Türkiye’den Ermeni tarihçilere davet

Tarih
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Uğur Ünal, 1915 olaylarının 99. Yılında Ermeni iddiaları yeniden gündeme taşınırken “ Arşivlerimiz açık, şeffafız” mesajına yönelik önemli açıklamalarda bulundu....
EMOJİLE

Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Uğur Ünal, 1915 olaylarının 99. Yılında Ermeni iddiaları yeniden gündeme taşınırken “ Arşivlerimiz açık, şeffafız” mesajına yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Star gazetesinde yer alan habere göre Ünal’ın açıklamaları şöyle…

ŞEFFAFIZ, KAPIMIZ HERKESE AÇIK 

Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Uğur Ünal “Ne kadar belgemiz var? Yırtılmış ve yıpranmış belgeler ne oluyor? Bilgi gizlenebilir mi? Herkes soyunu, sülalesini arşivden bulabilir mi? Devlet Arşivlerinin niteliği ve niceliği, son sergide yer alan ve almayan belgelerden örnekler… Arşivden herkes her istediği belgeyi alabilir mi?” sorularını şöyle yanıtladı: “Zaten bugüne kadar 90’nın üzerinde ülkenin vatandaşı arşivlerimizde araştırma yaptı ve dilediği belgeyi aldı” diyor ve ekliyor Ünal: Arşivlerimiz Türk, ABD’li, Yunan, Japon ve tabii Ermeni tarihçilere de yani herkese açık…

Genel Müdürlüğünüz Osmanlı Arşivi’nde ne kadar belge bulunuyor, bu belgelerin ilgilisine ulaşması için neler yapılıyor? 

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Osmanlı Arşivi’nde 95 milyon belge 400 bin de defter bulunuyor. Belgelerin araştırmaya sunulması öncesinde çok aşama var. Belgeleri yoğun emekler sonucunda araştırmacıların hizmetine sunuyoruz. Tasnif, dijitalleştirme, restorasyon bu faaliyetler arasında yer alıyor. Şu an baktığımızda Osmanlı Arşivinde özellikle tasnif işinde yarıya yakınını tamamladık, dijitalleştirme işinde ise yüzde 10 civarındayız. Lakin iki sene önceye göre hızımızı dijitalleştirmede 3 katına çıkardık; geçen yıl ve bu yılki hızımızla devam edersek 10 sene sonra çok daha büyük rakamlara ulaşmış olacağız. Belgeleri dijital ortama aktarırken de hemen dijitalleştiremiyorsunuz. Tasnif etmeniz gerekiyor, ardından zaman içerisinde yıpranmış olan belgeleri restorasyona tabi tutmanız şart.

RESTORASYON CİDDİ UĞRAŞ

Bu süreçte yaşadığınız en ciddi sıkıntı nedir?

Bizi en fazla uğraştıran kısım restorasyon aşaması. Uğraştıran derken işin doğası gereği. Belge zaten yıpranmış, dikkatli ve hassas hareket etmek zorundayız, bu da zaman alıyor. Bazen bir belgenin uzman tarafından restorasyonu günlerce hatta haftalarca sürebiliyor. 

Daha önce Osmanlıca bilen eleman sıkıntısından bahsediliyordu, yine var mı böyle bir sıkıntı ?

Türkiye Allah’a şükür 1980’lerdeki Osmanlıca bilen personel sıkıntısını yaşamıyor. 1980’lerde Osmanlı Türkçesi bilen kişiler arşive alınmış, bugün üniversitelerde Osmanlıca öğretiliyor; Bilgi-belge yönetimi, Tarih, İlahiyat ve Edebiyat gibi bölümlerde Osmanlı Türkçesi’ne yoğun ilgi var. Geçen sene 40 personel aldık, başvuru sayısı 2 bini aştı. Halihazırda Türkiye olarak Osmanlı Türkçesi bilen kişi sıkıntısını aştık. 

40 ÜLKENİN HAFIZASI BURADA

Buraya gelen bir araştırmacı ya da tarihçi burada ne bulabilir?

Tarihi araştırmalarda, tek konu üzerinde durulmuyor, siyasi tarih kadar iktisat tarihi, kültür tarihi, sosyal tarih de var.. Milyonlarca belgeden bahsediyoruz biz.. Bazen bir belgenin incelenmesi aydınlatılması uzun zaman alabiliyor. Burası Osmanlı tarihinin her safhasının aydınlatılması için gerekli evrakı haizdir. Osmanlı’nın geniş coğrafyaya hakim olmasından dolayı, geçmişte bu topraklarda bulunan 40’tan fazla ülkeye ait belge burada bulunabilir. Örneğin güncel olduğu için söylüyorum; Kırım, Filistin, Suriye.. Bunlarla ilgili yayınlar da hazırladık. Kitaplarda temsili örnek, seçilmiş belge kullandık. Onların yüzlerce, binlerce katı da var arşivimizde.. Şu anda çoğu Osmanlı topraklarında bulunan 41 ülkeyle arşivler arası işbirliği protokolü imzaladık. Karşılıklı uzman teatisi kapsamında uzman gidiş-gelişi sağlanıyor. Daha çok bize talep geliyor, çünkü onların hafızası da bizde, yabancı bir arşiv başkanı, “Bizim emanetimiz de sizde, bir arşiv imparatorluğusunuz” diyor. 

Mesela geçen hafta Gürcistan’dan geldim. Orayla da arşivler arasında işbirliği protokolümüz vardı ama süresi dolduğu için yeniledik. Nisan ayının başında Sayın Cumhurbaşkanımızın heyetiyle Kuveyt’e gitmiştik. Arşivler arası işbirliği protokolü imzaladık. Sayın Cumhurbaşkanı Kuveyt Emirine, El-Sabah ailesinin, padişahımıza yazmış olduğu bir mektubu sunmuş, bunun üzerine Kuveyt Emiri de “Bu ancak sizin arşivinizde olabilirdi” demiştir. 

KAPIMIZ HERKESE AÇIK

Malum 1915 Olayları her yıl gündeme taşınır, bu konuda ne gibi çalışmalarınız var?

Devlet Arşivleri, kamuoyunda bazen sadece mevcut 1915 olaylarına cevap veren bir kurum olarak düşünülüyor. Halbuki bu, yani 1915 olayları, bizim iş sahamızın yüzde 1’i bile değil. Burada sadece problemlerin değil, huzurun, adaletin ve yönetim biçimlerinin tarihini de göreceksiniz. 1915 olayları da yine elbette belirli oranda cevap vermemiz gereken bir mesele. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak hizmet veren Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nda, bu konu ile ilgili 200.000’in üzerinde evrak araştırmacıların ilgisini beklemektedir. Sadece Ermeni ve benzeri kelimeleri yazdığınızda veya literatürü değiştirdiğinizde farklı kavram ve ifadelerle bu konuda 500.000’i aşan bir rakama ulaşırsınız. Bu konu ile ilgili bu kadar zengin bir arşive kimse sahip değil.

Bir Ermeni tarihçi veya araştırmacı da burada istediği gibi araştırma yapabilir mi?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan araştırmacıya sunulan belge ve imkan ile yabancı bir araştırmacıya sunulan belge ve imkan arasında hiçbir fark yoktur. Bütün tasnif süreci tamamlanarak araştırmaya açılmış belgeye, yerli araştırmacılar gibi yabancı araştırmacılar da hiçbir kısıtlama olmaksızın ulaşabilir. Bunun için, araştırma imkanları da kolay. Vatandaşımız kimliği ile geldiği an aynı gün, araştırmaya başlayabilir. Yabancı araştırmacı da pasaportu ile geldiği an, aynı gün araştırmaya başlayabilir. Türkiye’de Devlet Arşivlerinde araştırma yapabilmek son derece rahattır. Uluslararası araştırma standartları ne ise bunları en ileri düzeyde uyguluyoruz. Burada yerli-yabancı, Türk-Ermeni ayrımımız da bulunmuyor yani hiç bir kısıtlamamız yok. Zaten bugüne kadar 90’nın üzerinde ülkenin vatandaşı arşivlerimizde araştırma yaptı ve dilediği belgeyi aldı. Arşivlerimiz Türk, ABD’li, Yunan, Japon ve tabii Ermeni tarihçilere de yani herkese açık… 

GİZLİMİZ SAKLIMIZ YOK

Bu konu bağlamında da düşünerek diğer arşivlerle kıyasladığımızda arşivlerimizin durumunu değerlendirir misiniz? Belge gizlenebilir mi?

Düveli muazzama dediğimiz dünyanın büyük devletlerinin arşivleri önemli. Bölgede etkili olmak isteyen Rusya var, İngiltere ve Fransa var. Başka ülkeleri de sayabiliriz. Bunların arşivleri bu konunun aydınlatılmasında önemli.. Araştırmacılarımız orada da araştırmalarda bulunuyorlar. Bizim dünyanın bütün araştırmacılarına sunduğumuz imkan ise zaten ortada. Dünyanın her yerinden gelenler Devlet Arşivlerinde rahat bir şekilde araştırma incelemede bulunabiliyorlar, her şeyi görebiliyorlar. Belgeyi gizlemek, özellikle Türkiye’deki arşiv sistemi açısından mümkün değil. Nedeni şudur; bir belgenin birçok kurumda yazışması oluyor. Gizlediğiniz bir belgede yer alan bir bilgi başka bir yerden mutlaka çıkacaktır. Bu konuda fonlarımızda (belge gruplarında) bir kısıtlamamız yok. En önemli bilgiler Dahiliye (İçişleri) ve Hariciye (Dışişleri) nezaretindedir. Yine Yıldız Evrakı ve Sadaret evrakı gibi konuyu yakından ilgilendiren belge grupları yıllardır araştırmaya açıktır.

ERMENİ BAKANLARIMIZ VAR

Osmanlı Devleti’nde Ermenilerin durumundan genel olarak bahsedebilir misiniz? 

Osmanlı, diğer tebaasının olduğu gibi Ermeni toplumunun da her türlü meselesi ile yakından alakadar olmuştur. Örneğin sıhhi problemlerini çözmeye özen göstererek Ermeni hastaneleri açmış, eğitim faaliyetlerini desteklemiş, ibadetlerini rahatça yapabilmeleri için kilise yapım ve tamirine imkân tanımıştır. Kendi dillerinde gazete ve dergi çıkarmalarına izin vermiştir. Osmanlı bu açıdan en sıkıntılı yılları olan 19. Yüzyıl sonları ve 20. Yüzyıl başlarında bile tüm vatandaşlarına eşit mesafede durabilmiştir. 

Belirttiğim tarihlerde de bürokrasideki kalabalık bir zümrenin gayr-i müslim olduğunu görüyoruz. Mesela; Gabriel Noradunkyan, II. Meşrutiyet sonrası Nafia ve Ticaret Bakanlığı yapmıştır. Noradunkyan Osmanlı Devleti’nin en kritik dönemlerinden olan Balkan savaşları sırasında ise Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş önemli bir devlet adamı.

Yine Sakızlı Ohannes Paşa.. 1897’de Hazîne-i Hassa Nazırlığına getirilmiştir. Hükümdarın hazinesi teslim edilmiştir. 23 Nisan 1901’de kendisine Nişan-ı Osmani veriliyor. Sonraki yıllarda da çeşitli nişanlarla taltif edildiğine dair belgeler var. Osmanlı’da Ermeni doktorumuz, polisimiz var. Yani hemen her kademede görev alıyorlar. Burada iki halk arasında esasen herhangi bir mesele yoktur. Burada ülke içerisindeki huzuru baltalayan dış güçlerin müdahalesi vardır.. Ama bunları değerlendirecek olan tarihçilerdir. Biz burada belgeleri kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Bir tarihçi bu belgeleri incelemeye kalksa, belki de ömrü yetmeyecek.. O dönemle ilgili çok zengin bir arşivimiz var. 

Hocam siz aynı zamanda bir tarihçi ve akademisyensiniz. Bu mesele niçin kapanmıyor sizce?

Tabii ki, Türkiye bölgesinde çok önemli bir ülke ve bölgesinde emin adımlarla ilerleyen bir ülke. Sürekli kalkınan, ekonomisini güçlendiren bir ülke.. Özellikle son yıllardaki büyük atılımımız ortada. Bunun önünde engeller olacaktır. Günümüzde yeni problemler de ortaya çıkarılmaktadır. Ancak tarihteki meseleler problem olarak sunularak da engellenme hedeflenebiliyor. Ülkemiz güçlü olduğu sürece bu meselelerin sorun olacağı kanaatinde değilim. Biz meseleyi siyasi açıdan değil, tarihi açıdan ele almalıyız, tarihçi ve bir arşiv sorumlusu olarak ben bu meselenin ne olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koyacak belgeleri kamuoyuna sunmakla mükellefim. 

99. Yıldönümü olduğu için soruyorum; 1915 olayları nasıl vuzuha kavuşur?

En başta Sayın Başbakanımız ve Dışişleri Bakanımızın belirttiği noktadan başlayabiliriz. ‘Bu meselenin aslı nedir?’ sorusunun cevabı alınmalı. Burada da iş tarihçilere düşüyor. Tarihçilere bu imkanı sağlama açısından; arşiv olarak gerekli ortamı hazırladığımızı ve sunduğumuzu düşünüyorum. Araştırma yapmak isteyen herkese Arşivlerimizi -gerek Osmanlı Arşivimizi olsun gerek Cumhuriyet Arşivimizi olsun- tamamen ardına kadar açtık. 95 milyon evrakın yarıya yakınının tasnifini tamamladık. Geriye kalanların çoğu bu konuyla zaten doğrudan alakalı değil. Herkes gibi Ermeni tarihçiler de, 1915 olaylarıyla ilgili arşivlerimize gelip istedikleri araştırmayı bizim araştırmacılarımız gibi yapabilirler.

1915 Olayları ile ilgili çalışmalarda sizin yayınlarınızdan yoğunlukla faydalanılıyor. Bunlar ve yeni yayınlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Arşiv belgelerine erişimi kolaylaştırmak için örnek belge yayınları yapıyoruz. Bunları çeviri yazısı ile birlikte veriyoruz. Geçen sene yayınladığımız I. Dünya Harbi 1-2 isimli eserimizde farklı bir yöntem uyguladık ve kitapta sadece çeviriyazıyı verirken, belge görüntülerini cd olarak kitapla birlikte sunduk. Trablusgarp, Balkan Savaşları 1-2, Sudan yine geçen yıl yayınladığımız eserler arasında. Sadece geçen sene 9 cilt eser yayınladık. 1915 Olayları ile ilgili de 33 ciltten oluşan yayınımız var. Bunlar arasında Osmanlı Belgelerinde Ermenilerin Sevk ve İskanı, 4 cilt olarak yayınladığımız Osmanlı Belgelerinde Ermeni İsyanları gibi eserlerimiz var. Karabağ, Nahçıvan gibi konu ile dolaylı olarak alakalı başka kitaplarımız da bulunuyor. Bu yayınlarımızın tümüne internet sitemizden tam metin olarak erişim imkânı da sağladık. 

OSMANLICA BİLEN SOYUNU ARAŞTIRABİLİR

Merak edenler için soruyorum, bazı vatandaşlarımız soy kütüğünü merak ediyor, burada onlara dönük bir hizmet var mı?

Bu konuda sonuca ulaşamayacak araştırmacı akınına da uğruyoruz. Özellikle bu nüfus konusunda.. İnsanlar dedelerini, dedelerinin dedelerini merak ediyor buraya geliyor. Ama Osmanlı Türkçesi’ni bilmiyorlar. Bizde bazı sayımlara ait defterler vardır. II. Mahmud döneminde yapılan ilk nüfus sayımı olan 1831 tarihli nüfus sayımına ait kayıtlar bizde yani İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde. Onun kayıtlarını bizde bulabilirler. 20. Yüzyıldan itibaren olan nüfus sayımına ait kayıtlar ise Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ndedir. 1800’lü yıllara ait nüfus kayıtları ve öncesine ait şecere bilgileri araştırılacaksa Osmanlıca bilen biriyle İstanbul’da veya Ankara’da araştırmaya devam edilebilir. Bütün nüfus defterlerimiz aynı zamanda Ankara’daki araştırma salonumuzda da incelenebiliyor. Araştırma salonumuzda otomasyon sistemimiz var. Dijital sistemdeki her görüntü Ankara’daki Cumhuriyet Arşivi’nden de alınabiliyor. Ancak Osmanlı Türkçesi’ni iyi okumak gerekiyor ve ayrıca soyadı olmadığı için dedelerinin isimleri arasında bağlantı kurmak zor olabiliyor… Kayıtlar var ama gerçek şecereyi yakalamak çok uzun emekler gerektirebiliyor. Tabii iyi bir inceleme sonucunda çok daha eski tarihlere kadar tespitlerde bulunanlar oluyor.

İnternetten araştırmacılar için ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz, hangi adreslerden bilgi alabilirler..?

Yenilenen yüzüyle daha güncel bir yapıya kavuşan internet sitemizde (www.devletarsivleri.gov.tr) araştırmacılarımız Arşivimize gelmeden de katalog taraması yapabiliyorlar. Böylelikle çoğu kez araştırmalarının ön hazırlığını burada tamamlamış oluyorlar. İnternet sitemizde yer alan Dokümantasyon Merkezi kataloglarından kitap, makale, tebliğ ve haber taraması yapabiliyorlar ki bu çoğu araştırmacımıza büyük katkı sağlıyor. Bunların dışında Kurumlara sunduğumuz hizmetler var. Örneğin Standart Dosya Planı ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi gibi. Bunlarla ilgili bilgilere de internet sitemiz üzerinden ulaşılabiliyor. Yayınlarımızın büyük kısmının dijital görüntülerini yine sitemizden indirebiliyorlar. Tabi bunlarla sınırlı değil, 1915 olayları ile ilgili belgelerden ve çeviri yazılarından indirilebiliyor, internet sitesinden Bilgi Edinme Formu vasıtasıyla başvurular yapılabiliyor… Yani web sitemiz vatandaşlarımıza ve kamu kurum-kuruluşlarına çok büyük kolaylıklar sunuyor.

SERGİDE BELGELERİN TANITIMI

Belge: 1916 yılında İstanbul’daki Ermeni Hastanesi’ne devlet tarafından para yardımı yapılması hakkında, Bakanlar Kurulu Kararı.  

Belge: Ermeni halkının Osmanlı Devleti’ne bağlı oldukları ve gelişen olaylara karşı çıktıkları konusunda, aralarında Maliye Bakanı Agop, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Artin Dadyan, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Vahan, Danıştay üyelerinden Mabro ve Loryan, Sadrazamlık Hukuk Müşaviri Kabril ve Padişah Sağlık Müşaviri Dikran gibi isimlerin de bulunduğu Ermeni halkının ileri gelenlerinin Padişah II. Abdülhamid’e sundukları dilekçe (1890 yılı). 

Gabriel Noradunkyan: II. Meşrutiyet sonrası Nafia ve Ticaret bakanlığı da yapmış olan Gabriel Noradunkyan, Osmanlı Devleti’nin en kritik dönemlerinden olan Balkan savaşları sırasında Dışİşleri Bakanlığı görevinde bulunmuş önemli bir devlet adamıdır. 

Sakızlı Ohannes Paşa: 1897’de Hazîne-i Hassa nazırlığına getirilmiştir. Devletin hazinesi teslim edilmiştir. 23 Nisan 1901’de kendisine Nişan-ı Osmani veriliyor. İleri tarihlerde de çeşitli nişanlarla taltif ediliyor.  

OSMANLI ARŞİVİ SİTESİ

Yeni sitemiz 57.000 metrekare arsa alanı üzerinde 122.000 metrekare toplam inşaat alanına sahip. 4 kat olarak planlanan depo üniteleri yaklaşık 150.000 metre raf alanı kapasitesine sahiptir. Depolardaki sıcaklık 18-22 derece, rutubet yüzde 45-55 arasında tutulmakta ki içeride rutubet oluşması zaten mümkün değil. Bizler bırakın bütün belgelerin zarar görmesini, her bir belgedeki bir harfin nasıl kurtarılabileceğinin hesabını yapıyoruz. Belgeler arasında yıpranmış-yırtılmış belgeler çıkıyor. Bunların öncelikle kurtarılması gerekiyor. 

RESTORASYON-DİJİTALLEŞTİRME

Belgenin yıpranma durumu kontrol edildikten sonra yırtılan bölümü yapıştırılıyor. Tabi bu, bandı alıp yapıştır şeklinde değil, çeşitli yöntemleri var. Gerekiyorsa pazıl oynar gibi parçalar birleştiriliyor, zayıflamışsa kağıt güçlendiriliyor, kağıdın ara bölümlerinde yıpranmış veya kopmuş yerler varsa kağıt eklemesi yapılarak kağıttan daha fazla kopmalar önleniyor. Sonra belge daha fazla zarar görmemesi için dijitalleştirilerek bilgisayar ortamında kullanıma sunuluyor. 

BELGE SAYILARI

Genel Müdürlüğümüz Osmanlı Arşivi’nde yaklaşık 95 milyon civarında belge bulunmaktadır. Tasnif Edilmiş Belge sayısı 37.738.557, Tasnif İşlemi Devam Eden Belge Sayısı 5.934.662, Tasnif Edilmemiş Belge Sayısı 51 milyon civarındadır. Ayrıca 380.310 defter muhafaza edilmektedir. Tasnif Edilmiş Defter sayısı 287.753, Tasnif Edilmemiş Defter Sayısı 42.666, Tasnif İşlemi Devam Eden Defter Sayısı 49.891’dir. Cumhuriyet Arşivi’nde 30 milyon civarında belge muhafaza edilmektedir. Tasnif Edilmiş Belge sayısı 9.591.000, Tasnif Edilmemiş Belge Sayısı 19.009.000, Tasnif İşlemi Devam Eden Belge Sayısı 1.400.000 dir. Toplam Defter Sayısı 63.000, Tasnif Edilmiş Defter sayısı 57.908, Tasnif Edilmemiş Defter Sayısı 5.092 dir. Tasnif edilen bu belgelere ait 2339 cilt katalog hazırlanarak 1776 cildi internet üzerinden hizmete sunulmuştur. 

Röportajın devamını okumak için tıklayınız!