İzlanda’nın Son Keşfi

Yerli Müzik
2008’in sonlarına doğru patlayan küresel ekonomik kriz sırasında gördüğümüz bir haber karşısında irkilmiştik: "Küresel mali kriz yüzünden iflasın eşiğine gelen İzlanda, eBay’de satışa...
EMOJİLE

2008’in sonlarına doğru patlayan küresel ekonomik kriz sırasında gördüğümüz bir haber karşısında irkilmiştik: "Küresel mali kriz yüzünden iflasın eşiğine gelen İzlanda, eBay’de satışa çıkarıldı." Krizin etkileri her yerde olduğu gibi orada da devam ederken, İzlanda son 15 – 20 yıldır dünyaya sadece deniz ürünleri değil, muhteşem sanatçılar da ihraç ediyor. Sigur Ros adlı topluluk da bunlardan biri. Kuzey ışıklarını gökyüzünden alıp enstrümanlarına damlatan Sigur Ros öyle bir müzikle ortaya çıktı ki, son yıllarda büyük bir heyecan ve şaşkınlık yarattı. Alternatif birkaç rock topluluğunun ortaya koyduğu özgün fikirlere, daha dingin ve samimi yeni fikirler ekleyerek, ‘huzur Sigur Ros’ta’ dedirtmeyi başardılar, ambians müziğinin anlamını yerinden oynattılar diyebiliriz. Kuşkusuz bunda en büyük pay sahiplerinden biri de, topluluğun front man’i vokalist Jonsi Birgisson. Jonsi geçen günlerde EMI Music etiketiyle Go adlı ilk solo albümünü yayınladı. İlk albüm olmasına rağmen Sigur Ros dinlemiş olanlar için bazı şeyler kulağa tanıdık geliyor. Öte yandan genel olarak Sigur Ros’tan çok farklı, hemen her tür müzik dinleyicisine hitap edebilecek bir albüm olmuş Go.

YEŞİL BİR ORMAN

Albümün açılış parçası Go Do, nasıl bir yolculuğa çıkacağınızın ipuçlarını veriyor aslında. Şarkının hassas vokalleri, müthiş basları, flüt ve pikolo sesleri, yeşil bir ormanda sihirli bir gezintideymişsiniz hissi yaratıyor. Eğlence, hüzün, naiflik ne arasanız var bu ormanda. Çocuksu masumiyetiyle Boy Lilikoi, neşeli Animal Arithmetic, hüzünlü yapısıyla Hengilas ilk dikkat çeken parçalar. Adını, Antony and the Johnsons ve son dönemin en parlak topluluklarından olan Grizzly Bear’in son albümünden de bildiğimiz Nico Muhly bu albümde de harika düzenlemeler koymuş ortaya. Jonsi, Sigur Ros‘tan alışık olduğumuz o kırılgan parlak tenor sesini yine başarıyla kullanıyor. Belki duygu durumlarını, benzeri bazı başarılı vokalistler kadar iyi aktaramıyor ya da zaman zaman parçalar arasındaki farkların ortadan kaybolmasına sebep oluyor. Ama vokalinde yaptığı vurguların samimiyeti hemen anlaşılıyor. Eğer ‘kuzey ışığı’ ne ola ki diye merak ediyorsanız, nereden başlayacağınızın hiç önemi yok. Ya herhangi bir Sigur Ros albümü ya da Jonsi’nin dumanı üstünde, ilk solo albümü Go’yu edinin.