Müzik endüstrisindeki 27 yaşında hayatını kaybeden en ünlü isimleri kapsayan “27’ler Kulübü”, listesindeki Kurt Cobain, Jimi Hendrix, Janis Joplin, Amy Winehouse ve Jim Morrison gibi isimlerle övünüyor.
27’LER KULÜBÜ TESADÜF MÜ?
“27’ler Kulübü” olarak bilinen bu listede yer almanın bir şartı, rock ve pop yıldızı olmaktan geçiyor. Diğer bir şart ise, genç yaşta hayatını kaybetmekten oluşuyor. Müzik dergilerinde sıkça bahsedilen teoride, 27 yaşındaki rock müzisyenlerinin ani bir ölüm riski taşıdığı belirtiliyor.
Ancak Avustralya’da yapılan yeni bir araştırmanın sahibi, bu teorinin pek sağlam olmadığını öne sürüyor. Hayranlarına kıyasla müzisyenlerin daha kısa bir yaşam sürdüğü doğru olsa da, ortalama yaşam sürelerinin 27 yıldan çok daha fazla olduğunu dile getiriyor.
1950’li yıllardan bu yana müzik dünyasındaki ölümleri inceleyen ve bu ölümleri ABD nüfusuyla kıyaslayan Dianna Kenny, ortalama bir erkek müzisyenin 50’li yaşlarının sonlarında hayatını kaybettiğini, bu durumun aynı zaman diliminde müzik endüstrisi dışındaki erkekler için 75 yaşlarında gerçekleştiğini gözlemlediğinin altını çiziyor.
KADIN MÜZİSYEN DAHA UZUN YAŞIYOR
Kadın müzisyenlerin ise erkek müzisyenlere kıyasla biraz daha fazla olmak kaydıyla 60’lı yaşlarının başlarına kadar yaşadığını, ancak kadın müzisyenlerin yaşam sürelerinin aynı zaman diliminde ortalama 80 yaşına kadar yaşayan ABD’li kadınlardan daha az olduğunu belirtiyor.
Sydney Üniversitesi’nde psikoloji ve müzik araştırmacısı Kenny, “’27’ler Kulübü’ hipotezi bir efsane,” diyor ve ekliyor, “Daha dayanıksız olan normal bir nüfusla kıyaslandığında böyle kesin bir ‘ölüm yaşı’ yok.”
60 YILDA 12.665 MÜZSYEN ÖLDÜ
Kenny’nin akademik araştırması rock yıldızlarının ölümlerinin ele alındığı ilk araştırma olmasa da, son 60 yılda hayatını kaybeden 12 bin 665 müzisyenin incelendiği tek araştırma olma özelliği taşıyor.
Amy Winehouse. European Pressphoto Agency
Kenny, caz, rock, blues, techno ve rap gibi farklı müzik tarzlarını araştırdığını belirtiyor. 1950’li yıllarda “rock’n’roll” tarzının yükselişinden bu yana hayatını kaybeden müzisyenlerin yüzde 90’ının erkeklerden oluştuğunun altını çiziyor. Kenny, müzik endüstrisindeki ölümcül kazalarının genel nüfus ortalamasının iki katı olduğunu, intiharların ise üç katına çıktığını söylüyor.
Turnelerin yol açtığı stresin de müzisyenlerin hayatlarını kısaltmada etkisi olduğunu belirten Kenny, “Müzik endüstrisinin kendisi de bu çirkin davranışları destekliyor. Uyuşturucular yaygın olarak kullanılıyor, genç müzisyenler sahne almadan önce performanslarını arttırmak adına uyuşturucu maddeler alıyorlar. Konser sonrasında ise bütün gece boyunca alkol ve uyuşturucu tüketerek eğleniyorlar,” diyor.
DAĞILMIŞ AİLELERDEN GELİYORLAR
WSJ Türkçe’nin haberine göre Kenny, psikoloji alanındaki tecrübesinden yararlanarak müzik endüstrisinin genç yeteneklere yeterli duygusal destek vermediğini ve yol gösteremediğini söylüyor. Çoğu müzisyenin dağılmış ailelerden geldiğini veya belli bir seviyede duygusal bir çöküntü yaşadığını dile getiriyor.
Kenny, “Şöhret basamaklarını tırmanırken zirvede olmanın hayalini kuruyorlar ve tüm psikolojik sorunlarının gördükleri ilgi ve kazandıkları paralarla bir şekilde çözüm bulacağını düşünüyorlar,” diyor ve ekliyor, “Ancak gerçekte olan bu değil, kendilerini boşlukta hissetmeye başlıyorlar ve herkesin onlara ne yapması gerektiğini söylediği bir hayat yaşıyorlar.”
Kenny, Nirvana adlı rock grubunun zorluklar yaşayarak zirveye çıkan solisti ve gitaristi Kurt Cobain’in 1994 yılında ölümüyle zirve yapan intihar sayısının, bu olayın ardından bir düşüş yaşadığını belirtiyor. Ancak buna rağmen, özellikle de genç müzisyenlerin neye bulaştıklarına dair daha iyi bir şekilde bilgilendirilmeleri gerektiğinin de altını çiziyor.
YETENEK YARIŞMALARINA DİKKAT EDİN
Kenny, televizyonlardaki yetenek yarışmalarının özellikle dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu, bir gecede çocukları yıldız olmaya itebileceğini söylüyor ve ekliyor, “Bu ortamlardaki çocuklar, çocuk olduklarını unutuyorlar.”