Tattığımız En Güzel ‘Imam Baildi’

Albümler
Nazlı Erdol’ın haberi Bizim memlekette oldum olası ‘oynak’ şarkılar sevilir. ‘Kapı gıcırtısından oynamak’ deyimi bizim millete pek bir uygundur, hemen masalardan kalkılır...
EMOJİLE

Nazlı Erdol’ın haberi

Bizim memlekette oldum olası ‘oynak’ şarkılar sevilir. ‘Kapı gıcırtısından oynamak’ deyimi bizim millete pek bir uygundur, hemen masalardan kalkılır, başlanır oynamaya, kan ter içinde kalana kadar dans etmeye devam edilir… Sadece oryantal şarkılar için falan söylemiyorum, Balkan ritimleri için de geçerli aynı şey. Goran Bregoviç’in, Gogol Bordello’nun veya Shantel’in Türkiye’de bu kadar tutmasının sebeplerinin başında da bu geliyor. Balkanlardan bir kere de soğuk hava değil de sıcak hava gelsin istiyoruz biz; hoplayalım, zıplayalım, keyiflenelim!

Bilmem Imam Baildi’yı hatırlar mısınız… Onlarla kendi isimlerini verdikleri ilk albümleri yayınlandığında, yani 2007’de tanışmıştık. Komşu Yunanistan’dan çıkma Imam Baildi, Orestis ve Lysandros Falireas kardeşler tarafından 2005 yılında kuruldu. İkili 40’lı, 50’li ve 60’lı yılların Yunan müziğini remiksledi, üzerine de buzuki, elektro swing, hip-hop, mambo ekleyip, Yunan kökleri ve Balkan esintisiyle karıştırdı. Ortaya çıkan ise Imam Baildi’ya özgü, kıpır kıpır, capcanlı bir müzik. Daha önce Babylon’da konser veren ama bir süredir pek sesi soluğu çıkmayan Imam Baildi, aslında Avrupa’da 130’u aşkın konser verdi ve Massive Attack, Ojos De Brujo, Gogol Bordello gibi ünlü ve mühim grupların konserlerinde ön grup olarak sahne aldı. İşte böyle böyle tanınıyorlar artık…

Dört yıllık aranın ardından ikinci albümlerini kaydeden Imam Baildi’nin The Imam Baildi Cookbook adını verdiği albüm, Yunanistan’da ocak ayında raflardaki yerini alırken, buraya gelmesi mart ayını buldu. EMI etiketiyle yayınlanan albümde 15 şarkı bulunuyor. Albümde birçok gruptan ve şarkıdan esintiler gelebilir kulağınıza. Bunu “Imam Baildi arakçıdır” anlamında söylemiyorum, “melodiler kulağınıza aşina gelecek” diye söylüyorum, zaten grubun olayı bu. Albümün açılış parçası Carantino Manuche’yi dinlerken The Lost Fingers gelebilir aklınıza, ya da kapanış şarkısı Lullaby’ı dinlerken Amelie’den bir sahneyi izliyor gibi hissedebilirsiniz. Zaman zaman Portecho’yu dinler gibi olursunuz, bazense Shantel’i. Imam Baildi diyor ki, “Biz global pop yapıyoruz”. Bunu boşuna söylemiyorlar, hem farklı kültürlerin müziğinin harmanlanmasını dinliyoruz burada, hem de başka başka kültürlerden insanların hoşuna gidebilecek bir şey dinliyoruz. Dünya müziği böyle bir şey olmalı…

Albümün geneline kıpır kıpır parçalar hâkim, bunların bize bir türlü gelmeyen baharı çağrıştırması olası; dinleyin keyiflenirsiniz. Biraz moraliniz bozuksa moral yükseltme, neşeliyseniz dans ettirme garantisi var The Imam Baildi Cookbook’un. Ben kefilim! [Taraf]