi hayatın ya da dünya görüşlerinin hepsinin bir dergisi mutlaka olmuştur. Dergiler, Türkiye tarihinin birer tanığı durumdadır.

“BİR DERGİDE GÖRÜNMEK BİR GAZETEDE, BLOG DA YA DA TV’DE GÖRÜNMEKTEN ÇOK DAHA DEĞERLİ”

Türkiye’de dergilerin eskiden bir okul işlevi gördüğünü, yeni düşünceler doğurduğunu, fikir tartışmaları yürüttüğünü biliyoruz. Düşüncenin ve hayatın merkezinde olan dergileri bugün baktığınızda nerede görüyorsunuz?

Aslında halen daha Birikim, Dergah, Varlık vb dergiler yayın hayatına devam ediyor. Eskisi kadar sıhhatli olmasa da, dergilerin mektebilikleri devam ediyor. Bir dergide görünmek bir gazetede blog da ya da televizyonda görünmekten çok daha değerli. Genç kalemler bunu bildikleri için, bir dergide metin yayınlamayı önemserler. Ancak dergiler düşünce dünyasındaki ağırlıklarını 1950’lerden itibaren peyder pey kaybetmeye başladılar. Önce basının İkitelli’yi yurt tutması, ardından televizyonun yaygınlaşması ve nihayet sosyal medya dergileri zayıflattı. Meseleler günü birlik tartışılıyor daha çok. Yine de acımasız olmayalım; hala meselelerini dergi yapraklarında tartışan bir kesim de varlığını sürdürüyor. Ama onlar bile görünür olmak için öteki enstümanlara muhtaç durumdalar.   

“KURUMLAR TARAFINDAN DESTEKLENDİĞİ İÇİN İSTİKRARLA YAYININI SÜRDÜREN DERGİLER DE OLDU”

İki de bir kapanan, satmayan, okunmayan, sürekli olduğu yerde dönüp duran, boyu ne uzayan ne de kısalan dergilerin olduğuna şahidiz. Matbu dergilerin en temel sıkıntılarından birisi de ya ferdi ya da belli gruba dayanarak belli bir süre sonra kısır döngüye hapsolmaları. Dergilerin böylesine bir kısır döngüye hapsolmasının nedenleri nelerdir? Bunun dergiciliğe olumlu ya da olumsuz anlamda sonuçları neler oluyor?

Aslında dergiciliğin ruhunda hep böyle bir durum vardır. Ya bir kişi, ya bir grup tarafından çıkarılır. Ve genellikle de tez kapanırlar. Bunlar dergiciliği meta olmaktan da uzak tutmuştur. Biraz para bulan bir mütefekkir, şair ya da genç bir edebiyatçı topluluğu sermayeyi dergiye döker. Sonra da borçlanarak bitirirler serüvenlerini. Dergiciliğin masum yanıdır bu, hatta çocuksu. On yıllarca çıkan ve kurumlar tarafından desteklendiği için istikrarla yayınını sürdüren dergiler de oldu, hala da var. Bu konularda bir siyah beyaz ayrımı yapmak zor.

“DERGİCİLİĞİN KADERİNİ ŞİİRİN KİMYASI BELİRLEYECEK”

Günümüzde dergiler internetle birlikte bir değişim dönüşüm geçiriyor. Matbu dergiler her geçen gün okur kaybedip kapanırken, internet dergileri gün geçtikçe daha da çoğalıyor… Türkiye’de son yıllarda okur sayısı düşüyor kullanıcı sayısı artıyor. Peki tablet bilgisayarlar ve mobilleşen dünya dergicilik için bir tehdit mi yoksa bir fırsat mı?

İnsanlık internetle birlikte yeni bir döneme girdi. Sıradan bir durum değil bu. Bütün dünya kültürleri, matbu yazı yoluyla işleyen düzenler ciddi bir biçimde etkilenmeye başladı. Bundan sonra hiç bir şey klasik devirlerdeki gibi yürümeyecek, dergiler de nasibini alacak değişimden. Bence matbu dergilerin de, internet dergiciliğinin de kaderini edebiyatın, şiirin kimyası belirleyecek. Eğer edebiyatın, düşüncenin internet dergiciliğine çaldığı maya tutarsa matbu düzen müzelik bir hale gelebilir. Yok tutmaz ise dergicilik öyle kolay kolay tedavülden kalkmaz. Göreceğiz bakalım!

Ayrıntılı Bilgi: www.gercekhayat.com.tr

On5yirmi5