Anadolu Rock, Popçuların elinde alet oldu

Albümler
Röportaj: ZUHAL ERKEK Kaliteli müzik denince akla ilk gelen isimlerden biri Cahit Berkay. O, Türk filmlerine yaptığı müzik ile hayatımızda 7’den 77’ye üç kuşağın önemli izler bırakan bir s...
EMOJİLE

Röportaj: ZUHAL ERKEK

Kaliteli müzik denince akla ilk gelen isimlerden biri Cahit Berkay. O, Türk filmlerine yaptığı müzik ile hayatımızda 7’den 77’ye üç kuşağın önemli izler bırakan bir sanatçı.  Anadolu Rock devrimini başlatan, yaptığı film müzikleriyle koca bir toplumu tek bir noktada birleştirmeyi başarabilen Moğollar gurubunun Cahit Berkay’ı… Aslında Cahit Berkay’ı uzun uzun anlatmaya gerek yok.  Yaptığı işler, dinleyici kitlesi, aldığı ödüller her şey ortada… Cahit Berkay’ın son çıkardığı albümde birlikte çalıştığı Derya Petek ise kendine özgü tınısı, sesindeki sadeliği ile Cahit Berkay’ın ilk kadın solisti olmayı başaran vokalisti…

Bizler de On5yirmi5 olarak “Arda Kalan” albümünü çıkaran Cahit Berkay ve albümün solisti Derya Petek ile Anadolu Rock ve yeni albümü üzerine konuştuk…

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Cahit Berkay müzik yaparken nelerden besleniyor?

Bu toprakların kültüründen besleniyorum. Kültürüm benim için çok değerli ve olabildiğince bu kültüre sahip çıkmaya çalışıyorum,  kültürümü öğrenmeye çalışıyorum. Elimde mevcut olan ile yetindim demeyip daha da fazlasını özümsemeye çalışıyorum. Eğer Cahit Berkay seviliyor, tanınıyor, beni başarılı sayıyorlar ise sebebi budur. Ben bu topraklardan Anadolu’dan besleniyorum. Ve beslendiğim şeyleri kendi içimde özümseyip kendimce yani müzik olarak dışarı vuruyorum.

Yalnızca kültürümden beslenmek ile yetinmiyorum. Yabancı ülkelerin, farklı kültürlerin müziklerinde de besleniyorum.  Batı müziğini de Rock müzikleri de dinlerim. Yaptığım müzik ise kendi kültürüm ve rock müziğinin harmanlamasından oluşur. Zaten Moğollar’ın karakteristik soundu da buradan gelmektedir.

MÜZİĞİM FİKİR DEĞİL, SEVGİ ÜZERİNE KURULU

Sizin müziğiniz söze dayalı olmamasına rağmen pek çok sözlü parçadan daha çok şey anlatıyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Onu kelimeye dökemem. O duygu, yoğunluk ile alakalı bir durum. Fikir değil de sevgi üzerine sevginin türevleri üzerine kuruludur benim müziğim.  Sevginin türevleri, negatif görüntüleri vardır. Yani o dramatik kurgular; aşkın, sevginin karşılık bulamaması veya sürüncemede kaldığı için. Bunlar değişik heyecanlardır.

Özellikle sinemada çok film müziği yaptığım için bu duyguları çok iyi yakalayıp, iyi mozaiklendirdiğimi düşünüyorum. Tamamıyla hayal gücüyle ilgili. Müzikte beste yaparken bir hayal kuruyorsun. O hayalindeki kurduğun dünyadaki duygu neyse notalar o duyguyu ifade eden, o duyguyu besleyen dizilimler halinde veyahut tempolar halinde geliyor. Dolayısıyla bu çok anlatılabilecek bir şey değil. Bu kadar açıklayabilirim.

TİRAJ VE REYTİNG KAYGIM YOK

Kırk yıla yakın bir süredir müzik yapıyorsunuz, o yılların tek kanallı medyasının desteğini almadan tüm ülkede tanınmak nasıl oldu? 3 kuşağa hitap etmek nasıl bir duygu?

Her şeyden önce işimi doğru yapmak için yapıyorum. İkincisi, doğru yaptığın bir şeyin de samimiyeti içermesi gerekiyor ve içerdiğini sanıyorum. Böyle yapmacık, suni; bunu böyle yaparsam çok para kazanırım, çok satar gibi duygular olmadan sadece içimdeki müziği en doğal haliyle, en saf haliyle yansıtıyorum. Yansıttıktan sonra önce kendim dinliyorum, beğenirsem başkası dinliyor. Bir de Derya Petek Hanım dinler 8-10 senedir. Onun müzikal değerlendirmesi benim için önemlidir.  Derim ki bu güzel, etrafta yakınlarım da dinlerler, onlar da beğendiyse bu çıkar. Ama hiç tiraj ve reyting kaygısı yoktur.

ESKİDEN ÖNÜNE GELEN MÜZİSYEN OLAMIYORDU

Günümüz müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle pop egemen bir hali var…

Müziğin kurgularında, müziğin üretildiği teknolojide yahut toplumsal içerikli hareketlerin yıllar içinde sürekli değişkenliği var. Mesela ben müziğe başladığım yıllarda müzik tamamıyla analog aletlerle yapılıyordu. Ama şimdi her şey dijitale döndü. O yıllarda duygu ağırlıklı bir müzik vardı. Önüne gelen müzisyen olamıyordu. Kendi içinde açık ya da gizli kapılar vardı, setler vardı bir nevi imtihan gibi. Onlardan geçme şartı vardı, geçemezsen müzisyen, şarkıcı olamıyordun. Kendini müzik adına çok iyi donatman gerekiyor.

GÜNÜMÜZ MÜZİK ALGISI MEKANİK KURGUYA DÖNÜŞTÜ

Ama o yıllardan bugüne geldiğim zaman bunu kötü anlamda söylemiyorum, belki bu çok daha iyi gençler için herkes müzik yapabiliyor. O zaman zordu, stüdyo yoktu, çalgı aleti yoktu, o yoktu, bu yoktu… Ama şimdi her şey var. Müzik caziptir, herkesin yapmak istediği bir şeydir. Müzik yoluyla da çok zengin, popüler olan insanlar var. Ben de onun gibi olabilirim duygularıyla çok genç müzik dünyasına girmeye çalışıyor. Kötüleri de giriyor. Ama bugünkü gençliğin büyük çoğunluğunun müzik algısı daha bir dijital teknolojinin ilerlemesiyle birlikte çok daha mekanik birtakım kurgulara dönüştü. Şarkıların sözleri çok zayıfladı. Maksat kafiye tutsun, o zaman şarkı olur hesabıyla şarkı sözü yazılı oldu.

Şarkının içeriği, şarkının sözlerinin taşıdığı anlamlar bizim döneme göre çok da özenli olmadığını düşünüyorum. Hepsini kastetmiyorum ama büyük çoğunluğu böyle. Bu özellikle popçular arasında çok yaygın. Biri bir parça yapıyor, o parça hit oluyor. Bakıyorsun o tarzda en az 15-20 kişi çıkıyor. Ben popçuların mesela kadın olsun, erkek olsun çoğunun seslerini ayırt edemiyorum. Hepsinin sesleri birbirine benziyor, şarkıları da birbirine benziyor.

MÜZİSYENDE EĞİTİM ŞART

Bir müzisyen bence okumalı. Konservatuara git, öğren müziği gel. Neyle donatacaksın, hangi duyguyla donatacaksın? Kendi edebiyatınla, kendi şiirinle, kendi toplumundaki ve dünyadaki yaşamın oluşturduğu mutlu, mutsuz tablolar, insan ilişkileri, insan ilişkilerindeki sevginin yoğunluğu ya da yoğunsuzluğu bunlar seni yoğuracak, oradan da müzik çıkacak. Bunlara inanmadan böyle bir şey yapıyorsan bakıyorsun müzik iki gün sonra kayboluyor. Medyanın da korkunç bir şekilde talebi var. Yüzlerce televizyon, yüzlerce radyo var, ne yapacaklar müzik kullanacaklar. Medya bu konuda açık bir ortam.

MÜZİKTE ELEKTRONİK ÖGELER DOĞRU KULLANILMALI

Günümüz müziğine çok fazla elektronik ögenin karıştığını düşünüyor musunuz?

Karışsın bence bir mahsuru yok. Elektronik hangi elde nasıl yapılıyorsa, onun estetik kurgusu güzel mi değil mi? Benim için o önemli. Elektronik müzik o da bir şeydir. İyi ve doğru kullanılırsa müziğe albeni katar. Ona ben karşı değilim. Ama doğru kullanılması gerekiyor.

ÜLKEMİZDE ELEKTRONİK MÜZİK YAPAN YOK

Elektronik ögenin bu kadar çok müziklerde yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Doğru kullanıldığını düşünüyor musunuz?

Bugün ülkemizde rock da pop da hepsi birbirine girdi, çorba gibi ortalık.  Ama elektrogitar bugün vazgeçilmez bir müzik enstrümanıdır. Ben hem elektro çalarım, akustik de çalarım. Bağlamayı elektrikli de yapıyorum, akustik de yapıyorum. Ama eğer ki siz bir meydan konseri yapıyorsanız ister istemez elektroniğe başvuruyorsunuz. işin bu tarafı da var. Akustik ama yine elektronik bir ortamdan geçip seyirciye, dinleyiciye ulaşma durumu var. Bir de elektronik müzik var. Tamamen sizin dediğiniz enstrümanlarla çok daha sentetik seslerle müzik yapma var. Suni davullar, suni flüt sesi, hatta suni insan sesine kadar giden sesler var. Bir de o tarafı var. Çok güzel şeyler de çıkabiliyor bazen. Ama ülkemizde o tarz müzik yapan insan yok.

ANADOLU ROCK POPÇULARIN ELİNDE ALET OLDU

Anadolu Rock’un gelişimini nasıl buluyorsunuz?

Anadolu Rock’ı bizim kuşak başlattı ve de bugüne kadar geldi. Kimi kötü niyetliler Anadolu Rock’ı kullandılar, türküleri kullandılar, arabeski kullandılar, sanat müziğini kullandılar. İşte o arada Anadolu Rock da popçuların, pop zihniyetlilerin elinde bir alet oldu. Hala daha devam ediyor. Çünkü bugün şöyle bir şey var, “Rock lafını koyduğun yerde, rocker felsefesinin kendi içinde olması lazım. O felsefesi, o inancı, o duruşu olmadan yapılan Rock değildir, suni bir duygu oluşturur. ” Rock’ın özünde bir başkaldırı, bir muhalif duruş vardır. İsim söylemeyeyim ama Rock grubu diye dolaşıyorlar, “Ey sevgilim, gel seninle Boğaz’da el ele dolaşalım” diye Rock parçaları yapıyorlar. Bu rock değildir.

GENÇLER KENDİ KÜLTÜRÜNE UZAKLAR

Gençlerin müziğinize ilgisini nasıl buluyorsunuz?

Yeterli bulmuyorum. Gençlerin bir kısmıyla iyi bir ilişkimiz var, bir kısmı tanımıyor bile. Ben bu anlamda da üzülmüyorum yani. O adam Nazım Hikmet’i de tanımıyor. Kendimi o kefeye de koymuyorum, sakın yanlış anlaşılmasın. Ruhi Su’yu tanımıyor, Pir Sultan’ı tanımıyor… Daha kaç sene oldu Mahsuni Şerif öleli… Neşet Ertaş öldü, 2 sene sonra onu da tanımayacaklar… Kendi kültüründen o kadar uzak yaşıyorlar ki… Hepsi değil tabi, bir kısmı… Amerikan-İngiliz kültürüne yaslanmışlar, oradan besleniyorlar. Hâlbuki Amerikan, İngiliz gençlerinin çoğu kendi kültürlerini çok iyi biliyorlar. Ve de yeryüzünde sayılı medeniyetlerden bir tanesi Anadolu’daki o birikim. Korkunç bir kültür birikimi var, onu görmüyor adam. Ben hep şunu derim mesela; Joe Satriani gibi gitar çalmaya çalışıyor. Joe Satriani yaşıyor orada, ağzınla kuş tutsan Joe Satriani’nin yerine geçemezsin. Ama bir Erdal Erzincan virtüözdür bağlamada, onun o tekniğini, o armonik, ritmik kurgularını al gitarda çöz, klavyede çöz, bas gitarda çöz dünya çapında olursun. Adın Ali, Veli neyse sen tek olursun.

GENÇLİĞİMDE TÜRKÜLERİ ARKA PLANA ATMADIM

Siz gençken hangi grupları dinlerdiniz?

Ben zaten türkülerle büyüdüm. Ama yabancı gruplar dersen Cliff Richard Shadows ile başladım.  Daha sonra Traffic, Beatles, Stones, Deep Purple, Led Zeplin daha sonra Pink Floyd falan böyle geldi. Ama türküleri hiçbir zaman arka plana atmadım, hep dinledim.

DİZİ MÜZİĞİ YAPMIYORUM

Yakın zamanda yeni bir film-dizi müziği yapmayı düşünüyor musunuz?

Birkaç teklif var. Bir Hikayem Var filminin müziğini yapacağım yakında. Ama dizi çalışmak istemiyorum. Çünkü çok yorucu. Bir dizi 35’lik film uzunluğunda. Sana gece saat 9’da veriyorlar, ertesi sabah saat 9’da istiyorlar. 1,5 saatlik bir filmin müziğini düşün. Bunu dizi olarak yapıyorsun. Çok yorucu ve dizi yapımcıları da haklı. 1,5 saati doldurmak için bir sürü içi boş sahneler koyuyorlar. Boş alanları müzikle  doldurman gerekiyor. Ve o zamanda kendi kalitenden ödün veriyorsun. Sonunda hiç kimse anlamıyor. Bak Cahit Berkay kötü müzik yapmış diyebilirler. O yüzden de yapmıyorum.

ARDA KALAN ALBÜMÜNÜN HİKAYESİ 5 YILA DAYANIYOR

Biraz da Derya Petek’le çıkardığınız albümden bahsetmek istiyorum.

Arda Kalan albümü nasıl oluştu? Bundan kısaca bahsedebilir misiniz?

DERYA PETEK:
Arda Kalan albümünün hikayesi 5 seneye kadar dayanıyor. 6. yılı oldu albümün çıkışıyla beraber. Cahit Berkay’ın yaptığı her müziği dinlemek isteyen bir insanım. Bir bütünlük oluştu sonrasında, bu biraz enerjiyle ilgili, sesime daha iyi gideceğini düşündük. Şarkıların demolarını da ben seslendirdim, ben vardım ve kurgu biraz öyle gelişti yani. Biz direkt bir albüm yapalım diye çıkmadık yola. Kendiliğinden, spontane gelişti şarkılar oluştukça.

DERYA İLE İKİNCİ BİR GRUP KURDUK


Cahit Bey bildiğim kadarıyla hep erkek vokalle çalışıyorsunuz?

CAHİT BERKAY:

Yok öyle bir şeyim yok ama Moğollar zaten maskülen bir grup. Kuruluşunda da öyleydi, şimdiye kadar da hep bir erkek grubu oldu. Hatta ben şaka yollu Derya da Moğollar’da olsun dedim. Acayip tepki alacağımızı biliyorum. Fanatik Moğol hayranları karşı çıkacaklar ona eminim. Bu yüzden biz ikinci bir grup daha kurduk. Derya ile aynı kulvarda, Moğollar yine devam ediyor.

DERYA PETEK:
Bu albümde benim yer almamın nedeni galiba şarkıların benim sesimle duygu olarak da örtüşmesi. Yoksa ben çok özel olduğumdan seçilmedim bu albüme. Sadece güzel bir buluşma, güzel bir enerji oluştu. 

CAHİT BERKAY:
Derya’nın sesine uygun şarkılar oluştu bu albümde. Ben Derya’nın sesini düşünerek bu kurguyu kurdum. Keyifli bir şey ortaya çıktı. İyi ki Arda Kalan albümünü yaptık. Benim için gurur vesilesi.

SUYA SABUNA DOKUNMAYALIM DEDİK, GENE DOKUNDUK

Moğallar Grubu üyelerinin Derya Hanım’a tepkisi ne oldu?

CAHİT BERKAY

Moğollar’ın mı? Hiç tepki yok. Öyle bir şeyimiz yok ki… Moğollar grubu kendini zaten ifade ediyor. Bizim bu çalışmamız Moğollar’ı engelleyen bir şey değil. Zaten burada yaptığımız parçalar Moğollar’a uygun parçalar değil.

 

video yukleniyor