Taksim İstanbul’un kalbi, İstiklal Caddesi de Taksim’in kalbidir şüphesiz. İstiklal Caddesi‘nin sokak müzisyenleri de o kalbin attığının ispatı, ritimleridir. İnce ve derin bir bağlama sesine eşlik eden yanık bir türkü karşılar sizi caddenin başında. Sonra kemençenin hüzün ve neşeyi bir arada yaşatan sesini duyarsınız. Elli adım sonra duru ve parlak sesiyle bir klarnet katılır koroya. Sonra gitarın eşlik ettiği yanık bir Arapça türkü karışır havaya. Davullar, kontrbaslar, kemanlar neşeli sürprizlerle sizi alıkoyarlar yolunuzdan. İstiklal Caddesi’nde sizi karşılayan bu orkestra ve koro, aryalardan türkülere kadar uzanan bu geniş repertuar Cadde’nin müziğini, ruhunu oluşturur. Kimi para için çalar, kimisi sokak müziğinin felsefesinin ve yarattığı özgürlük alanının tutkunudur. Kimi geçim derdindedir, kimi bunu bir eylem, bir duruş olarak algılar. Hangi hassasiyetlerle yola çıkarsalar çıksınlar, ortak bir yönleri vardır hepsinin. Onlar, yani İstiklal Caddesi’nin sokak müzisyenleri caddenin kalbinin sesidir.
Yeni Şafak gazetesinden Arzu Akyol’un haberine göre, Neriman Bolat 35 yaşında. Antakyalı bir Arap. Gitarıyla güzel bir Arapça türkü söylüyor. Türküsü bittikten sonra sohbet ediyoruz onunla da. Neriman 5 yıldır İstanbul’da yalnız yaşıyor. Ailesi Antakya’da. Hiç evlenmemiş. 20 yıldır aralıksız şarkı söylüyor. Liseden sonra yerel bir müzik grubuna katılmış. Böyle başlamış müzik yolculuğu. Grup dağılınca o müziği bırakmak istememiş. 4 yıl metrolarda müzik yapmış. Metroda şarkı söylemek yasaklanınca İstiklal Caddesi’nde müzik yapmaya başlamış. Neriman’ın diğerlerinden bir farkı var. Müzik yapmak, şarkı söylemek onun için gerçek bir tutku. "İstiklal Caddesi’nde kendimi ve ruhumu özgür hissediyorum. Hem halk konseri veriyorum, hem de özgür oluyorum. Burada şarkı söylerken bütün sıkıntılarım uçup gidiyor. Kendimi çok iyi hissediyorum" diyor. Bir kadın olarak sokak müziği yapmanın zorlukları olduğunu da anlatan Neriman, "Daha geçen hafta bir grup geldi. Hepsi erkekti. ‘Neden burada tek başına çalıyorsun. Sen git kapalı bir yerde çal’ dediler. Sokaklar sadece erkeklere aitmiş gibi. Bir hafta moralim bozuldu. Geri çekildim. Sonra dedim ki ‘Hayat bir meydan okuyuştur’. Tekrar geri döndüm" diye anlatıyor yaşadıklarını. Sokak müziği yapmanın bir felsefesi ve tarihsel bir kültürü olduğunu söyleyen Neriman, "Ben çaresiz olduğum için sokakta müzik yapmıyorum. Çaresiz değilim. Burada müzik yapmak benim için çaresizlik değil, aksine bir duruş, bir eylemdir. Sokakta yaptığım müzikle hayata meydan okuyorum. Burada kendimi var ediyorum" diye konuşuyor.
ALATAV
Onlar İstiklal Caddesi’nde uzun yıllardır müzik yapan bir grup. "Alatav bir pişme sürecinin ismidir ve biz sokakta pişiyoruz" diyorlar. Ekipte herkesin farklı, kişisel müzikal bir geçmişi var. Bir şekilde yollar kesişmiş ve Alatav İstiklal Caddesi’nde sokak müziği yapmaya başlamış. Onlara göre sokak insanlarla aracısız olarak birebir iletişim kurabilmek için en ideal yer. "Sokakta bizim insanlarla iletişimimizi, onarlın bize yaklaşmasını, bizim onlarla iletişim kurmamızı engelleyen hiç bir şey yok. Burada insanlarla hemhal olmak istiyoruz" diyorlar. Sokak müziği yapmak için İstiklal Caddesi’ni seçmelerini ise "Burada dünyanın her yerinden gelen insanlarla karşılaşma ve müziğimizi onlarla paylaşma imkânımız var. Biz burada müzik yapabilmek için 15 yıl mücadele verdik. Daha önceki yıllarda enstrümanlarımızın alınmasından, gözaltına alınmaya kadar pek çok olayla karşılaştık. Şimdi biraz daha rahatız" diye açıklıyorlar.
O BİR YEŞİLÇAM EMEKTARI
İstiklal Caddesi’nin müzisyenlerinden biri de Mehmet Demir. O Yeşilçam’ın siyah beyaz filmlerinde rol almış emektar bir oyuncu aslında. "Yeşilçam’da bana İnce Memed derlerdi. Türkan Şoray’la da çalıştım, Ayhan Işık’la da" diye anlatıyor o yılları. Adı gibi ince bir hüzün var yüzünde İnce Memed’in. 20 senedir elinde sazıyla katılıyor İstiklal Caddesi‘nin müziğine. Ama o bunu ne sanatsal kaygılarla ne de sokaktaki insana daha yakın olmak için yapıyor. O bu işi sadece ekonomik nedenlerle yapıyor. "Ben böbrek hastasıyım. Eşim de sarılık. İlaçlara para yetmiyor" diyor Mehmet Amca. Teelvizyona çıkıp derdini anlatsa eski meslektaşlarının kendisine yardım edeceğine inanıyor bir de. En çok Türkan Şoray’ı seviyor. "Türkan Hanım Türk Sineması’nın en vicdanlı insanıdır. Herkese yardım eder. Benim şu durumumu bilse bana da yardım eder" diye konuşuyor ve vuruyor sazının tellerine Mehmet Amca.
ŞİMDİ İŞ ZAMANI
Caddenin yabancı bir de konuğu var bu akşam. O konuşmak istemiyor ama. Hatta yanına yaklaşıp soru sorduğumuz için biraz kızıyor. "Worktıme(iş zamanı)" diyor ve keman çalmaya devam ediyor. İşine bu kadar saygılı olduğu için biz de ona saygı duyuyoruz ve de kemanından çıkan güzel melodileri dinlemekle yetiniyoruz.
KIZILDERELİLER BİLE VAR
İstiklal Caddesi bu günlerde bir de Kızılderili sanatçıları ağırlıyor. Onlar da yaptıkları müzikle cadde yolcularının beğenisini kazanıyor.
CADDENİN BÜYÜSÜ BENİ KENDİNE BAĞLADI
Fahrettin Tiryaki 35 yaşında. Trabzonlu. 83 yaşındaki babası da erkek kardeşi de kemençe çalıyor Fahrettin’in. Karaköy’de bir elektronik firmasında çalışıyor. Akşamları da İstiklal Caddesi’nde kemençe çalıyor. Aslında o bağlama çalıyormuş. "3-4 yıl önce kendi kendime öğrendim kemençe çalmasını" diyor. Başta ekonomik bir katkı olsun diye başladığı sokak müzisyenliği giderek bir tutkuya dönüşmüş onun için. "Aslında kapalı yerlerde çalma imkânım da var. Ama kapalı yerler artık sıkıcı geliyor. İstiklal Caddesi’nin büyüsü, gizemi beni kendine bağladı" diye açıklıyor bu tutkuyu. Bu işin ekonomik getirisinden de memnun Fahrettin. Ama onu asıl mutlu eden İstiklal Caddesi’nde müzik yapmak. "Burada halkın içinde olmak güzel. Burada çalmanın en güzel yanlarından biri de değişik kültürler değişik ülkelerden insanlarla müziğimizi paylaşmak imkanı bulmamızdır" diye konuşuyor.