Murat Göğebakan, Aşkın Gözyaşları adında yeni bir albüm çıkardı. Albümde, bir döneme damgasını vurmuş arabesk-Fantazi parçaları rock formatında seslendiren Göğebakan, "İyi bir arabesk dinleyicisiyim, ama şarkıları seçmemin sebebi müziğimde değişiklik yapmak değil." diyor.
***
Bir önceki albümünüzün adı ‘Âşıklar Yolu’ydu, bunun adı da ‘Âşkın Gözyaşları’. Âşkla bir dardiniz mi var?
Notadan şaşarsınız da rotadan şaşamayacaksınız. Bizim rotada da âşk var. Her şey âşka gidiyorken biz de âşktan kaçamadık.
O zaman bunu, hayatınızda hep âşk var olarak mı görmeliyiz?
Tabiî ki. Ama benim kast ettiğim bir kişiye duyulan âşk değil. Çünkü insanların anladığı anlamda âşkı ben yaşadım. Ve gördüm ki o, sadece sembolizmmiş, gerçek değilmiş. Bu yüzden, biz yaratılmadan önce yaratılmış bu kelime, benim için bundan sonra sadece yaratılma amacına hizmet edecek. Yani sahibine duyulacak bir şey.
Eski eşinize karşı döktüğünüz gözyaşlarının bir sonucu değil yani albüm…
Kesinlikle. Aşk ve gözyaşı hayatımızda hep var. Ben sadece, Sinan Yağmur’un ‘Aşkın Gözyaşları’ kitabından sonra, bu iki önemli hali bir albümde özetlemeye karar verdim.
Çıkış noktanız bu kitap mı?
Esinlenme sebebimiz diyelim! Âşkın Gözyaşları kitabı önemli bir kitap benim için, severek okudum. Zaten hazırlanma sürecine de katkıda bulunmuştum. Albüm de o süreçte şekillenmeye başladı. Âşkı ve âşk için dökülen gözyaşlarını anlatalım dedik. Parçaları ona göre seçtik. Albümdeki her şarkıda gözyaşı ve âşk geçiyor. Kitabın içindeki âşk neyse bizim albümdeki âşk da o. Hatta, kitabın filmi çekiliyor. Filmin müziği de bu albümdeki Vurgunum şarkısının jenerik hali.
Ama, ‘Tapılacak Kadınsın’ şarkısıyla tarifini ettiğiniz aşk hedef şaşıyor gibi. Kendinizle çelişmiyor musunuz?
Selami Şahin’e ait eski bir şarkı bu. Ve teşbih sanatı yapılmış. Üstelik şarkı da ‘Tanrı’dan sonra tapılacak kadınsın’ diyor seven sevdiğine. Sana tapıyorum demiyor. Sevilen kadına, sevgiyi aşkın sahibi üzerinden anlatma var. Kelimeleri bırakıp düşüncelere, niyete bakmalı bu şarkıyı dinleyenler.
Selami Şahin’den söz açılmışken, biz sizi rockçı olarak biliyorduk ama albümde bir döneme damgasını vurmuş Arabesk- fantezi şarkılar hâkim… Son yılların Arabesk söyleme modasına siz de mi kapıldınız yoksa?
Yooo. Kesinlikle ‘Aşkın Gözyaşları’ adında bir albüm yapmaya karar verdiğimde bu iki kelimeyi anlatan, içlerinde benim söz ve bestelerimin de olduğu 50 repertuar çıkardık. Bunların içinden ağır basanlar eskiler oldu. Sinan Özen’nin, Cengiz Kurtoğlu’nun şarkılarını aldım. Ve bunları rock şeklinde söyledim. Arabesk’e bir kayış yok yani.
İyi bir arabesk dinleyicisi misinizdir?
Dinlerim ama albüme şarkılarını koyduğum isimleri… Cengiz Kurtoğlu’nu, Selami Şahin’i, Sinan Özen’i… Hepsini çok seviyorum, hepsini iyi birer solist. Kadınlardan dinlediğim solist yok.
Kadınlar bozulacak buna…
Bizim jenerasyonda, solist olarak gördüğüm kadın yok! Hanımlar alınmasın ama, ben zaten onların solist olabileceğine de inanmıyorum. Erkek solist, kadın kulistir çünkü. Çok güzel sese sahip kadın çok, ama solist olabilmek için sanatçının kendi şarkısını yazıp besteleyebilmesi lazım. O da Türkiye’de yok.
Rock müzikte de mi solist kadın yok?
Şebnem Ferah’a haksızlık etmiş olurum. O, çok iyi. İyi bir ses ve iyi bir solist. Kendi eserlerini kendi yapıyor. O yüzden herkesten ayrılıyor.
Bir önceki albümünüz Âşıklar Yolu’nun "Çok satmasını istiyorum, geliriyle okul yaptıracağım. Bir albüm, bir tuğla demiştiniz." Bu albüm için beklentiniz ne?
Bu albümün de satmasını çok istiyorum. Ancak bu kez para kazanmak için… Borçlardan kurtulmam, evimin kirasını ödemem lazım çünkü.
Borçlarınızı ödeyecek kadar satacak mı peki?
Valla satmaya çoktan başladık (gülüşmeler). İşin şakası albüm satışları çok iyi gidiyor yeni çıkmasına rağmen. Hoş bekliyorduk böyle olacağın; ancak yine de bu devirde albüm satmak zor diye tedirgindik. Ama çok şükür iyi.
En Büyük hazinem evdeki sandık
Şimdiye kadar albümlerinizde söz ve müzikler hep size ait oluyordu. Bu albümde bir tane var. Söz yazmayı bıraktınız mı?
Hastanede 50 şarkı sözü yazdım. Ondan sonra da bir 30 tane daha. Ama bunların hiç biri albüme koyabileceğim şeyler değildi. Çünkü, hastalığın ve hastayken yaşadıklarımın verdiği duygularla yazmışım. Sözlerde ya kırgınlık ya kızgınlık vardı. Onlarla bir albüm yapsaydım, insanlar benden bıkardı.
Yazmaya devam yani…
Her gün hem de. Albümün çıkış şarkısı ‘Vurgunum’ un sözleri, 1997’de denemelerim sonucu not aldığım bir iki cümleden çıktı.
Aklınıza gelen sözleri nereye not alıyorsunuz?
Bazen elime, bazen peçetelere not alıyorum. çoğu zaman deftere. O müsveddeleri de saklıyorum. Evimde, büyük bir sandığım var. Dünyadaki tek hazinem o benim.
Bir sandık dolusu söz yazmak için heybeyi nasıl dolduruyorsunuz?
Romanlardan, şiirlerden, tasavuftan… Yılda 50 kitap okurum muhakkak. Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet de devamlı okuduğum şairler. Özellikle Necip Fazıl’ın iki mısralık şiirleri bitirir beni. Mesela, "Biz aşkı Venüsten değil, Mekke’li bir yetimden öğrendik" harika bir sözdür.
Bu yıl okuduğunuz kitaplar içinde sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Tabii ki yine, Sinan Yağmur’un son çıkan kitabı Kimya Hatun. Onun diğer kitaplarını da okudum ama Kimya Hatun çok harikaydı. Orada anlatılan Şems de kendimi buluyorum. Hoyrat, asi ve hırçın…
Ben de lafı hırçınlığınıza getirmeyi düşünüyordum. İnsanlar sizin bu hırçın adamlıktan çıkıp çıkmayacağınız merak ediyor. (Gülüşmeler)
Doğrusu hırçınlık fıtratımda var. Yaratılışla ilgili. Değişmez o yüzden, değişirse zaten Murat Göğebakan diye biri olmaz. Ben asiyim, hırçınım; bu böyle…
Hasta ziyaretleri hayatımın parçası oldu
Çok şükür hastalığı atlattınız üzerine ikinci albümü bile yaptınız. Hastalık hayatınızda neleri değiştirdi?
Maddi anlamda zarar getirdi. Manevi anlamda bir yol çizmemi sağladı… Dönüm noktam oldu.. Hastalıktan önce hamdım, hastalıktan sonra piştim. Hayatı dolu dolu yaşamaya başladım.
Dolu dolu derken neyi kast ediyorsunuz?
Her güne, bugün dünyamı güzelleştirmek için ne yapabilirim düşüncesiyle başlıyorum. Ama en önemlisi muhakkak her hafta, hasta ziyareti yapıyorum. Hasta ziyaret etmek hayatımın bir parçası haline geldi.
Siz özel hayatınızla çok gündeme gelen biri değilsiniz ama hastalığınızda eşinizle aranızda yaşadıklarınız bayağı konuşuldu? Son durum nedir?
Şems derki: " Dün gitti yarın belki. Bugün yaşadığın andır. Ne olursa olsun dünü yargılanyara yaşarsak dünde kalırız." Ben kimse hakkında negatif konuşmadım. Olmaması gereken şeyler oldu, yaşandı ve bitti. Artık yeniden bir araya gelme durumu asla söz konusu değil.
Hastalığınızda dostlarınız yanınızdaydı değil mi?
Evet… Hiç kimse unutmadı beni. Haluk Levent, Kıraç ilk gelenlerdendi. Bir sanatçı hanımefendi, ‘Sanat camiasında vefa yok." demişti. Ben diyorum ki, var.
Zaman