Ali Pektaş’ın röportajı
32 sanatçının onun eserlerini seslendirdiği Orhan Gencebay ile Bir Ömür albümünün kendisini çok duygulandırdığını söyleyen sanatçının sevenlerine bir de sürprizi var.
Bu zamana kadar hiç sahneye çıkmayan Orhan baba önümüzdeki yıl sevenleri ile konserlerde buluşacak.
Sizin için Türkiye’de başka örneği olmayan bir albüm yapıldı. Neler hissediyorsunuz? Albümün gördüğü ilgiden memnun musunuz?
Son derece yoğun duygular yaşıyorum. Böyle bir proje ülkemizde değil, dünyada ilk defa yapıldı. Biz bunu yaparken, hiç tirajı ne olur diye düşünmedik ama aldı yürüdü. Bu kadarını beklemiyorduk. Çünkü sektörün çöktüğü bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde bile bu albüm halktan büyük ilgi gördü. Hangi ile gidersek gidelim halk büyük teveccüh gösterdi. Neşet Ertaş’ın cenaze töreninde bile bana albüm imza için getirenler oldu.
Bir de onur ve gurur de gecesi düzenlendi. Bu geceden sonra programa katılmayan sanatçılarla ilgili çok farklı şeyler konuşuldu. Bu yorumlar sizi üzdü mü?
Ben böyle bir ortamın oluşmasına üzüldüm. Arkadaşlarımı zor durumda bırakmış olduğuma üzülüyorum. Bu arkadaşlar bana büyük bir onur, gurur yaşattılar. Bunu yaşatan arkadaşlar geceye gelmek zorunda değillerdi. Zaten gelemeyecek arkadaşlar beni arayıp mazeretlerini bildirdiler. Biz zaten davet ederken şarkı söylemek zorunda da değilsiniz, beraber bir aile gibi olalım diye davet ettik. Gelemeyenlere nasıl kızabilirim, küsebilirim? Ama sanki gelmek zorundaymışlar gibi bir ortam oluşturuldu. Buna üzüldüm. Bu baskıyı sanki biz oluşturmuşuz gibi bir düşünce oluşmasına üzüldüm.
Gelmeyen sanatçıların gecenin yayın haklarının kendilerinden izinsiz bir kanala verildiği için katılmadıkları yönünde söylentiler de çıktı…
Böyle bir şey olabilir mi? Bu gece benim onur gecemdi. Gecenin sponsorları vardı. Star TV görsellik ve ışıkla ilgili katkı sağladı. Medya sponsorumuz Star ve Kral’dı. Bunu zaten geçen yıldan beri söylüyorduk. Bunun ticari bir amacı yoktu. Sponsorlar da elbette katkıda bulundu ama bizim gecemiz olduğu için maddi olarak büyük kısmını biz karşıladık. Gelenler davetli olarak geldiler. Bilet satışı olmadı. Çok sevenlerimizin bir kısmı ile birlikte olduk. Gelenden de gelmeyenden de Allah razı olsun. Nasıl küsebiliriz? Biz bu geceyi o manevi hazzı tatmak için yaptık, albümde de aynı duygularımız vardı. Albümde de arkadaşların yorum katkıları haricinde bütün masrafları biz karşıladık. Trilyonlar harcadık.
Albümdeki yorumları nasıl buldunuz peki? Sizin için öne çıkan bir isim var mı?
Benim için hepsi. Arkadaşlarımın hepsi profesyonel. Eserleri kendileri seçtiler, onlar bana yorumlarımı hediye ettiler. Onlara hiçbir söz söyleme hakkımız yok. Böyle bir düşüncemiz de olmadı. Önemli olan bu 32 sanatçının benim için bir araya gelmiş olmaları. Burada benim için başka bir şey daha vardı. Bu eserler benim. Ama oturup dinlerken sanki başka bir esermiş gibi dinliyorum. Çünkü yeni bir yorum getirdiler.
Orhan Gencebay’ı en iyi rockçılar anlamış diye yorumlar yapılıyor.
Rockla benim çalışmalarımın benzerliği var. Rock özgürlük demektir. Ben de Türk müziğinde özgürlük yanlısıyımdır. Müziğimizde özgürce çalışmalar yapmak için ortaya çıktım. Klasik Batı müziği, halk müziği, caz, rock müziği gibi bütün türlerle ilgilendim. Benim müziğim bunların bir hülasası oldu. Çünkü halk müziğimizin de sanat müziğimizin de katı kuralları olmadığını biliyorum. Varlığımı özgürce sürdürüyorum. Ben serbest çalıştım.
Oslo görüşmeleri akılcı bir yere gitsin
Orhan Gencebay neden hiç sahneye çıkmıyor?
Artık sahne düşüncemiz var. Önümüzdeki yılın bahar ya da yaz aylarında sahneye çıkmayı düşünüyorum. Biliyorsunuz ben hiç sahneye çıkmadım. Stat ya da geniş katılımlı konserler düşüncemiz var. O da değişik bir şey olacak. Çünkü benim dünyamda yapmadığım bir şeyi yapacağım.
Peki yeni albüm var mı ufukta?
Olmaz olur mu, eserler bitti bile. Notaların yazılması kaldı. Önümüzdeki haftalarda bitirirsem stüdyoya gireceğim. Dört–beş ay sonraya tamamlanır. Bu albümde de kıyak şeyler var inşaallah. 12 beste hazırladım. Bu albümde Bedensiz Aşk diye bir eserim olacak. Bunu hem Alevi semahları formunda hem de rock tarzında yapacağım.
Siz hiçbir zaman arabesk müzik yapıyorum demediniz, ama müziğiniz hep böyle değerlendirildi…
Ben müzik adamıyım ve bu konulardaki değerlendirmem de farklıdır. Arabesk diye müzikal bir kategori yoktur, özgün diye de fantezi diye de. Kategori olması için müzik ilmiyle kurallarının olması gerek. Arabesk deyimi 60’larda konuldu. Ben de o yıllarda halkımız tarafından kimseye kısmet olmayan bir ilgi görünce birtakım çevreler bunu kıskandı, çamur atmak için bazı olumsuz yaftalar koydu. Arabesk bunlardan biridir. Arabesk dramın, hüznün, dramın simgesi oldu. Bu yanlış. Varoşların müziği dendi. Dolaylı olarak halka da hakaret edildi.
Orhan baba her zaman göründüğü gibi kibar ve naif midir? Hiç ters tarafı yok mudur? Bir insan her zaman nasıl böyle sakin ve sabırlı olabilir?
Bu planlanmış kurgulanmış bir şey değil. Benim öğrendiklerim bana sabırlı, saygılı ol, paylaş diyordu. Ben bunlarla yaşadım. Kimsenin dedikodusunu yapmadım. Özel hayatına karışmadım. Sakin ve sabırlıydım, kimseye kızmadım. Sokakta araba kullanırken bile kornaya bile basmamaya dikkat ettim. İnsanlar birbiri ile anlaşabilirler. Yeter ki empati yapsınlar.
Şu anda toplum olarak empati yaptığımız, birbirimizle pek anlaştığımız söylenemez ama. Ülkemizde bir Kürt sorunu var. Orhan Baba’nın Kürt sorununa bir reçetesi var mı?
Bu vatanın çatısı yaşam kadar kutsaldır. Yaradanım yaratmış, dünya anavatandır. Dil, din, cins, ırk ayırmam şu dünya gurbetinde. Bana Orhan diyorlar, asıl adım insandır. Benim dünyaya bakışım bu. Dünyada keşke sınırlar olmasa, tek bir dil konuşulsa. Belki bir hayal gibi görünüyor ama belki olabilir. O zaman Kürt, Türk, Laz, Çerkes diye bir sorun da kalmaz.
Mevcut durumda ne yapılabilir ?
Her şeyi bir tarafa bırakıp yeniden birlik olmamız lazım. Bu cumhuriyeti kurarken bir ayrım olmadan kurduk. Bunlar çok güzel değerler. Bu ülkede yaşayan herkese bu ülke yeter. Kimse kimseye üstünlük sağlayamaz. O ilk başta Cumhuriyet kurulduğunda koyduğumuz kuralları yeterince uygulamadığımız için şimdi bu haldeyiz. Onları uygulayabilseydik şimdi bunları konuşmuyor olacaktık. Bizi zaten birileri sürekli kaşıyor. Ama bu sorunları ortadan kaldıracak yine bizleriz. Binlerce yıldan beri bu topraklarda yaşamış nesillerin torunları olarak biz bu sıkıntıları yine sağduyu ile aşacağız. Dirlik ve birlik için aynı duyarlılıkta olmamız gerekiyor.
Bu sorunun çözülmesi adına bazı görüşmeler ve müzakereler yapılıyor…
Ben bir sanatçıyım. Bu durumları bir siyasi gibi değerlendirmem mümkün değil. Ben barıştan ve gönül kırmamaktan yanayım. Bu dünya gurbetinde herkesin gönlü iyi olsun. Her ülke nasıl mutlu olacaksa öyle olacak. Paylaşmakta esas olan birliktir. Birliği bozduğumuz zaman husumetlerin olacağı kanaatini taşıyorum. Biz bu vatanı hep birlikte kurduk. Herkesin emeği kanı var. Daha başka türlü parçalanmışlıkların bize zarar getireceğini düşünüyorum.
Oslo’daki gibi görüşmeler yapılabilir mi?
Bunlar konuşuluyor zaten. Ben bunların konuşulmasından yanayım. Ama bu konuşmaların akılcı bir yere gitmesinden yanayım. Birliğin önemine vurgu yapıyorum. Kimse kimseden üstün değil. Paylaşalım diyorum ben.
İyi bir senaryo gelirse filmde oynarım
Aynı zamanda bir aktörsünüz. Otuzdan fazla filminiz var. Yok mu yenilerde bir film projesi?
Aslında bu sayı daha fazla olabilirdi. (Gülüyor) O kadar yapabildim, o kadar zaman ayırabildim. Yoksa 150 de olurdu. Bundan sonra da film düşünüyorum. İyi bir hikâye, iyi bir senaryo lazım. Beni tatmin edecek bir senaryo gelirse film çekebilirim.
En çok sevilen şarkılarınızdan biri ‘Hatasız Kul Olmaz’. Geriye dönüp baktığınızda ‘keşke yapmasaydım’ dediğiniz büyük bir hatanız oldu mu?
Hayatta hepimizin hataları olur elbette. Ama ben kendi hayatımda geriye dönüp baktığımda yaşamımı gasp edecek bir hatam, bir pişmanlığım olmadı. Ama bilmeyerek yaptıysam da özür dilerim. Pişmanlıkların büyüğü yaşamı gasp eder. İnsanı teslim alır.
Peki Orhan Baba’nın ‘keşke’leri var mı?
O da yok. Ben kendimle barışığım derken şöyle düşünürüm: Yaradanın, yarattığı her şey güzeldir. Bu güzelliklerin farkına vararak güzellikleri olumsuzluklardan ayırabiliyorsak bir şeyleri aşmışız demektir. Bunları aşan insanın pek pişmanlığı olmaz. Ben böyle düşünüyorum. Pişmanlık ne zaman olur? Yanlış şey yapmışsındır, bencilliğine esir olmuşsundur, sonra bunun hata olduğunu fark edersin. Bu da seni yıpratır, kendi iç barışını bozar. Bu bozulursa kimseyle barışık olamazsın. Benim hayatımı gasp eden hatalarım olmadığı için ‘keşke’lerim de olmadı şükürler olsun.
Hakkınızda ‘Borsada çok kaybetti’ hatta ‘Bu yüzden sahneye çıkacak’ şeklinde haberler yapıldı. Var mı böyle bir durum gerçekten?
Yok öyle bir şey. Bu on iki yıl önceki bir konu. Ama birileri hâlâ bunu gündeme taşıyor. Benim bazı tasarruflarım vardı. Bankada tutacağıma değerlendireyim dedim. Hiç bilmediğim bir alandı. O yıllar, hep ‘Üretime katkıda bulunun, devletimiz ilerlesin’ diye çağrılar yapılıyordu. Vatan millet Sakarya duyarlılığı ile girdim borsaya. Fakat 2001 yılına geldik. 21 Şubat’ta bir anayasa kitapçığı fırlatıldı. Türkiye çöktü. Diyelim ki o zaman 200 bin liram varsa 30 liraya düştü. Ama sonra uğraşmadım, bıraktım kendi haline. Sonra o büyük ölçüde geri geldi. O sırada edilen konular bunlar. Ben borsacı değilim. Şu anda hâlâ hisselerim var. Ara sıra bakıyorum. Ama burası bir kumar yeri değil, bir yatırım yeri. Artık yatırım yapmıyorum, var olan üzerinden yatırımlarımı değerlendiriyorum. Ben onunla uğraşamam. O benim işim değil.
Hiç dünyaya açılayım gibi bir düşünceniz olmadı mı?
Dünyaya açılma Batı’nın pazarlaması ile ilgili bir konu. Dünyanın birçok ülkesinde müzisyenler beni bilir. Hatta alıntılar da yapılır. Geçen yıllarda Amerika’da Yale Üniversitesi’nde Ortadoğu ile ilgili çalışma yapan bir profesör, yazdığı kitabın kapağına resmimi koymak için izin istedi. Ben de verdim. Yani dünyada bu coğrafyada yapılan müziği araştıran herkes beni biliyor. 70’lerde yurtdışından birçok grup bizi takip ediyordu. Ama ticari pazarlama Batı’nın uhdesinde gerçekleşiyor. Şu anda Akdeniz’de, Balkanlar’da, Kafkaslar’da ismimiz bilinir.
Ülkemizdeki müziğin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda Türkiye’deki müzik üretimi son derece zorda. Bunun sebebi korsan ve internetteki hak kayıpları. İnsanların zaruri ihtiyaçları var. İnsanlar kazanacak ki yeni üretimler olacak. Ama bu alandaki insanlar emeğinin karşılığını göremeyince hevesleri kırılıyor. Alandan çekilmeler başladı. Üretim düştü. Bu sene bin yüz elli albüm yapıldı. İngiltere’de otuz bine yakın albüm yapıldı. Ülkemizde seneye daha az albüm yapılacak sanırım. Korsan ve internet düzelmedikçe alandaki üretim düzelmeyecek. Yeni bir yasa hazırlanıyor. Bu yasa geçerse daha rahatlayacak piyasa.
Sevim Hanım ile 38 yıllık bir birlikteliğiniz var. Oldukça mutlusunuz. Bunun sırrı nedir? Evlenmeyi düşünen ya da evli çiftlere tavsiyeleriniz var mı?
Sevgi, saygı, hoşgörü ve bilgi. Patırtı kütürtü olmayan yer yoktur ama yarım saat sonra unutulur. Karı-koca arasında gurur olmaz. Evlilik müessesesi son derece kutsal bir kurumdur. İnsanın neslinin devamı bu müessesede saklı. İnsanlar en mutlu bu kurumda olurlar. En güzel paylaşımlar bu kurumda olur. Paylaştıkça sevgiler büyür, üzüntüler azalır. Evlilik kurumunu çocuk oyuncağı gibi düşünmesin kimse.
Bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz hepimiz. Orhan Baba’nın insanlardan son isteği ne olurdu?
Mutluluk yürek ister, cesaretini mutluluk için göster. Bu dünyada herkesin mutlu olmaya hakkı var. Herkesin mutlu olmaya hakkı var. En büyük savaş kendi nefsimizle. Bu savaşı kazanıp mutlu olacaksınız.
Orhan Gencebay’ın yeni albümünde yer alacak olan Bedensiz Aşk’ın sözleri ilk kez yayınlanıyor
BEDENSİZ AŞK
Aşkın zirvesine varmak istersen,
Bedensiz sevgiyi kavraman lazım
O eşsiz duygu ile yanmak istersen
Bir kıvılcım yeter inanman lazım.
Ezberle yaşarsan anlayamazsın
Cahili kamilden ayıramazsın
Gönülden bakmazsan tat alamazsın
Aşksız yaşanılmaz yaşaman lazım
Karanlık renksizdir rengini arar
Işıksa saf aşktır rengarenk yanar
Renksiz bir gönülde sevgi ne arar
Acele bir renge bürünmen lazım
Asıl adım insan sanma her şeyim
En zordan daha zor kıldan inceyim
Gencebay dedi ki hiçten zerreyim
Hakka aşksız varılmaz hak lazım
Yolumuz Hak yoludur bize hak lazım.
Orhan Gencebay
Zaman