Türk Tarihinin Kara Günü: “Hocalı Katliamı”

Güncel
Türkiye ve Azerbaycan’ın soy geçmişi  Oğuz Türklerine kadar kesişmesiyle bir yakınlık söz konusu. Hatta bunu “tek millet, iki devlet” sloganıyla kesinleştirdikleri görülmektedir. Türk milleti olarak b...
EMOJİLE

Türkiye ve Azerbaycan’ın soy geçmişi  Oğuz Türklerine kadar kesişmesiyle bir yakınlık söz konusu. Hatta bunu “tek millet, iki devlet” sloganıyla kesinleştirdikleri görülmektedir. Türk milleti olarak biz de bu sloganla gurur duyarız ve bir vatan gibi Azerbaycan’ı benimseriz. Acısını, mutluluğunu bütün duygularını paylaşır ve her türlü desteği veririz. Tarihin tozlu sayfalarını karıştırdığımızda Azerbaycan tarihinin  acısını paylaşacağımız Hocalı Katliamı karşımıza çıkmaktadır. Bu katliam dünya üzerinde soykırım olarak nitelendirilmektedir. Ancak ermeni aleyhinde olan devletler ve milletler bu durumu kabullenmemektedir. Aynı durumu yine yakın tarihte “Srebrenitsa’da” da görmekteyiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu soykırımlarda her zaman mağdur ve mazlumun yanında olmaktan çekinmeyiz. Bu yazıyı okumadan önce soykırım nedir onu açıklamalıyız…

Soykırım nedir?

Soykırım suçu, II. Dünya savaşından sonra 1948 yılında Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile tanımlanmıştır. Bundan başka, bazı uluslararası ceza mahkemeleri statülerinde de soykırım tanımlaması mevcuttur. Soykırım suçunun tüm tanımlarında ortak  olan unsurlar şunlardır:

  1. a) Mağdur ya da mağdurların belirli bir ulusal, etnik, ırki veya dinsel bir gruba mensup olması,
  2. b) Failin bu ulusal, etnik, ırki, dinsel grubu kısmen ya da tamamen yok etme saikiyle hareket etmesi
  3. c) Fiilin sistematik olması yani bir planın icrası suretiyle işlenmesi.

Aşağıda sayacağımız fiiller, bu üç unsuru bir arada bulundurması ile gerek devletlerin özel hukuk düzenlemelerinde, gerekse uluslararası alanda soykırım suçu olarak değerlendirilebilecektir. Bu fiiller şunlardır:

  1. İlgili grup üyelerinin öldürülmesi
  2. İlgili grup üyelerinin ruhsal sağlıklarına ağır hasarlar verilmesi
  • İlgili grup üyelerinin fiziki varlıklarının ortadan kalkmasına neden olacak koşullar altına konulması
  1. İlgili grupta doğumlara engel olacak önlemlerin alınması
  2. Bir grubun çocuklarının zorla başka bir gruba nakledilmesi Bu eylemlerin savaş veya barış zamanında gerçekleştirilmiş olması soykırım niteliğine etki etmemektedir.

Yukarıda belirtilen nitelikteki eylemlerin birini bizzat gerçekleştiren, gerçekleştirilmesi için anlaşan, doğrudan ve kamuya yönelik olarak bu tür eylemleri özendiren, bu tür eylemlere niyet eden ya da suça katılan herkesin ister yönetici, isterse resmi görevli ya da görevli olmayan bir kişi olsun cezalandırılması gerekmektedir.

Hocalı’da Neler oldu?

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde bulunun Hocalı stratejik açıdan büyük bir önem arz ediyordu.  26 Şubat 1992 yılında Ermenilerin bu bölgeyi ele geçirmek istemeleri ve buna bağlı olarak dünya soykırım hukukunun hiçe sayıldığı bir işgal gerçekleştirmek istiyordu.

Bölgede Rusların 366. Alayı ile irtibata geçen Ermeniler her türlü desteği sağladılar. Hocalıya giriş çıkışları kapattılar. 25 Şubat’ı 26’ya bağlayan gecede saldırı başlamıştı. Saldırı sonrası kayıtlarına göre 83’ü çocuk, 106’sı kadın 613 kişi hunharca katledilmişti. 487 kişi ağır yaralanarak sakat bırakıldı, 1275 kişi esir edildi ve 150 kişi de kayıplara karıştı.  Bu katliamın verileri ne denli canice bir tutum içerisinde olduklarını açılmamaktadır. Ermenilerin Azerbaycan Türklerini yapmış oldukları işkenceler insanlık suçu olarak nitelendirilmesi elzemdir. Soydaşımız olan şehitlerimizin gözleri oyulmuş, çocuklar öldürülmüş, hamile kadınların karınları yırtılmış ve bunun gibi birçok insanlık suçu işlenmiştir. Tüm bu anlatılanlar olayın hemen ardından kaydedilen görüntülerle tüm dünyaya gösterilmiş ancak; dünya bu vahşete anlaşılamaz bir şekilde kayıtsız kalmıştır.

Bizim bulunduğumuz durumda bu duruma üzülmek, kınamak ve hatta öfkelenmek normaldir. Duygusal olarak gerçekleştirdiğimiz bu eylemler bu suç hakkında hiçbir şekilde uluslar arası platformda bizi haklı göstermeyecektir. Nitekim daha somut ve gerçekçi delillerle gidilerek bu olayı dünya basınında ve kamuoyunda kanıtlamak gerekmektedir. Devreye hukukçularımızın yanı sıra tarihçilerimizin de el atması gerekmektedir.

Hocalı Olayları Neden Soykırım Olarak Tanınmalıdır?

“Hocalı’nın Türkler’e karşı yapılan bir soykırım olduğunun belgelenmemesi Ermeniler için bir fırsattır. Ermeniler Hocalı’da yaptıkları soykırımın fotoğraflarını Türklere karşı kullanmakta ve o fotoğrafların Ermeniler’e karşı yapılan katliamların belgesi olduğunu iddia etmektedirler. Örneğin, Rusya’nın “Moskovski Komsomolets” gazetesinin desteğiyle New York’ta yayınlanan V Novom Svete/Yeni Kıta ekinde Edvard Pariyantsın tarafından “sözde Ermeni soykırımı” ile ilgili yazılan “Ermeni Soykırımı Gerçeklikleri” başlıklı makalede Hocalı fotoğrafları kullanılmıştır. 19. yüzyıldan başlayarak Türkler’e yapılan saldırıları durdurmanın tek yolu, tarihin derinliklerine gömülmeden Hocalı’yı soykırım olarak tanımaktan ve iştirakçilerini cezalandırmaktan geçer. Hocalı’nın soykırım olarak tanınması asıl soykırımcı tarafın Ermenistan olduğunu gösterecek ve bu bağlamda Ermenilerin dünya genelinde Türkler’e karşı başlattığı propagandaların ters tepmesine neden olacaktır. Diğer yandan Hocalı’nın bir soykırım olarak tanınması adalet duygusu ve hukuk anlayışını da kuvvetlendirecektir.

Kaynak:  Kahan Onur ARSLAN Stj. Avukat, İKİNCİ BİNİN EŞİĞİNDE BİR İNSANLIK AYIBI: ‘HOCALI SOYKIRIMI’