Anadolu’da halk müziğine gönül veren kadın âşıkların sayısı hiç de az değil. Hem eşlerine, hem ailelerine hem de topluma karşı var olmaya çalışan kadın âşıklar bugünlerde bir televizyon programında seslerini duyurmaya çalışıyor. Anadolu’yu gezerek kadın âşıkları bulup ortaya çıkaran Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservetuvarı Yard. Doç Dr. Sevilay Çınar, öykülerinden önce tez, ardından bir albüm hazırladı. Kadın âşıkların en büyük zorluğu toplum nedeniyle gördüklerini dile getiren Çınar, "Başka illerdeki festivallere gitmekten ‘kadın başına nasıl gidersin’ denildiği için vazgeçiyorlar. Çoğu eşinden ayrılmış, sazını bırakmamış. Ayrıca gurbet, toplumsal sorunlar dile getiriliyor, ancak bir kadının sevgilisine aşkını söylemesi Anadolu’da kolay değildir" dedi. TRT Müzik kanalında her pazar yayınlanan "Kadın Âşıklar"da öyküleri anlatılan âşıklardan bazıları şöyle:
‘AYIPLAYIP, YUHALADILAR’
Arzu Bacı: Adanalı. Kendi çabalarıyla çıkarttığı 18 albümü var. Sazını evlendikten sonra eşi hediye etmiş. Didarî, Telli Suna: 5 kitabı var. Bir şölene giderken sazını getiremeyeceğini söyler. "Neden" diyenlere "Sırtıma alıp bağlamayı çıkarsam ne derler?" diyecek kadar toplumu önemseyen bir âşık. Gülçınar: Başından iki evlilik geçti, sazını elinden bırakmamak için maddi ve manevi direndi. Mihrumah: Görme engelli. Âşık olan eşi de görmüyor. Kadın âşık olmanın zorluğunu "Ayıplayıp yuhaladılar; yüzüme tükürmedikleri kaldı. Kızsanız da sazımı da kırsanız söyleyeceğim" sözleriyle anlattı.
Ahaber