‘Tasavvufa ilgi uluslararası siyasal bir proje’

Sanatçılar
Müze ziyareti ile müzik zevkini buluşturan Gece Vardiyası Konserleri, Kudsi Erguner’le başlıyor. Erguner, "Müziğime sadık kalmaya çalışıyorum" diyor.Kudsi Erguner, son yıllarda tasavvu...
EMOJİLE

Müze ziyareti ile müzik zevkini buluşturan Gece Vardiyası Konserleri, Kudsi Erguner’le başlıyor. Erguner, "Müziğime sadık kalmaya çalışıyorum" diyor.Kudsi Erguner, son yıllarda tasavvufa gösterilen ilgininin uluslararası siyasal bir proje olduğunu düşünüyor.

Kahvaltıda Caz’dan Ramazanda Caz’a ilginç konseptli konserlerle hafızalarda yer eden Hakan Erdoğan Prodüksiyon, bu kez müze ziyareti ile müzik zevkini bir araya getiren ‘Gece Vardiyası’ konserlerine başlıyor. Yıl boyunca Türkiye ’nin belli başlı müzelerinde düzenlenecek Gece Vardiyası Konserleri’nin ilk durağı, su sıralar izlenimci akımın dev ismi Monet’nin sergisine ev sahipliği yapan Sakıp Sabancı Müzesi olacak. Gece Vardiyası’nın açılışını 21 ve 22 Aralık’ta ney’in dünyadaki en büyük isimlerinden Kudsi Erguner yapacak. Konserde Erguner’e dünyaca ünlü besteci Kamran İnce viyolonseliyle eşlik edecek. Erguner, konser öncesi Radikal ’in sorularını yanıtladı.

Türk sanat musikisi Osmanlı müziğinin devamı mı?

Adını koyamadığımız bir müzik mirası var: Osmanlı musikisi, Türk musikisi, Türk sanat musikisi, geleneksel müzik… Bence, Osmanlı musikisi İsmail Dede’nin Sultan Abdulaziz’in Batı müziğine gösterdiği aşırı iltifattan rahatsız olarak hacca gitmesi ve 1846 yılında orada vefat etmesiyle son bulmuştur.

Kudsi Erguner’i hep Batı kültürü ile füzyon projelerinin öncüsü olarak görüyoruz, bunun bir nedeni var mı?

Öncelikle Türkiye insanı, dini dahil her şeyi Batı kültürünün aynasında görmedikçe kıymetli olduğunu idrak edemiyor. Yaptığım füzyonlar, benim gibi İstanbul ’da büyüyen bir insanın, kültür sınırlarının siyasal sınırlara nazaran çok daha geniş olduğunu idrak etmesinin sonucudur. Ben kendimi Batı taklitçisi olarak kabul etmiyorum, ancak diğer müzik ve müzisyenlerle beraber müzik yapmakta hiçbir kompleksim yok. Her çalışmamda kendi müzik dünyama sadık kaldığıma inanıyorum.

Son yıllarda tasavvuf ve müziği geniş ilgi alanı. Bu bir moda mı, hüviyet arayışı mı, siyasal bir projenin müziğe yansıyan yüzü mü?

Bence bu uluslararası siyasal bir projedir. Radikal İslama karşı modern veya ‘light İslam’ yaratabilmek için Mevlana, Yunus, İbn Arabî gibi mutasavvıfların sözleri, hatta onlara mal edilen sözler kullanılmakta. Bunun ne tasavvufa ne de İslam medeniyetine bir faydası olduğuna inanmıyorum.

Bach dinlerken yaşanan heyecan, Itri ile de yaşanabilir

Yıllardır bütün müzik tarihçilerimiz her fırsatta, “Itri Türk müziğinin Bach’ıdır” deyip durdular. Bence, tarihi konumları dışında, müzik dünyalarında bu iki sanatçının hiçbir ortak yönü yok. Ama ben Bach ve Itri’den de zevk duymaktayım ve kendi dünyamda bu iki farklı müziği bir araya getirdim. Bu projenin mesajı; Bach dinlerken yaşanan heyecanın Itri’nin müziğinde de yaşanabileceğinin, klasik Osmanlı müziğine, klasik Batı müziği kadar değer verilmesi gerektiğinin altını çizebilmektir.

Sırada Sermet ve Barta var

Gece Vardiyası’nın ikinci konuğu 25 Aralık’ta yine dünyanın tanıdığı piyanist Hüseyin Sermet olacak. Sermet, Musorgski’nin ünlü ‘Bir Sergiden Tablolar’ını yorumlayacak. 26 Aralık’ta gerçekleşecek ayın son konserinde ise müziğiyle olduğu kadar enerjisiyle de seyircileri etkileyen viyolonselci Jiri Barta, piyanist Jan Cech’le beraber sahneye çıkacak. Konserlere gelen izleyiciler Sabancı Müzesi’nde Monet sergisini ücretsiz gezebilecek. Dileyen izleyiciler ise geceyi MüzedeChanga lokantasında ‘Yemekte Monet Esintileri’yle noktalayabilecek.