UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne geçen ay giren Ballıca Mağarası’nın, milyonlarca yılda oluşan doğal zenginliklerinin yanı sıra sahip olduğu negatif iyonlar sayesinde sağlık ve terapi merkezi olabileceği bildirildi.
İl merkezine 26 kilometre uzaklıktaki Pazar ilçesine bağlı Ballıca köyünde bin 85 rakımlı tepede bulunan mağara, dünyanın en büyük ve görkemli mağaralarından biri olarak gösteriliyor. Ender rastlanan soğan sarkıtları ve içindeki oluşumlarla ziyaretçilerin ilgisini çeken mağaranın hala keşfedilmemiş bölümleri bulunuyor.
“Havuzlu”, “büyük damlataşlar”, “çamurlu”, “fosil”, “yarasalı”, “çöküntü”, “sütunlar”, “mantarlı” ve “yeni” ismini taşıyan salonları ziyarete açık olan mağara, astım hastalarıyla yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanları arasında yer alıyor.
Ballıca Mağarası, ortalama 18 derece sıcaklığı ve yüzde 54 nem oranıyla da ilgi çekiyor. Çankırı Karatekin Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Demirtaş, yabancı bir heyetle Ballıca Mağarası’nı ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
Mağaranın girişinde 12 binlere ulaşan negatif iyon ölçüldü
Demirtaş, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki birçok mağarada çeşitli çalışmalar yürüttüğünü, negatif iyon ölçümleri gerçekleştirdiğini söyledi. Negatif iyonun vücuttaki stresi alan iyon türü olduğuna işaret eden Demirtaş, “Pozitif iyon ise bilgisayar gibi cihazların yaydığı iyonlardır. Negatif iyon, vücudu rahatlatan iyonlardır. Bu, en çok şelale, ormanlık alanlarda var” dedi.
Çankırı’daki tuz mağarasının astım bronşit hastalığını tedavi edici etkilerini araştırmak için çalışma yürüttüğünü anlatan Demirtaş, “İki profesör arkadaşımızla farklı mağaralarda ölçüm yaptık. Resmi iznimiz olmadığı için Ballıca Mağarası’nın içinde ölçüm yapamadık fakat girişinde negatif iyon seviyesi çok yüksek çıktı. Normalde bin, 2 bin seviyesinde olan negatif iyon, Ballıca Mağarası’nın girişinde 12 binlere ulaştı. Türkiye’de bugüne kadar ölçtüğüm en yüksek seviye, Ballıca Mağarası’nda çıktı” ifadesini kullandı.
Mağaranın astım, bronşit ve KOAH gibi hastalıklarda etkili olduğuna dair düşünce bulunduğunu dile getiren Demirtaş, “Aslında burası tedavi merkezi olabilecek bir yer. Burasıyla ilgili bir proje yapılabilir. Burayı halkımıza, doktorlar eşliğinde terapi merkezi olarak açmamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Demirtaş, mağaradaki iyon seviyesinin yüksekliğinin kimyasal yapısıyla ilgili bulunduğuna dikkati çekerek, “Birçok hastalıkta etkili olan iyonların belli oranda bulunması, hastalıkların tedavisinde çok önemli. Elbetteki sadece iyonların çok olması bir etki etmez. Bu tür doğal oluşan yerlerdeki iyonlar, kimyasallardan uzak ve vücuda tamamen faydalı olduğu için hastalar burada tedavi olabilir” diye konuştu.
“Kendimi daha iyi hissediyorum”
Bursa’dan Ballıca Mağarası’na gelen Ahmet Çatalkaya, astım ve KOAH başlangıcı bulunduğunu aktararak, “Buraya gelmeden önce merdiven çıkmakta zorlanıyordum. Burada bir süre kaldıktan sonra nefesim açıldı. Bugün mağarada üçüncü günümdeyim. Geceleri göğsümde hırıltı vardı, o da kesildi. Kendimi daha iyi hissediyorum” dedi.
KOAH nedeniyle İstanbul’dan gelen 72 yaşındaki Mehmet Ali Kurnaz ise mağarayı kendisine arkadaşının tavsiye ettiğini belirterek, “Arkadaşım 20 gün boyunca her gün ortalama 4 saat mağarada kaldı. Ben de 3 gündür buradayım” diye konuştu.
YeniŞafak