Sultan II. Abdülhamit yabancılara toprak satışını yasaklamış

Tarih
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi’nin son sayısında Hacı Mehmet Özbek tarafından hazırlanan “Yabancılara Emlak Satışında Tehlikeli Gelişme” başlıklı makaleye göre, 1867 yılında belli şartlarla serbest ...
EMOJİLE

Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi’nin son sayısında Hacı Mehmet Özbek tarafından hazırlanan “Yabancılara Emlak Satışında Tehlikeli Gelişme” başlıklı makaleye göre, 1867 yılında belli şartlarla serbest bırakılan emlak satışları gün geçtikçe önüne geçilemez bir hal almış. Avrupa’nın bunu zafer olarak gördüğünü belirten Özbek “yabancılara toprak satışının serbest bırakılması Batı’nın 19. asır boyunca İstanbul’dan istediği daha doğrusu pek çok kez zorla dayattığı, siyasi ve ekonomik isteklerin vazgeçilmez maddelerindendir.” dedi.

Islahat Fermanı ile Satışa İzin Verilmiş
Osmanlı topraklarından mülkiyet satın almak için uzun seneler uğraşan Avrupalı devletlerin Islahat Fermanı ile bu hakka sahip olduklarını dile getiren Mehmet Özbek, “Yabancıların bu arzuları 1856 yılında Islahat Fermanı ile kabul edilmiş. Daha sonra 1857 yılında çıkartılan ‘Tebaa-i Ecnebiyyenin Emlake Mutasarrıf Olmaları Hakkında Kanun’ adlı kanunla uygulamaya sokulmuştu.” şeklinde konuştu. Kanunun içeriği hakkında bilgi veren Özbek sözlerine şu şekilde devam etti “Bu kanuna göre; yabancı devletlerin vatandaşları, Osmanlı ülkesinin Hicaz Bölgesi dışında kalan her yerinde, devletin vatandaşları gibi ve başka bir şarta bağlı kalmaksızın, şehir ve kasabaların içinde ve dışında kalan her yerinde toprak satın alma ve mülk edinme hakkına sahip olacaktır.”

Avrupa Bunu Zafer Olarak Görmüş
Kanunla birlikte Avrupa’nın konu hakkındaki sevinçlerini dile getiren Özbek, Londra’da yayınlanan Times gazetesinin 12 Şubat 1856 yılında yer alan haberini örnek olarak gösterdi. Haberde şu ifadeler yer alıyor “Osmanlı Devleti topraklarında yabancıların gayrimenkul satın almaları ve bu cihetteki tüm manilerin bertaraf edilmesi, büyük neticeler meydana getirecek diplomatik bir zaferdir. Önümüzde işlenmemiş zengin topraklar durmaktadır. Batı sanayisi bu toprağa nüfuz etmeli ve ona sahip olmalıdır.”

Padişah Emriyle Gelen Düzenleme
Saltanatı devrinde, İstanbul başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde artan toprak satışları Sultan 2. Abdülhamid’i rahatsız etmiş. Padişah konunun hükümette derhal görüşülmesini ve düzenlenmesini istemiş. Osmanlı Arşivi’ndeki (BOA, İ.HUS., 162-52) numaralı vesikada, padişahın başkâtibi Tahsin Paşa’nın 29 Ocak 1908 yılında yazdığı, padişah emri olan “İrade-İ Seniyye”de şunlar yer alıyor:
 
İşte O Metnin Orijinali
Yabancıların emlâk satın almaları için vaktiyle verilmiş olan izin, birçok emlâk ve arazinin ecnebilerin eline geçmesine sebep olmaktadır. Bu bakımdan meselenin etraflıca düşünülmesi gerekli olup yeniden bir kanun yapılarak bu mahzurun önüne geçilmesi yönündeki zat-ı şahanelerinin iradesi üzerine keyfiyet hükümetçe görüşülmüştür. Dâhiliye Nazırı Paşa’nın başkanlığında Bâbıâlî Hukuk Müşaviri Hakkı, Şûra-yı Devlet İstinaf Mahkemesi reisi Daniş, Defter-i Hakanî Takdir Komisyonu reisi Baha Bey ve Şûrâ-yı Devlet Mülkiye Dairesi azasından Yorgiyadis efendilerden oluşan bir komisyon teşkiline dair kaleme alınan mazbata 12 Ocak 1908 tarihinde takdim edilmiş ve konu hakkında tekrar izin talep eden 27 Ocak 1908 tarihli sadaret tezkeresi zat-ı şahaneleri tarafından görülmüştür. Bu mesele bir nizam gerektirdiğinden söz konusu komisyonun Şûrâ-yı Devlet reisinin başkanlığında kurulması, üyelerinin de onun tarafından seçilmesi münasip olacağı gibi Şûrâ-yı Devlet azasından Muhtar Beyefendi’nin dahi komisyonda yer almasının uygun olacağı padişahımızın emir ve iradeleri gereğindendir.
BaşkâtipTahsin
25 Zilhicce 1325/29 Ocak 1908

Sultan