Üstelik bir anlamda bu albüm birlikte geçen 40 yılın da özeti olacak. Ama, Mazhar Alanson’un ‘40 yıl’ mevzuuna itirazı var…
MFÖ, birlikte müzik üreterek 39 yılı devirmiş durumda. Konserlerini üç ayrı jenerasyon izliyor. Mazhar Alanson, Özkan Uğur ve Fuat Güner, bu ay içinde piyasaya çıkacak yeni albümlerini Vogue dergisine anlattı.
Mazhar Alanson, iki yıl önce verdiği bir röportajda, “MFÖ’yle artık albüm yapmamız zor, yalnızca konserlerde bir araya geleceğiz” demişti. Bu beyanatının hatırlatılması üzerine şu yanıtı veriyor: “Dün dündür, bugün bugündür’le büyüdük biz.” Nitekim, “Bugün bugündür” kıvamına gelinmiş. Özkan Uğur, “MFÖ’nün albümü çıkacak diye bir durum yoktu aslında” diyor, “Daha önceden herkesin bir solo albüm çalışması vardı. Sonradan döndürdük MFÖ yapalım diye. O da 40 yılla ilgili galiba.” Üçlünün birlikteliğinin 39 seneyi devirmişliği söz konusu. Bir albümle taçlandırılmayı hak eden 40 yılın hatırı var. Gel gelelim, Mazhar Alanson’un da bu 40 yıl mevzuuna fena halde gıcığı ve itiraz edesi var: “Hayır, ben bu 40 yıl işini hiç sevmiyorum” diyor. "39’uncu yıl aslında bu yıl. Zaten şarkıları yapıyoruz, konserlere çıkıyoruz. 40’ıncı yıl diye üzerine tüy mü dikiliyor? Özel bir durum yok ki…"
Yataktakİ karı-kocaGrubun dağıldığına, henüz değilse yakında illa ki dağılacağına dair sayısız haber çıktı. MFÖ elemanları sinemaydı, diziydi, reklamdı, solo albümdü, birbirlerinden bağımsız onlarca iş yaptı. Sonra bir vakit geldi, ufukta yeni bir MFÖ albümü belirdi. Yüzümü kızartıp, onları geçimsiz ama seks hayatı parlak karı-kocalara benzettiğimi söylüyorum.
F.G.: Çok doğru bir şey söylüyorsun, bizde sahneye çıktığımız anda her şey biter.
Ö.U.: Ki, sahneye çıkmadan hemen önce çok ağır kavgalar ettiğimiz de olmuştur.
M.A.: Kavga etmiş de olsak, yapacağım iltifatı, espriyi yine yaparım yani sahnedeyken. İyi ki telif hakları erken çıkmadı, yoksa göbeklerle falan havuz başında oturuyor, erkenden de ölüyor olacaktık. Çalışmak zorunda kaldık.
M.A.: Şarkılar çok ünik şarkılar; onlar olmasa bizim suratımıza kimse bakmaz. Bizim hâlâ hayatta olup şarkıları çalıyor oluşumuzun da tabii tesiri var.
"Ego da yoruluyor, bir yerden sonra"40’ıncı yıl mevzuu, röportaj boyunca devam ediyor. Bu kardeş didişmesini andıran takılmalarda kime nasıl bir rol düşüyor? Birbirlerini anlatıyorlar:
Ö.U.: Fuat prensiplidir, planının bozulmasından nefret eder. Hesabını kitabını çok iyi yapar. Mazhar çok önemli bir pilottur, kaldırır uçağı. Türkiye’nin önemli bir söz yazarı ve bestecisidir, Fuat da öyle.
M.A.: Fuat savaşçıdır. Özkan dengedir.
F.G.: Özkan hem dengedir, hem de çok yardımseverdir. Türkiye’de hem dans edip hem bas gitar çalıp hem de şarkı söyleyebilen tek kişidir. Mazhar kimi zaman insanı cennete yollar, kimi zaman cehenneme…
M.A.: Psikopat diyecek diyemiyor.
F.G.: Başka insanlar görse, bunlar bir daha birbirlerinin suratına bakmayacak derler ama biz birbirimize en ağır kritikleri yapar, en ağır sözleri söyler, akşamına da unuturuz. Çünkü o yılların getirdiği alışkanlıkla sen, başka birine söylememen gereken bir şeyi de söyleyebiliyorsun.
Ö.U.: Yok ya, asabiyetten değil, konserlerdeki kulaklıklardan o. Ben de onu sonradan anladım. Ama alınganlık etmemek falan, onlar biraz zor iş. 39 yıl…
M.A.: Ya, eskiden olan sidik yarışlarımız filan hepsi duruldu. Nefis de yoruluyor, ego da bir yerden sonra. Daha oluruna bırakıyorsun. Çünkü sıkıntıdan tansiyonlar oynuyor. Küçük, abuk subuk şeyler için yormuyoruz artık birbirimizi.
İsmi belli değil“Son dakka işleridir bunlar, kusura bakma” diyorlar. Alanson, "’Ne güzel şeysin sen, hep yaşın 19, gel yanıma, sar beni, bugün var, yarın yokuz’ şeklinde giden bir şey var. İlk klibi ona çekeriz diyorum” diye anlatıyor. Güner "Güzel albüm oldu" diyor "Kendi aramızda memnun kaldık. Normalde pesimistizdir biraz, yaptık işte der, geçeriz."