B Planı ‘şiire devam’ dergisidir

Röportaj
Abdullah Güner’in röportajı B Planı, dergisiz yapamayan, edebiyat, sinema, dünya, hayat ve ülkesi üzerine düşünen birkaç yazar/çizerin ortak kalkışması olarak 2012’nin sonlarında yayın hayatına başlad...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in röportajı

B Planı, dergisiz yapamayan, edebiyat, sinema, dünya, hayat ve ülkesi üzerine düşünen birkaç yazar/çizerin ortak kalkışması olarak 2012’nin sonlarında yayın hayatına başladı. Şiirin ve edebiyatın millet hayatında kaybettiği yeri yeniden sabitlemek için popüler ve sığ olana yüz vermemeyi kendine ilke edinen B Planı; vaatlere, büyük imkânlara, kaçırılmayacak fırsatlara ve manifestolara inanmadan kendi hikâyesinin peşinde edebiyatın gerçek sesini kovalamak için sahaya indi.

Başkalarının Hayatı ve Edebi Müdahale dergilerini kapattıktan sonra hâlâ söylenecek sözlerinin olduğuna inanarak B Planı dergisini çıkartmaya karar veren derginin kurucusu Salim Nacar’la B Planı dergisini ve edebiyat dünyasını konuştuk.

B PLANI BİR DEVAM DERGİSİDİR

B Planı dergisinin yayın hayatına başlama hikayesini kısaca bize anlatır mısınız?

B Planı’ndan önce çıkardığım bazı dergiler oldu, bunlardan Başkalarının Hayatı 6 sayı sürdü, kendi halinde, iyi bir dergiydi. Müslümanların bir araya geldiklerinde çoğunlukla ticaret yaptıkları bir zamanda ise Mustafa Ökkeş Evren, Çağatay Hakan Gürkan, Güven Adıgüzel ve (ne yazık ki) Ömer Faruk Dönmez’le birlikte Edebi Müdahale dergisini çıkardık. Altı sayı çıktı Edebi Müdahale, düzyazıya ağırlık veren bir dergiydi, büyük ilgi gördü, okundu, tartışıldı. Bir de Üniversite yıllarında bir grup arkadaşla çıkardığım Edebi Düşünce dergisi vardı, Sivas çapında okunan bir dergiydi, o da altı sayı sürdü (eşiğimiz altı sayı demek).

Bu dergilerden sonra devam niteliğinde bir dergi çıkarma gereği duydum. Malum bu iş garip bir iş, yani bir kez bulaşmışsanız ne yapıp edip o dergiyi çıkarıyorsunuz. B Planı bir devam dergisidir, yeni bir şey değil öncelikle. Sadece bazı söylemek istediklerim yarım kalmıştı, onların söylenmesi icab ediyordu, ona binaen bu dergi işine girdik.

Derginin isim babası Güven Adıgüzel’dir, sağolsun bu isim koyma işini arkadaşlar ısrarla bana bırakmadılar, yoksa edebiyat tarihini büyük zorluklar bekliyor olabilirdi. İşin en başından beri değerli kardeşim, çevirmen K.Özkan Dağ derginin yükünü yarıyarıya sırtladı, çevrilmemiş bir çok önemli metin Özkan sayesinde Türkçeye kazandırıldı. B Planı’nın gizli santraforu gibidir Özkan. İnşallah öyle de devam edecek. Özkan’la beraber, Mustafa Uğurlar, Osmanlıca metin çevirileriyle katıldı aramıza. Bu çeviriler büyük ilgi görüyor çünkü bizden başka bu işlerle ilgilenen yok neredeyse.

“Ha bismillah!” dedik dergiyi çıkardık. Dağıtımda Hayriye Ünal ve Bülent Parlak’ın hakkını ödeyemem, sağolsunlar. 3. sayıdan sonra bir ara verdik, yeni sayı için eylülü bekliyoruz.

 

YAŞI 35 ÜSTÜ ADI SANI BİLİNEN ŞAİRLERİN ŞİİRLERİNİ YAYINLAMAMA GİBİ BİR İLKEMİZ VAR

Derginizi öncelikle bir şiir dergisi olarak tanımlıyorsunuz. Derginizin içeriğinden, yayın ilkelerinden bahseder misiniz? Hangi şiirleri önemsiyorsunuz? İçeriğinizi oluştururken nelere önem veriyorsunuz?

Aslında şiir ve diğer şeyleri şiirin tabiatından ayırmıyorum ben. Gelen metinlere şiirle ilişkisi üzerinden bakıyorum. Allah’a açık ve kapalı olarak hakaret edip, küfretmediği sürece, benim şahsi kanaatime uygun olan şiirleri yayınlıyorum. Bencilce gelecek ama dergideki şiir otoritesi benim. Bir tek ilkemiz var diyebilirim, (ona da ilke demek doğru mu bilmiyorum ama) yaşı 35 ve üstü ve özellikle adı sanı bilinen şairlerin şiirlerini yayımlamama gibi bir ilkemiz var. Yani bir adam zaten heryerde rahatlıkla şiir yayımlayabiliryorsa bizde yayımlamasın, zaten sayfa sayımız sınırlı, şiirle bir meselesi olan, şiire azmeden insanlar yayımlasın dergimizde şiirlerini. Bu bana daha doğru geliyor.

Özellikle şu şiiri önemsiyoruz diye bir şey söylemem abes olur. Üçüncü sayı ile beraber genel bir çizgi tutturmuş gibiyiz, bu minvalde devam etmek istiyoruz.

NAZMİ C. BEKEN’İN ŞİİR SEVGİSİ KOLAY KOLAY KİMSEDE GÖRMEDİĞİM BİR ŞEY

B Planı dergisinde kimler yazıyor? Genç yazarlardan kimler var aranızda?

Genç arkadaşlar arasında Hilal Örnek var. Az yazıyor ama bu azlıkta bile bir imza sahibi olacağı besbelli. Sadece şiire inat etmesi lazım. Şiir düşünmesi, şiir çalışması lazım. Onun şiirlerini hiçbir yere konduramıyorum, toplamda iki üç şiirini okuyabildik şimdiye kadar ama bunlar bile bir üslup sahibi olduğunu anlamamız için yeterli.

Yakın zamanda kitabı çıkan (Ci-Dedalus Yayınları) kardeşim Nazmi Cihan Beken var. Şiirlerimiz bir çok noktada birbirini örtüyor diyebilirim. O yüzden ne yazsa yayımlarım, hiç çekinmem. Bundan öte Nazmi’nin en saf haliyle şiir sevgisi kolay kolay kimsede görmediğim bir şey. Yirmidört saat şiir konuşabileceğim biri Nazmi, çok donanımlı şiir konusunda. Hiçbir genç şairi önemsemediğim kadar önemsiyorum onu.

Kitabı yakında çıkacak olan Murat Çelik kardeşim var, kensidisi Habis dergisini kapattı, şimdi Sompla Ka’yı çıkarıyor Düzce’de. Artık B Planı’nda yazmayacak. Olsun, üzülüyorum ama yapacak bir şey yok.

Kardeşim var, Talip. Şiir mecrasında kendine has bir şiirle ilerliyor. Şiiri hayatının meselesi yapmış. Enes Özel dergimize bir şiir verdi, son sayıda. Enes’in kitabı son yıllarda yayımlanan en iyi şiir kitaplarından biri, inşallah kendisi istedikçe ben yayımlamaya devam edeceğim şiirlerini. Poetik yazılarının yanında şiir de yazan kardeşim Dursun Göksu var, yakında kitabı çıkacak olan Alkan Kılıç kardeşim var. Hepsi de yavaş yavaş ismi duyulmaya başlayan arkadaşlar. Bu kadro ile çok iyi işler yapacağımıza inanıyorum, inşallah tabii.


MOTTOMUZDA HAVAMIZ OLSUN İSTEDİK

Kapakta derginin adının altındaki motto her sayı değişiyor. İlk sayı “varır eylem köprüsünü geçerler…”, ikinci sayı “araba leş, park kraldır…”, üçüncü sayı ise “dünyayı kurtaran dergi” mottosunu kullandınız. Her sayı farklı mottoyla çıkmanızın bir nedeni var mı?

Bunu alışkanlık haline getirdik. Her sayıda derginin tasarımı değişiyor, neredeyse, ama dördüncü sayıdan sonra sabitlenecek tasarımımız inşallah. İlk sayı mottomuz Ahmet Kaya’nın söylediği bir halk türküsünden alınmaydı. Bir anlamı olsun istedik, güzel de oldu. İkinci mottomuz, Hacı Şair dergisininde Ekrem Sivri’nin şiirinde geçen bir dizeydi, çok sevdik, çok söyledik, şiiri okuduğumuz ilk gün bunu kullanmaya karar vermiştik zaten. Üçüncü motto da ise havamız olsun istedik. O da öyle oldu. Yani özel bir nedeni yok, hep genel sebepler.

 

İkinci sayınızda Klasik İran Müziği ve Sufi müziğinin saygın ismi Şehram Nazeri ile röportaj yaptınız. Röportajda neler anlattı Nazeri?

Vallahi o röportajı Güven yaptı ve söylediğine göre olaylı bir röportaj olmuş, mevzuyu kendisinden dinlemek gerek. Neler yaşadı, neler yaptı, ben bilmiyorum, ha merak etmiyor muyum, ediyorum tabii. Ama bir şeyin müjdesini vereyim şimdiden: Allah nasip ederse yeni dönemde bu röportajların devamı gelecek, çok değişik sürprizlerimiz olacak, okuyucularımız neye uğradıklarını şaşıracaklar.

BİR ADAM HAYATINI ŞİİR MESELESİNE VAKFETMEYECEKSE, ŞİİRİ İYİ OLSA BİLE YAYINLAMIYORUM

Türkiye’deki edebiyat ortamını nasıl buluyorsunuz? Edebiyatın, şiirin, hikayenin bu ortamda nasıl meyve verdiğini gözlemliyorsunuz?

Sıkca sorulan bir soru bu ve genelde kaçılır bu sorudan. Çünkü çoğunluk cevap aynıdır. Ben kendi cephemden cevap vereyim yalnızca, genel bir değerlendirme olsun ama bu. Ben iyi şiir yazdığımı, iyi şiir yayımladığımı düşünüyorum. Çünkü yazıştığım, görüştüğüm arkadaşlarla, gereksiz beğeni ve övgülerden arınmış bir metod belirledik aramızda. Ürünler hakkında ne düşünüyorsak lafı evirmeden, çevirmeden direkt söylüyoruz. Kırgınlık olmuyor aramızda hiç. Bu yöntemin çok sağlıklı olduğunu öğrendik zaman içinde. Bu yüzden kötü ürüne arkadaş hatrıyla bile olsa yer yok. Bir adam hayatını şiir meselesine vakfetmeyecekse, şiiri iyi olsa bile yayımlamıyorum. Genel geçer ilgilerin alanı değil çünkü şiir. İnsan için hayati bir önemi var ve bu süreklilik benim için yegane kıstas diyebilirim.

Halihazırda hikaye yayımlamıyorum çünkü yerimiz dar ama gelecek sayılarda bu problemi Aykut Ertuğrul vesilesiyle aşacağız gibi görünüyor.

Çıkan dergileri takip etmeye çalışıyorum ve insanların samimiyetle yaptıkları şeyleri ben de samimiyetle okuyor, eleştiriyorum. Beğendiklerimi ve beğenmediklerimi ayırıyorum. Ben kendi yazdıklarımdan yola çıkarak Türk Şiirinin belli bir kararlılıkta seyrettiğini düşünüyorum, ilerlediğini söyleyemem çünkü şiir ilerlemez gibi geliyor. Biz yani büyük merkez dergilerin dışında kalan, reklam almayan, periyodu aksayan ve bazen matbaa hatalarına kurban giden taşra dergileri olarak –her ne kadar bu ifadeyi sağlıklı bulmasam da- yaptığımız şeyin, şiirin ve diğer türlerin gerçek merkezini oluşturduğunu düşünüyorum. Yani özetle bir şey olacaksa bizim yazdıklarımız vesilesiyle olacaktır. Ne olacak, orası meçhul işte.    

DERGİYİ GÖRMEDEN ŞİİR GÖNDERENLER VAR, TAM BİR FİYASKO!

Derginize ürünlerini göndermek isteyenler için kriterleriniz nelerdir?

Kendilerini tanıtsınlar. Basit gelebilir ama adam küt diye mail atıyor, evet, tam olarak böyle. E sen kimsin kardeşim, necisin, şiir senin neyin olur, bir konuşalım, tanışalım değil mi? Belki sevmeyeceksin beni, belki ben seni sevmeyeceğim, belki şiirin iyi ama sen berbat bir adamsın. Ha bir de dergiyi görmeden şiir gönderenler var. O tam bir fiyasko zaten. Adamın şiirine verdiği önem bu kadar demek. Her yerde yayımlatacak kadar ucuz görüyor şiirini. Yazık. Bir de hala –herkesin şikayet ettiği gibi- mıy mıy şiirler, iki satırlık film eleştirileri gönderenler var, hepsine cevap yazmak durumunda kalıyoruz ne yazık ki. Adam İzmir sahillerinde içtiği biralardan, sıkıştırdığı kızlardan bahsediyor mesela, bunu da bize gönderiyor şiir diye. Şiir kötü, adam kötü, bunu bize gönderebilmesi hepsinden kötü. Dediğim gibi tam bir fiyasko. Dergiyi bir alsınlar, hatta almasınlar, kitapçıda şöyle bir yoklasınlar, hatta hatta biz gönderelim, okusunlar. Ondan sonra karar versinler şiirleri bizim dergiye uygun mu, biz onun şiirlerine uygun muyuz? Öyle bir karara varsınlar.

EYLÜL İTİBARIYLA DERGİMİZ AYLIK OLACAK VE HEDEF 2023 DİYORUZ

Son olarak B Planı dergisi önümüzdeki sayılarda neler yapmayı planlıyor?

İşte işin en heyecanlı yerine geldik. Sevgili kardeşim Güven Adıgüzel ile çok büyük bir yükün altına giriyoruz Eylül itibariyle inşallah. Dergimiz aylık olacak ve hedef 2023 diyoruz. Yok yok o kadar değil ama heyecanımız sürdüğü sürece –ki yegane ölçütümüz bu- bu dergiyi çıkarmayı sürdüreceğiz. Öykücü Aykut Ertuğrul aramıza katıldı. Selçuk Küpçük yazılarıyla bize destek verecek. Değerli abimiz Murat Çelik sinema yazılarına devam edecek. Bir de hareketli bir dergi olacak inşallah. Bu nedenle herşeyi bir konuşmaya çevirmeyi ve dergi içinde sürekli konuşmayı düşünüyoruz. Tabii yine dağıtım sorunları bütün heyecanımızı engelliyor gibi ama inşallah onu da aştık görünüyor hali hazırda. Çok garip şeyler olacak emin olun, Eylül itibariyle.

Bana konuşma imkânı verdiğiniz için teşekkür ederim.  

Biz teşekkür ederiz.

B Planı dergisini İstanbul’da Fatih Kitabevi’nde, Üsküdar İskele Bayii’nde ve Taksim Mephisto’da bulabilirsiniz.
İletişim: www.bplanidergisi.wordpress.com

On5yirmi5