Serkan Kaya’nın haberi
Bu yıl Azerbaycan’da düzenlenecek Eurovision yarışmasında ülkemizi temsil edecek Can Bonomo için pek çok şey yazıldı çizildi. Yarışma öncesi bugünkü kadar adından söz edilmeyen Bonomo’nun tüm özel hayatı ve geçmişine dair bilinmeyenler gerek televizyonda gerek basında çokça bahsedilir oldu.
Can Bonomo’nun Sefarad kökenli bir Yahudi aileden gelişi ülkemizi temsil etmek hususunda garipsense de, geçmişte ve bugün hala birçok Sefarad ülkemize pek çok sahada hizmet etti ve halen ediyor.
Can Bonomo’yu ve Sefaradların gökten zembille inmediğini, bu toplumun bir parçası olduklarını anlamak için dilerseniz onları biraz tanıyalım.
Sefarad, İbranice’de İspanya demektir. Ülkemizde Sefarad ve Eşkenaz adı verilen iki grup Yahudi var. İspanya, İtalya, Ege adaları ve Kuzey Afrika’da yaşamakta olan Sefaradların ülkemizdeki sayısının 25 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra 1000 kadar da Eşkenaz Yahudisi vardır.
Birçok ülkenin topraklarında yaşamlarını sürdüren Sefaradlar, belki de en çok Türkiye’de kendilerini hür ve mutlu hissetmişlerdir.
Bu hür ve mutlu hissedişin temelinde kendi dinlerine ve Ladino adı verilen dillerine karışılmaması, diledikleri gibi ibadethane ve ticarethane açabilme özgürlüğü önemli yer teşkil ediyor.
2. Dünya Savaşı yıllarında Nazi zulmü karşısında para pulun geçmediği noktada tek geçer meta Türkiye Cumhuriyeti pasaportu idi. Bu sebepten ötürü ülkemize ciddi sayıda Yahudi göçü olmuştu. Hatta yakın zamanda Almanya-Türkiye arasındaki bu göç bir filmle beyaz perdeye de aktarılmıştı.
Gerçekte bu Sefaradların ilk göçü de değildi. Yakın tarihte İsraili kurmak amacıyla yapılan göçten önce, bir büyük göç de İspanya’dan yapılmış zorunlu bir göçtür. Sefaradların da resmi sitelerinde orijinal belgesiyle gösterdikleri kovulma fermanıyla başlayan bu çileli döneme, Sultan 2.Beyazid farklı bir yön vermişti.
Dilerseniz buradan sonrasını Sefaradların kendi ağızlarından, Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi resmi sitesinden öğrenelim:
"2 Ağustos 1492’de gece yarısı İspanya’nın güney sahilinde nispeten küçük bir liman olan Palosta’da Kristof Kolomb’un üç gemisi Amerikanın keşfi ile sonuçlanacak yeni bir sefer için demir alırken, Cadiz ve Sevilya limanlarından kendilerini kurtaracak birilerini bekleyen İspyanyol Yahudileri gemilere tıklım tıklım dolmuş, kendilerini kurtaracak birilerini beklemekteydiler.
Bu bekleyişi engin merhameti Sultan 2.Bayazıd Han Osmanlı topraklarına davet ederek noktalamış ve bugünkü Dünya Coğrafyası üzerinde Sefarad nüfusu çeşitli bölgelere yayılmıştır.”
Can Bonomo ve ailesi bu gemiyle gelenlerin torunlarıdır.Bu torunlar içinde ülkemizde ve yurt dışında bilinen sevilen ve yararlılık göstermiş pek çok kimse daha vardır. Örneğin Dario Moreno…
3 Nisan 1921’de Aydın’da doğan Dario Moreno’nun babası trajik bir biçimde öldürülmüştü. Daha sonraki yıllarda ünlü bir sanatçı olacak olan Dario Moreno yetimhanede büyümüş, ilkokulu güç şartlarda bitirmiş, gençlik yıllarında pek çok işte çalışmıştır. Gençlik yıllarında Alber Dinan’la arkadaşlık etmiş. İş hayatında getir götür işleri yapmış, İzmir’in ünlü bir avukatının katipliğine yükselmiştir. Geceleri Milli Kütüphane’de Fransızca çalışarak, öğrenmiş. Bu sıralarda eline geçen bir gitar hayatını değiştirmiştir.
Artık tören ve düğünler de şarkı söylemekte hayatını müzikle kazandı. Gençlik çağında artık İzmir’de tanınan bir sanatçıdır. Askerliğini yaptığı sırada caz orkestralarında solistliğe başlar. Adana, İzmir, Konya ve civarı illere turnelere gider. Ayrıca Marmara gazinosu, Bomonti gazinosu, Firtz Korten orkestrası ,Perto Del Sol müzikholünde, Palm Beach otelinde sahne aldı. Ankara’da kaldığı yıllarda Orhan Veli’yle aynı odayı paylaştı.
Avrupa hatırı sayılır şöhret sahibi olan Dario Moreno o devrin ünlü vamp kadınlarından Brigitte Bardot başta olmak üzere birçok sanatçıyla 32 film çevirdi. Fecri Ebcioğlu ve Sezen Cumhur Ünal, Dario Moreno’nun şarkılarına aranjman adı verilen tarzda Türkçe söz yazdı.
Ani bir kalp kriziyle ölen Dario Moreno sanat camiasını yasa boğdu. Ancak hala sıklıkla adından söz ettirmeye devam ediyor.
Bugün sanat, ticaret ve siyaset dünyamızda varlıklarıyla hizmetleriyle damga vurmuş pek çok Sefarad Yahudisi vardır.
Rabbi İzak Algazi
İzak Algazi yakın geçmişin özellikle İzmir’in büyük Sefarad müziği icrasıydı. Hazzan ve saygı duyulan bir haham idi. Ender rastlanan sesi ve üstün okuyuş üslubuyla sanat camiasında haklı bir şöhrete ulaştığı söylenir. 78’ devirli taş plakların farklı bir tatla okuduğu düşünülen sesiydi.
Sefarad Grubu
Yahudi asıllı Türk müzisyenler. Ari Barakos, Ceki Benguşe, Cem Stamati.
Yahudi asıllı Sanatçılar
Linet, Nedim Saban, Rozet, Hubuz, Yosi Mirzahi
KİMDİR BU CAN BONOMO?
Çok eğlenceli ve mutlu bir çocukluk geçirdiğini belirten Can Bonomo dedesinin TRT sanatçısı babasının da sanat müziği seven biri olduğunu ifade ediyor. Kendisinin ise rock müziği sevdiğini söylüyor.
Komşusunun oğluna müziğin sesini kıstırmak için gittiğinde tanıştığı elektrogitar ilgisini çekti. Ailesi küçük Can’ın ısrarlarına dayanamadı ve müzik eğitimi böylece başlamış oldu.
İzmirli Can Bonomo, müziğe 8 yaşında gitar çalarak başladı. Ortaokul ve lise boyunca sürdürdüğü müzik çalışmalarına İstanbul’da devam etti. 17 yaşında İstanbul semalarına açılmaya karar veren Bonomo, müzik dünyasına ses prodüksiyonculuğu yaparak atıldı. Bilgi Üniversitesi’nde Sinema-Televizyon Bölümü’nde okudu. Üniversite yıllarında Radyo Klas, Number One FM ve Radio N101’de radyoculuk yaptı. Daha sonra, televizyona geçerek Number One TV ve MTV’de televizyon programları hazırladı. Televizyonculuk kariyeri süresince çeşitli reklamlarda rol aldı.
Lise ve üniversite yıllarında amatör müzik gruplarıyla İzmir ve İstanbul’da birçok konser veren Bonomo, sonunda "Hazırım" diyerek ilk albümü için kolları sıvadı. Yaklaşık iki yıllık hummalı bir hazırlıktan sonra da Ocak 2011’de Can Saban’ın yapımcılığı ile ilk albümü “Meczup”u yayınladı. Can Bonomo ve ilk göz ağrısı “Meczup”, 24 Ocak’ta Babylon’da düzenlenen bir geceyle dinleyicileriyle buluştu.
Kimlerle, Neler Yapıyor?
“Meczup”un biri hariç tüm parçalarının söz ve bestesi Can Bonomo imzasını taşıyor. Düzenlemeler ise aynı zamanda albümün prodüktörlüğünü ve müzik direktörlüğünü üstlenen Can Saban’a ait. Parçaların miksing ve mastering’i Ali Rıza Şahenk tarafından yapıldı. TheFatLab’de kaydedilen "Meczup", We Play – TheFatLab etiketiyle yayınlandı. Albüm kapağındaki albümün artwork’leri bizzat Can Bonomo’ya ait, kapak fotoğrafını ise Dilan Bozyel çekti.
Albümün çıkış parçası “Şaşkın”ın klibinin yönetmeni ise Can Eskinazi.
Haziran ayı başında yayınlanan 2. klibi Bana Bir Saz Verin’in yönetmen koltuğunda ise Can Saban vardı.
Aslında sık sık arkadaşlarıyla yaptığı doğaçlama müzik ve sohbetlere, takipçilerini de dahil ederek, kendine özgü online performanslar yapıyor.
Müzikal yolculuğu boyunca The Shins, Wax Poetic, The Kinks, The Libertines ve The Beatles’dan etkilenen ve esinlenen Bonomo, Alaturka nağmelerden indie melodilere gezinen müziğini ‘İstanbul Müziği’ olarak tanımlıyor.
Sanatın hemen her dalına ilgi duyan Can Bonomo, müziğin yanı sıra illüstrasyon yapmaya ve fotoğraf çekmeye bayılıyor!
Aldığı Ödüller:
– 8. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri 2011 ‘En İyi Çıkış Yapan Sanatçı’
– 38. Altın Kelebek Televizyon Ödülleri 2011 ‘En İyi Çıkış Yapan Solist’