‘Albüm Devri Bitti…’

Yerli Müzik
Erkan Mutlu, internette yayınladığı klibi "Affeder misin?" ile yeniden sevenlerinin karşısında. Zaman Gazetesi’nden Gülizar Baki, Erkan Mutlu ile "Affeder misin"i konuştu&hel...
EMOJİLE

Erkan Mutlu, internette yayınladığı klibi "Affeder misin?" ile yeniden sevenlerinin karşısında. Zaman Gazetesi’nden Gülizar Baki, Erkan Mutlu ile "Affeder misin"i konuştu…

Bir habercilik geleneğidir: Sanatçılarla yeni bir albüm çıkardığı zamanlarda röportaj yapmak.
En klişe soru da ‘neden bu kadar zaman ara verdiniz?’dir. 3 yıl aradan sonra sanal âlemde yayınlanan klibiyle dinleyicisinin karşısına çıkan tasavvuf müziğinin sevilen ismi Erkan Mutlu‘yla yeni bir albüm bahanesiyle değil, bu şarkısı için görüştük.

Biz ona yukarıdaki klişe soruyu sormadık ama o, neden albüm yapmadığını anlatırken cevaplayıverdi: "Artık albüm devri bitti. Müzisyenler eserlerini paylaşmak için interneti kullanacak. Ben de kepenkleri kapatıyorum. Ama bana ait bu parçayı insanlarla paylaşmak istedim. Ticari bir amacı yok. Bunca yıl sonra kendim için stüdyoya girdim, klip çektim." 

Mutlu da söz ve müziğini kendi yazdığı "Affeder misin?" şarkısını ve klibini sosyal paylaşım sitelerinde dinleyicisinin beğenisine sundu.

Piyanosunun başında röportaj yaptığımız Mutlu, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Piyano bölümü mezunu. Batı müziği eğitimi alan sanatçı, tasavvuf müziğiyle ilgilenmeden önce uzun zaman popüler müzisyenlerle birlikte çalışmış. Ersan ve Dadaşlar‘la sahneye çıkmış. Kayahan’ın ilk albümlerinde yer almış. Mustafa Sandal‘a piyanosuyla eşlik etmiş. Birçok popüler albümde aranjör olarak yer almış. 80’ler’de eğlence dünyasının içindeymiş. Hatta Cengiz Kurtoğlu ve fantezi müziğin patladığı dönemlerde geçimini sağlamak için birçok piyanist gibi restoran ve otellerde org çalmışlığı bile var.

Mutlu, bu dönemi ve tasavvuf müziğine geçişini şöyle anlatıyor: "Eğlence dünyasında yer almamın tek sebebi kaliteli müzik yapabiliyor olmamdı. Popüler sanatçılarla birlikte çalışıyordum, ama eğlence dünyasındaki insan ilişkilerinin nahoşluğu, çarpık beşeri münasebetler, çok sevdiğim profesyonel müzik hayatından uzaklaşmama sebep oldu. Birkaç yıl nekahet dönemim oldu. (Gülüyor) İnşaat işine girdim, ama para ve ticaret işlerinden anlamadığımı anladım. Elimdeki iki-üç kuruş paradan da oldum. Fark ettim ki müzik tek yeteneğim. Bu sefer dedim ki kendimi mutlu eden ve insanlara zararı olmayan müzik yapabilirim. Böylece yeni bir format geliştirdim. Bu, günümüz tasavvuf musikisinin miladı oldu."

Bu formatı şöyle tanımlayabiliriz; batı enstrümanları ve günümüz müzik altyapısı kullanılarak yapılan, sözleri dini argümanları içeren müzik. Mutlu, 1992 yılında bu anlayışla yaptığı ilk albümünden bir beklentisi olmadığını söylüyor. Zaten bir yıl boyunca çok sattığından ve beğenildiğinden de haberdar olmamış. Ancak şirketinden aranıp, "Albümün satışları çok iyi, insanlar şarkıları çok beğendi, ikincisini yapalım." denilince öğrenmiş.

Mutlu’nun çok ses getiren bu albümünden sonra peşi peşine yeni isimler çıkmış. Mehmet Emin Ay‘ın da, Mustafa Demirci‘nin de ilk albümlerinde aktif bir şekilde yer almış, destek olmuş. Derken 90’lı yıllar modern ilahi albümlerinin patladığı bir zaman dilimi olmuş. Mutlu, 2000’lerde bu başarının üstüne çıkılamadığını, yeni ve özgün işlerin yapılamadığını vurguluyor.

Şimdilerde, sanal âlem dışında dinleyicisiyle bir de butik konserlerde buluşuyor. Önümüzdeki ay (3 Aralık 2009) Yerebatan Sarnıcı‘nda artık geleneksel hale gelen "Su Gibi Aziz" konseri olacak. Bu, otantik tasavvuf müziği konserini ücretsiz dinlenebilirsiniz. Yine İstanbul’da farklı salonlarda düzenleyeceği "Leyla’dan Mevla’ya" adlı özgün bir konsepte konser serisi var. Burada meşhur bestekarların bir Leyla için, bir de Mevla için yazdığı eserleri seslendirecek.