Merhum Başbakan Adnan Menderes‘in gelini Ümran Menderes, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 56. yılında, o döneme ışık tutacak anılarını aile albümünden fotoğraflarla paylaştı. Menderes, “Biz o ihtilalle ayrıştık. Çok zor günlerdi, çok acılar çekildi. Onlar, bunları hak etmediler. Ama çok şükür o devir bitti, darbe dönemleri kapandı.” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askeri darbesi olan 27 Mayıs, o dönem Başbakanlık görevinde bulunan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamlarına uzanan süreçte, Türk siyasetinin en kötü dönemlerinden biri olarak tarih sayfalarına kazındı.
O dönemin en önemli şahitlerinden, merhum Adnan Menderes’in 2011’de vefat eden oğlu, siyasetçi Aydın Menderes’in eşi olan Ümran Menderes, AA muhabirine aile albümlerinden paylaştığı fotoğraflarla açıklamalarda bulundu.
“Çok acılar çektik, ayrıştık”
Adnan Menderes’in idam edildiği dönemde henüz aileye katılmadığını ve genç bir kız olduğunu anlatan Ümran Menderes, “Çok acı bir gündü hepimiz için. Bunları dışarıdan izleyen bir insandım ama Menderesçiydim. Ne olduğunu anlayamamıştım. Kimse dışarıya çıkamıyordu. Bilmediğimiz, alışmadığımız çok tuhaf bir dönemdi. Bizler, 1960’daki ihtilalle ayrıştık. Pek çok insan 1960 darbesine ‘iyi’, 12 Eylül darbesine ‘kötü’ diyor. Halbuki darbelerin hepsi kötüdür, darbelerin iyisi olamaz.” diye konuştu.
Menderes, o dönem mahkemelerin başlaması ile birlikte sonu baştan belli bir sürece girildiğine ama umutlarını her daim içlerinde taşıdıklarına işaret ederek, “Çok büyük acılar çektik. Başbakanımız, bakanlarımız haksız yere suçlandılar. İşkencelere maruz kaldılar. Maalesef biz o ihtilalle ayrıştık. Demokrat Partililer, aileleri çok mağdur oldu. Çok zor günlerdi, çok acılar çekildi. Bunları hak etmediler ama çok şükür o devir bitti, darbe dönemleri kapandı.” dedi.
Aydın Menderes’in babasıyla ilgili en büyük ukdesinin helalleşememek olduğunu anlatan Ümran Menderes, “Aydın hep ‘helalleşemedik, helalleştirmediler’ derdi.” ifadesini kullandı.
“Cenazeyi teşhis ettik. Mezar boş değildi”
Ümran Menderes, bir dönem öne sürülen “Adnan Menderes’in cenazesinin aslında denize atıldığına” dair iddialara, şu anısını anlatarak yanıt verdi:
“Cenazelerin Anıt Mezar’a nakillerinden önce, birkaç proje ve yer önerilmişti. Bir proje üzerinde beraber karar verdik. İstanbul’da düzenlenen nakil töreninde ben de bulundum. Nakil öncesi süreç Aydın için çok zordu. Zira, ‘ya mezar boş çıkarsa’ diyordu, haklı olarak. Ancak, böyle bir şey olmadı. Emektar koruma polisleri vardı, İbrahim Bey. Mezar açıldığında merhum Başbakanımız Adnan Menderes’i altın dişinden tespit etti.”
“Mezarından çıkarıp bir daha mı asalım?”
Menderes, sözlerine şöyle devam etti:
“Seçimle gelenlerin seçimle gitmesi gerekir. Demokrasi bunu gerektirir. Partiler iktidara daha çok çalışarak gelebilirler. Maalesef bizim anamuhalefet partimiz, tek parti döneminden geldikleri için olsa gerek, çalışarak iktidar olmak yerine farklı yöntemlerle iktidar olma kolaycılığını tercih ediyor.”
Hala Adnan Menderes’i suçlu gören radikal CHP’lilerin olduğunu ifade eden Menderes, “Gelip bana bunları söylediklerinde ‘ne yapalım, mezarlarından çıkarıp bir daha mı asalım?’ diyorum. İnsanların hala bu düşünceleri taşıması inanılmaz bir şey.” dedi.