Kemençenin yeni ustası: Selçuk Balcı

Albümler
Son günlerde kendisinden sıkça söz ettiren, Karadeniz müziğinin genç ismi Selçuk Balcı ile bir araya geldik. Kısa zamanda oluşan bu büyük ilginin hikayesi ve müzik hayatı üzerine bir söyleşi gerçekleş...
EMOJİLE

Son günlerde kendisinden sıkça söz ettiren, Karadeniz müziğinin genç ismi Selçuk Balcı ile bir araya geldik. Kısa zamanda oluşan bu büyük ilginin hikayesi ve müzik hayatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Selçuk Balcı kimdir?

1988 Rize doğumluyum. İlkokuldan sonra, Ankara’ya yerleştik ve o günden beri Ankara’da yaşıyorum. Küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duyuyorum. Kemençe ile hayatını sürdüren biriyim, diyebilirim.

İlk olarak internete yüklenen videolarla isminizi duyurdunuz. Eserlerinizin bu kadar ses getireceğini tahmin ediyor muydunuz?

İnternette paylaştığımız videolar kendi kendimize çalıp eğlenirken çekilen kayıtlardan ibaretti. Gelişigüzel eğlenirken çekilen kayıtlardı, herhangi bir hazırlık yapılmamıştı. Bu gelişmeleri tahmin bile edemezdim. Bestelerimin bu kadar çok ilgi görmesinin asıl nedeninin doğallık ve samimiyet olduğunu düşünüyorum.

Müziğe ilk olarak kemençe ile mi başladınız?

Ankara’ya göç ettiğimiz ilk yıllarda elimdeki enstrüman, bağlama idi. Rahmetli babam Türk Halk Müziği’ni çok sevdiğinden ve evde sürekli halk müziği albümleri dinlediğinden benim de kulağım hep o türkülere aşinaydı. Ama her yaz ailece Rize’ye gidip, çay toplayışlarımız, burada geçirdiğimiz zamandan aldığım tat ve geri dönüşün verdiği hüzün, yöreye olan yakınlığım, yavaş yavaş beni yöresel müziğimize doğru çekmeye başlamıştı. Liseye başladığımda da yolum, kemençe ile  kesişti ve bir daha elimden hiç düşürmedim. Kemençeyle müzik yapma maceram böylece başlamış oldu.

‘Deniz Üstünde Fener’ adlı eseriniz ile isminizi duyurdunuz. Özel bir hikayesi var mı ?

İnsanın duygulu anlarında çıkar genelde böyle eserler. Bunun için ille de bir sıkıntı yaşamanız da gerekmez. Enstrümanı eline alırsın, çalmaya başlarsın, bir melodi çıkar  ve hoşuna gider. Başka hiçbir şeye benzemez. ‘Ne güzel oldu!’ dersin… Defalarca çalarsın, çalarsın… Aslında çaldıkça duygulanırsın. İşte bunun adı bestedir. Sonra sözleri yazmaya başlarsın; eğer melodiyle uyum sağlarsa, işte o zaman güzel bir şarkıya dönüşür.

İlk albümünüzün ‘Patika’ adıyla çıkmasının özel bir sebebi var mı?

Ben albüm sürecini patika yolda yürümeye benzetiyorum. Kendi imkanlarım ve koşturmacalarımın ürünüdür, Patika albümü. Küçük patika bir yoldan çıktım müzik yapmaya ve devam ediyorum. Umarım yol büyür, hedef büyür ama ruhu hep patika kalır diyorum.
 
İnsanların size ilgi göstermesini nasıl buluyorsunuz?

Bu duruma bence şöyle bakmak gerekir. Herkes kendi işini yapıyor. Ben de müzikle ilgilenmeyi, bu alanda bir şeyler yapmayı tercih ettim. Müzik emekçisiyiz yani bunun başka bir tarifi olamaz. Ama hitap ettiğimiz kitle geniş olduğu için, bir popülarite yakalanmış oluyor. Binlerce insan sizi izlemeye geliyor. Bu, sizin karakterinizi ve yaşam şeklinizi değiştirmemeli diye düşünüyorum. Farklı yörelerden insanlar size ilgi gösteriyor. Eserlerinizi beğeniyor. Bu çok güzel bir şey. Özellikle Doğu’da bu durum çok belirgin. Van’da biletli konserimize 1.200 kişi gelmişti ve çok da güzel geçti. Oradan Batman’a ve Mardin’e geçtik, müthiş bir ilgi vardı. Demek ki insanların gönlüne, duygularına hitap edebiliyoruz. Gurur verici bir durum.

Örnek aldığınız, etkilendiğiniz sanatçılar var mı?

Müziklerini dinlediğim, hayranı olduğum, ‘Ne güzel müzikler yapmış.’ dediğim insanlar var tabii ki. Bunların başında Fuat Saka gelir ve erken kaybettiğimiz rahmetli Kazım Koyuncu. Beraber çalıştığımız Gökhan Birben ve Vira Cemal var. Kazım Koyuncu’nun kardeşi Niyazi var. Son yıllarda Karadeniz’den çok güzel isimler çıkıyor. Bunu da yine Fuat Saka’lara Kazım Koyuncu’lara borçluyuz.

Karadeniz müziğinin bölgeleri aşarak herkese ulaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Karadeniz müziğini farklı kılan özellikler neler?

Karadeniz müziğini biraz daha modernize edenleri, anlaşılabilir hale getirenleri herkes anlıyor ve takip ediyor. Bugün ben yöreden birçok usta sayarım fakat kendi yaşadığı ilçe dışında kimse onları bilmez ve tanımaz. Böyle mahalli sanatçılarımız da var bizim. Ama Karadeniz müziğini Batı enstrümanları ile harmanlayınca, herkese hitap edecek şekilde yapınca takip ediliyorsunuz, beğeniliyorsunuz.

Gençlik ve Spor Bakanlığı, gençlere yönelik yüzlerce proje hazırlıyor. Bunlardan bir tanesi de, alanında başarılı olmuş isimlerle gençleri bir araya getiriyor. Bu sizce gençler için ne ifade ediyor?

Faydalı olacağı kesin. Karadeniz müziğine, kemençeye meraklı gençlerle bir araya gelmek isterim ben de. Gerçekten çok güzel bir proje. Böyle bir projeye destek vermek, ben de payıma düşeni yapmak isterim. Gençlerin gerçek anlamda sanat icra eden isimlerle buluşması çok önemli. Bugüne kadar neler yapmış, başarıyı nasıl yakalamış, ne tür zorluklar yaşamış, bütün bunları genç arkadaşlarla paylaşılması güzel olur. Onların önünü açmak anlamında da oldukça önemli. Gençlere önerim, hedefleri kalıcı eserlere imza atmak olsun.

Son olarak yeni albüm hazırlığınız var, albümünüzle ilgili bir şeyler söylemek ister misiniz?

Yeni albümüm, konsept olarak Patika’ya çok uzak değil. İçinde 12 eser var, bunlardan birinin sözleri anneme ait. Yine Karadeniz yöresine ait anonim türküler ve anonim horon melodileri var. Benim Karadeniz müziği kapsamında bestelerim var. Mayıs ayında çıkacak, biz de heyecanla bekliyoruz.

dijitaldergi.gsb.gov.tr