Farid Farjad geçtiğimiz akşam izleyenlere muhteşem bir gece yaşattı. İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen konserde Farjad, Ayrılık, Sarı Gelin parçalarını da yorumladı. Müzik hayatının 60. yılını İstanbul’da kutlayan Farjad, müzikseverleri hüznün nağmeleri ile büyüledi. Kemanından akan hüznünü gurbette olmasına bağlayan sanatçı ’35 yıldır gurbetteyim ülkemin suyunu, toprağını eski sokaklarını, doğum yerimi özledim’ diyor. Farjad’la müziğini konuştuk.
BATI MÜZİĞİ’Nİ DE ÇALIŞTIM
İranlı oluşunuz bizim dinleyicimizi etkiliyor. Doğulu olmanın egzotizmine inanıyor musunuz? Müziğinizi nasıl besliyor o topraklar?
Henüz emekli olmayı düşünmüyorum. Kimbilir, belki ileride Türkiye’de yaşamaya karar verebilirim. Hatta Türk vatandaşlığına bile başvurabilirim.
İran kültürü de aynı Türk kültürü gibi oldukça eski ve zengin bir kültür. Doğal olarak müzikal anlamda da her iki kültürün birbirinden tarih boyunca etkilendiğini düşünüyorum. Türk dinleyicilerimin beni bu kadar kendilerine yakın bulmalarının nedenlerinden biri de bu sanırım. Türk dinleyicisini çok seviyorum. Çünkü onlar, bana gerçekten bu ülkede çok sevildiğimi hissettiriyorlar. Ben de onlar için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Öte yandan tabii ki bir müzisyen olarak doğduğum büyüdüğüm topraklardan etkilendim. Ama sadece bununla yetinmedim, Batı müziğini de araştırdım, dinledim, özümsemeye çalıştım.
Kemanınız sizin ayrılmaz bir parçanız. Tüm duygularınızı kemanla aktarabiliyor musunuz? Yetiyor mu size?
İnsan kemanı seçmiyor bence. Keman insanı seçiyor. Birçok kişi keman çalmaya başlar ancak yarıda bırakır, çünkü keman onları seçmemiştir. Ne mutlu bana ki kemanım beni seçti. Hayatımda keman olmasaydı ne yapardım bilemiyorum. Ben basit bir adamım, hayatım çok karışık değil. Her şeyi yapmak isteyen insanlardan çok da hoşlanmıyorum. Bu kadar hırslı olmak iyi bir şey değil. Hayatta ne yapmak istediğimizi ve bunu nasıl yapacağımızı bildikten sonra işler kolaylaşıyor. Ben keman çalmak istiyorum ve çalıyorum, bu kadar basit aslında. Şu sıralar eşim ile birlikte yeni parçalar üzerinde çalışıyoruz. Şu anda hayalimiz birlikte ortaya iyi bir albüm çıkarmak diyebilirim.
EŞİMLE ÇALIŞMAK BİR KEYİF
Eşiniz Mitra Tavakoli de size piyanosuyla eşlik ediyor. Eşler olarak birlikte çalışmanın avantajları var mı?
Mitra hayatımdaki en önemli insan. O da benim gibi müziğe aşık biri olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. İnsanın aşık olduğu kadın ile birlikte çalışabilmesi büyük bir lütuf bence. Eşim ile birlikte çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Ayrıca birçok avantajı da yok değil, çünkü o benim ne istediğimi gözlerimden anlıyor bazen.
Sürekli somurtan biri değilim
Hüzün var ama asla gam, kasavet basmıyor müziklerinizde. Bunu nasıl başarıyorsunuz? İşin sırrı nedir?
Evet, söylediğiniz gibi, müziğimde hüznün etkili olduğunu kabul ediyorum. Sonuçta ben duygusal bir insanım ve duygularımı kemanım aracılığı ile ifade etmeye çalışıyorum. İnsanlar bazen hüzün kelimesini yanlış yorumluyorlar. Sonuçta ben devamlı somurtan, üzgün üzgün etrafa bakınan bir adam değilim. Ancak müziğimin de gurbette yaşamamdan ve başkaca birçok duygusal anımdan etkilendiğini de inkar edemem.