“İslamcılar, mizahtan da sanattan da anlar”

Karikatür
Mizah dergisi Hacamat’ın yazarı Oktay Berber, “Muhalif olacağım, iktidarı indireceğim diye gözünü karartıp, onu seçen iradeyle, halkla dalga geçip, hakaret edip aşağıla...
EMOJİLE

Mizah dergisi Hacamat’ın yazarı Oktay Berber, “Muhalif olacağım, iktidarı indireceğim diye gözünü karartıp, onu seçen iradeyle, halkla dalga geçip, hakaret edip aşağılamak, hızını alamayıp iktidardaki partinin mensubiyetine, zihniyetine, değerlerine, inancına hakaret etmek… Bu mudur mizah?” dedi.

Berber, Yayın Yönetmeni Faruk Gunindi, çizerler Yusuf Kot ve Ahmet Altay, derginin çıkış nedeni, siyaset ve mizah arasındaki ilişkiyi AA muhabirine değerlendirdi.

Gençlere ulaşmak ve onlarla anlaşabilmek için onların diliyle konuşmakta fayda olduğunu dile getiren Berber, “Aslında mizah, hele hele siyasi mizah sadece güldürmez aynı zamanda sinir bozucu bir tarafı da vardır. O sinir bozucu damarı yakalamışsa bu da bir başarıdır. Mizah, zorla giydirilmeye çalışılan kalıpları kaldırmaz” diye konuştu.

Oktay Berber, mizahla ilgili zihinlerde oturtulmaya çalışılan iki yanlış olduğunu kaydetti. Bunlardan ilkinin “İslamcılar mizahtan anlamaz” görüşü olduğunu belirten Berber, şu görüşleri dile getirdi:

“Anlar tabii. İslamcılar, mizahtan da sanattan da anlar. Kralını bilir. Tabii sınırlarımız var. Değerlere, dine, özürlüye, ecdada, kutsala hakaret edip, maytap geçecek bir mizahi dilden uzak duruyoruz. Bu demek değil ki, edilen hakaretleri yutarız. Hak eden, hak ettiği şekilde çekinmeden bizden karşılık bulur. İkinci yanlış ise ‘Mizah muhaliftir, iktidara karşı yapılır.’ Muhalif olacağım, iktidarı indireceğim diye gözünü karartıp, onu seçen iradeyle, halkla dalga geçip, hakaret edip aşağılamak, hızını alamayıp iktidardaki partinin mensubiyetine, zihniyetine, değerlerine, inancına hakaret etmek… Bu mudur mizah? Mesela biz Hacamat olarak bu bağlamda Charlie Hebdo’nun kutsala uzanan dilini de onlara yapılan terörü de kınıyoruz.”

Sosyal medyanın, yeni mizah dilini belirlediğine işaret eden Berber, “Devrim gibi sert bir durum bile mizahla harmanlanıp yumuşatıldı. Burada sosyal medya mizahın mecrası olurken, aynı zamanda itici güç görevini üstlendi” dedi.

Yazar Berber, sosyal medyanın, özellikle siyasi duruşu ve dünya görüşü tam olgunlaşmamış gençlerin toplanarak eğlendiği büyük bir mecra haline geldiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

“Sosyal medyaya önce mizah, sonra siyaset bulaşmaya başladı. Bir güç haline gelen bu yeni mecra, apolitik gençleri de içine çekmeyi başardı. Genç arkadaşlar yeni etkileşim araçlarıyla yeni mizahi kalıplar üretiyor. Çok dinamik, canlı ve hızlı bir alan. Altı saniyede ya da 140 karakterde espri yapılıyor. Hiç olmadı fotoğraf ve capsler kullanıyorlar. Haliyle gündemden de siyasetten de nasibini alıyorlar. Aidiyet duygusu oluşmaya başlıyor.”

Berber, gençlerin, az çok düşüncesine yakın bulduğu veya düşüncesini şekillendirme aşamasındayken popüler olan görüşü kimlik olarak giyebileceğini söyleyerek, “Böyle bir ortamda, siyasetin dilini, yönünü, içeriğini belirlemede mizahın yeri daha da bir artacak gibi görünüyor. Umarım bu siyasete ayrı bir keyif katar” ifadelerini kullandı.

Hacamat Dergisi Yayın Yönetmeni Gunindi de derginin, siyasetin içine çekilmiş ve düşüvermiş bir grup apolitik tarafından çıkarıldığını aktararak, “Hacamat Dergisi, ehli siyasette misafir gibidir. Oralı değildir. Birine bakıp çıkacaktır. Antidemokrat, antimilitarist, antikemalist, antitağut, antianti tipleriz” diye konuştu.

“Hak ve adillik gözetilmediği takdirde yapılan her şey yalakalıktır”

Çizerlerden Ahmet Altay da derginin, siyasetin her zaman tepesinde olduğuna vurgu yaparak, şu görüşleri dile getirdi: 

“Siyasi mizahın muhalif olmasıyla ilgi ciddi bir yanlış algı ve anlayış var; ‘Mizahçının her zaman iktidarı eleştirmesi gerekir’ gibi… Bu yapılmadığı takdirde yandaşlık, yalakalık yaftası vuruluyor. Oysa ki hak ve adillik gözetilmediği takdirde yapılan her şey yalakalıktır. Doğru olan şudur, siyasi bir yanlışlık yapılıyorsa, iktidar mı muhalefet mi bakılmaksızın bu eleştirilir. Biz bunu yapıyoruz. Doğru yapıldığını düşündüğümüz bir şeyi neden eleştirelim ki? Biz inandığımız gibi yaşamaya çalışıyor, yazıyor ve çiziyoruz.”

 “Hayatımızda siyaset ne kadar yer kaplıyorsa dergide de o kadar yer kaplıyor”

Derginin çizeri Yusuf Kot ise mizahçının siyasetle ilişkisinden önce, hayata karşı duruşunu netleştirmesi ve safının belli olması gerektiğini anlattı. 

Kot, “Hacamat dergisini çıkaranlar olarak, bir marangoz, bir tesisatçı, bir memur siyasetle ne kadar ilgiliyse, gündelik hayatta siyasetten ne kadar bahsediyorsa biz de o kadar ilgiliyiz, o kadar siyasetten bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.

Günlük yaşamda siyaset ne kadar yer kaplıyorsa, dergide de o kadar yer kapladığına dikkati çeken Kot, şunları söyledi:

“Demokrasilerde hepimizin sadece bir oy hakkının olması, hepimizin şikayetçi olduğu fakat kibirli görünmekten utandığı için dillendiremediği bir sorundur. O yüzden herkes, etki alanındakilerle fikrini paylaşarak oyunu artırmaya, insanları etkileyerek kendine yandaş bulmaya çalışır. Taksicinin müşterileriyle siyaset tartışmasıyla, köşe yazarının siyaset üzerine ahkam kesmesi aynı niyetledir. İkisi de etki alanındakileri yönlendirmeye, o bir oyu güçlendirmeye çalışır.”

Hayatın küçük bir kısmında siyaset konuşulduğunu dile getiren Kot, “Fakat bu bize siyaset alanında bir kimlik kazandırmaya yetiyor. Hacamatçılar’ın küçük farklılıklar olmakla birlikte ortak bir siyasi görüşü var” dedi.