Müzikle beş yaşında tanışan, 14 klavyeyi aynı anda kullanan, teknolojinin sunduğu onca imkana rağmen bestelerini hâlâ kanapeye uzanıp yapan, sokakta aklına gelen melodileri kağıt parçalarına yazan biri o…
Yüzlerce albüme katkı sağladı ama ilk albümünü yeni çıkardı. Çıkar çıkmaz da listelerde zirveye yerleşti. Çünkü İskender Paydaş, deyim yerindeyse ‘tabanca gibi’ bir albüm yaptı. Daha stüdyo aşamasında tanıştığım şarkıları bir kez de tanıtım konserinde dinledim. Oradaki bine yakın müziksever gibi ben de acayip keyif aldım. Şimdi sıra İskender Paydaş’la müzikteki 40 yıllık yolculuğunu konuşmaya geldi.
* Kaç yıldır müzik sektörünün içindesin?
Profesyonel müzik yaşantım 26 senedir devam ediyor, ama çocukluğumu da sayarsak ki babam da müzisyen olduğu için ilk konserimi verdiğim beş yaşından bu yana ne geçti? Vay be! 40 sene olmuş.
* 40 yıldır ilk kez mi kendine ait bir albümün oldu?
(Gülüyor) Evet, ilk defa albümüm oluyor. Bu sene ‘En İyi Çıkış Yapan Sanatçı’ adayı olmak istiyorum.
*Albümlerin satmadığı bir dönemde albüm çıkarmak akıl kârı mı?
Ticari anlamda akıl kârı görünmese de, müzisyeniz biz. Başka ne yapacağız ki! Albümler hiç satmasa, hatta müzik yasak bile olsa biz müzik yapmaya devam edeceğiz. O yüzden bunu yaptığımız müziği insanlara anlatabilmek için sunmak zorundayız. Albümden para kazanmak diye bir şey yok artık. Cebimizden harcamak zorunda kalmayalım diye bakıyoruz olaya.
*Şimdiye kadar “İyi ki çalışmışım” dediğin şarkıcılar kimler?
En başta Kayahan ve Orhan Gencebay… Tarkan’la kendi albümü için değil, Nazan Öncel’in albümü için çalıştık, ama iyi ki çalıştık. Sertab Erener’le iyi ki çalışmışım. O kadar çok var ki! Şebnem Ferah var.
* “Keşke çalışmasaydım” dedirtenler var mı?
Yok…
* O zaman şöyle sorayım, seni en çok zorlayanlar kimler?
Kayahan’dır ama daha iyiyi arama adınadır. Şöyle bir şey; daha geçen gece telefonda yeni şarkısının ritmini dinletti. Ben de fikirlerimi söyledim. O şarkı zaten Kayahan Abi’nin dört aydır üstünde çalıştığı bir şarkı. Gecenin beşinde “Sence bu ritim şöyle mi olsa, böyle mi olsa?” diyorsa bu adam kolay değildir. Dünyayı kurtarıyoruz gibi bir hisse kapılırım, sanki çok önemli bir iş yapıyormuşuz gibi. Kanınızın son damlasına kadar çalışırsınız, orada mix’in üzerine yığılırsınız ama sonuçta iyi bir şey çıkar. Fergan’la (Mirkelam) çalışmanın bazı zorlu yanları var. Çünkü çok kendine özgü biridir. Yaptığı şarkıları hep farklı yapmaya çalışır. Ben de farklı düşünmeyi severim. Ben başka bir orijinallik peşinde oluyorum, o başka bir orijinallik peşinde. Doğrusunu buluyoruz bir şekilde. Şebnem de (Ferah) zor bir insandır, çok mükemmeliyetçidir. Nazan Öncel de çok değişkendir. Hep daha iyi sözün, melodinin peşindedir. Tarkan’la Nazan Öncel’in albümüne prodüktör olduğu zaman çalıştık. En iyiye ulaşmak için acayip azimli ve çalışkan biri. Çok yapıcı bir hali var, ama dayanıklı ve çalışkan olmak gerekiyor onunla iş yaparken. Projede Nilüfer’in saygı duyduğu ve güvendiği iyi bir prodüktör varsa çalışmak çok kolaydır, ama kafasında kararsızlık varsa kolay değildir çalışmak onunla.
* Hiç kolayı yok mu çalıştığın sanatçıların. Hani şöyle stüdyoya girip, tak şak yapan?
Var; mesela Özgün’le çalışmak çok kolay. Çok iyi arkadaş olmamıza rağmen ilk defa Kenan’la (Doğulu) çalıştım, çok kolay geçti. Mustafa Ceceli’yle de çalışmak kolaymış.
* Sana göre Türkiye’nin en iyi 10 sesi kimdir?
İbrahim Tatlıses, Tarkan, Nilüfer, Şebnem Ferah, Sertab Erener, Mirkelam, Kubat, Ajda Pekkan, Kenan Doğulu…
* Dokuz oldu…
Albüme isim koymaktan daha zor bu… Özgün ve Mustafa Ceceli’yle 11’e bağlayalım listeyi. Ya da 10’ncu sıraya iki isim yaz. (Gülüyor)
*10 dakikada karar veremedin ‘Türkiye’nin En İyi 10 Sesi’ne, bir 10 dakika daha bekleyecek halim yok, kabul ettim, gitti. Dinlediğin, ilham aldığın, beslendiğin müzikleri söyle bari.
Eskisi kadar oturup dinlemiyorum ama beni besleyen bir şey var. Beslendiğim nokta hala 60’lı, 70’li yılların bazı önemli rock gruplarıdır. 80’li yılların bazı önemli şarkıcılarıdır. Led Zeppelin, Pink Floyd, Peter Gabriel, Phil Collins dinlerim. Türkiye tarafına baktığın zaman da bunların yansımaları olan Kayahan’ın 70’li, 80’li yıllardaki şarkılarını dinlerim. Barış Manço ve Cem Karaca etkiler beni. Onno Tunç’un aranjmanları çok özeldir. Onun neler yaptığını çözmeye çalışırım. İbrahim Tatlıses çok etkili bir şarkıcıdır. Bir de bana folk müzikte en çok ilham veren şey Orta Anadolu ve daha çok Ankara havalarıdır. Daha çok Latif Doğan’ın söylediği havalar. Bana, Orta Amerika’da zencilerin yaptığı müziğin Türkiye versiyonu, hatta onlardan çok daha iyisi diye gelir. ABD’de James Brown neyse, Türkiye’de Latif Doğan odur.
“TV’deki yarışmalar jüri üyelerine yarıyor”
* Birçok ünlünün jürisinde olduğu onlarca şarkı yarışması yapıldı ama hiçbiri Türkiye’ye yeni bir müzik starı kazandırmadı. Nedir bunun sebebi?
O yarışmaların kurgusunun jüri üzerine olduğunu biliyoruz. O yarışmalardan fayda çıkaranlar jüri üyeleridir, kendi kariyerleri açısından güzel noktalara varırlar. Bir de yarışmacılar cover şarkıları söylerler. O yüzden yarışma bittiğinde oradan aklımızda bir şarkı ya da karakter kalmıyor. Televizyonda değil de birtakım sponsorların desteğiyle yapılan müzik yarışmaları var; yarışmacıların kendi besteleriyle katıldıkları… Oralardan Türkiye çok fazla müzisyen tanıdı. Manga öyledir, Emre Aydın öyledir. Benim şu anki grubumda bile o tür yarışmalardan çıkmış dört müzisyen var 20’li yaşlarda.
“Hülya Avşar kadar müzik bilgim yok!”
* Sana jüri üyeliği teklifi geliyor mu?
Fanta’nın yarışmasında iki senedir jüri başkanıyım. Başka yarışmalardan da üyelik teklifleri geliyor.
* Televizyonlardaki müzik yarışmalarından gelmiyor mu?
Jüri üyesi olarak gelmedi.
* Niye?
Bilmiyorum! (Gülüyor) Herhalde o kadar ünlü değilim ya da müzikten anlamıyorum diye herhalde! Yerime Hülya Avşar’ı alıyorlardır. Müzik bilgisi benden daha iyi demek ki!
10 iSMiN ÇAĞRIŞTIRDIĞI
KAYAHAN
Büyük usta
SEZEN AKSU
Türkiye’nin sanat annesi
TARKAN
Gerçek star
AJDA PEKKAN
Sönmeyen yıldızım
ŞEBNEM FERAH
Prensesim
KENAN DOĞULU
Süper müzisyen arkadaşım
MİRKELAM
Dostum
ORHAN GENCEBAY
Abim
SERTAB ERENER
Şahane şarkıcı
ATİYE
Onunla gurur duyuyorum