Sultan Abdülaziz öldürüldü mü, intihar mı etti?

Tarih
Türk Tarih Kurumu Konferans Salonunda düzenlenen ve birçok tarih araştırmacıları ile akademisyenlerin de katıldığı “Sultan Abdülaziz ve Dönemi” konulu sempozyum, büyük ilgi gördü. Sultan Abdülaz...
EMOJİLE

Türk Tarih Kurumu Konferans Salonunda düzenlenen ve birçok tarih araştırmacıları ile akademisyenlerin de katıldığı “Sultan Abdülaziz ve Dönemi” konulu sempozyum, büyük ilgi gördü. Sultan Abdülaziz döneminin detaylı şekilde ele alındığı sempozyum, ilk olarak Abdülaziz’in hayat hikayesi, reformist kişiliği ve döneminin anlatıldığı sinevizyon gösterisi ile başladı.

Hülagü: Tohum o dönemlerde atıldı

Sempozyumun kendi çatıları altında ilk kez gerçekleştirildiğini ve son derece önemli olduğunu, Türk tarihinin iyisiyle kötüsüyle, eksikleri ve övünçleriyle birlikte ele alınması gerektiğine dikkati çeken Türk Tarih Kurumu Başkanı Metin Hülagü, konuya akademik olarak yaklaşılmasının önemli olduğunu vurguladı.

Abdülaziz dönemini “Üzerinde durulması gereken önemli bir dönem” olarak nitelendiren Hülagü, bu dönemde fikri ve idari anlamda birçok reformlar gerçekleştirildiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

 “Abdülaziz’den sonra meydana gelen değişiklikler bugünün altyapısını hazırladı. Son padişahların çok fazla incelenmemiş olması nedeniyle, bu dönemlere biraz ağırlık verdik. Abdülaziz dönemini fikri, askeri, iktisadi anlamda incelemeden bugünkü zihniyeti, bugünkü değişimi çok fazla izah edemeyiz. Bugünü ilgilendiren konuların tohumu, o dönemlerde atıldı.”

Yoğun bir tempoyla çalışarak, her ay bir sempozyum gerçekleştirdiklerini anlatan Hülagü, üniversitelerden talep geldiği takdirde, ortak sempozyumları da hayata geçirebileceklerini söyledi.

Prof. Örs: Türk tarihi bütündür

Faaliyet takvimlerinin çok önceden belirlenip ilan edilmesine rağmen, haksız bir takım eleştirilere maruz kaldıklarını dile getiren ve yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, konuşmasında şunları söyledi;

 “Türk tarihi elbette büyük bir bütündür. Konuşulmayanları konuşmak, anlatılmayanları anlatmak, yeni bakış açıları getirmek ve bunları insanlarla paylaşmak görevlerimiz arasındadır. Bu dönemde bizim son Osmanlı sultanları bilimsel zeminde tartışıyor olmamız, zaman zaman sanki bir Osmanlıcılık yapılıyormuş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Sultan Abdülaziz’in hatasıyla, sevabıyla, nerede, nasıl hareket ettiği, ne tür mali sorunlara sebep olduğu gibi veriler değerlendiriliyor.

Tarihin aynasından yararlanmalıyız 

Türkiye’de konuşulamayan herhangi bir şey var mı bugün? Yok. Bu aynı zamanda demokrasimizin ve cumhuriyetin kazandırdığı özgürlük sahalarıyla da alakalı. Bu padişahları öne çıkarmak, cumhuriyete alternatif göstermek için yapılmıyor. Çalışmalarımıza bu tür eleştirilerin hiçbirini dikkate almadan devam ediyoruz.”

Türk tarihinin son döneminin iyi anlaşılmasının, gelecek nesiller adına çok önemli olduğunu vurgulayan Örs, “Tarihimiz, Anadolu’ya gelişimizin bininci yılı itibariyle nasıl bir kültür, nasıl bir medeniyet inşa edeceğimizin verilerini taşımaktadır. Tarihte işlenmiş hataları bir daha işlememek, sağlam sistemler kurmak için tarihin aynasından yararlanmamız gerekiyor. Bu bakımdan Kurumu’nun yaptığı bu toplantılar, çok önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.

Sade yaşamıyla halkın takdirini kazandı

Sempozyumun Yürütme Kurulu ve Süleyman Demirel Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Selvi de, Sultan Abdülaziz’in halka güven aşılayan bir fiziği olduğunu ifade ederek, “Abdülaziz, sade yaşamıyla halkın takdirini kazanmış birisi. 19. yüzyılda ciddi buhranlar meydana geliyor, halkın da Abdülaziz’den büyük beklentileri vardı. Başa geldiğinde sarayda masrafları kısıyor, tasarruf tedbirlerini öne çıkarıyor.Belki de en büyük şanssızlığı, etrafındakilerin Batı tarafından yönlendirilmesi, ya da kendi hevesleri peşinden koşması diye düşünüyorum” dedi.

Avrupa’da barış ortamı sağlıyor 

Diğer padişahlarından ayıran önemli özelliklerinden birisinin Sultan Abdülaziz’in “seyahat etmesi” olduğuna vurgu yapan Selvi, “Örneğin gezi programı şeklinde Mısır’a, Avrupa’ya, Fransa’ya, İngiltere’ye gidiyor. Avrupa’da önemli bir imaj bırakarak, barış ortamı sağlamış. Ancak bu durum maalesef çok sürmedi” diye konuştu.

Ekonomi iflas noktasına geliyor 

Osmanlının büyük ekonomik sorunlar yaşadığını ifade eden Selvi, “Ekonomi iflas noktasına geliyor. Tam da bu noktada ‘İsraf mı, yoksa diplomatik açıdan gelenleri karşılamak için gerçekten gerekli miydi?’ diyerek Çırağan Sarayı’nın inşaası burada ayrı bir tartışma noktası olarak karşımıza çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Abdülaziz döneminde tartışmalı birçok konu olduğunu, bunlardan en önemlilerinden birinin de saltanattan uzaklaştırılması olduğunu anlatan  Selvi, Abdülaziz dönemi üzerine daha fazla çalışılması gerektiğini, sempozyumun bu noktada yön gösterici olacağını söyledi.

Göleç: Kendi kendini telef etmiştir ifadeleri var

Konuşmalardan sonra, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ali Beyhan başkanlığında,akademisyenlerden oluşan heyet, Sultan Abdülaziz dönemine ilişkin sunum gerçekleştirdi.İlk konuşan Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’den Yrd. Doç. Dr. Mustafa Göleç, dönemin ders kitaplarında Sultan Abdülaziz’in katli, ya da intihar meselesi hakkında çeşitli yorumlar olduğuna dikkati çekti. Tarihsel olgulara yapılan yorumların, yaşanan döneme göre değişebileceğine işaret eden Göleç, “Tarih kitapları yazıldıkları dönemin niyet ve kasıtlarıyla doludur. Dönemin ders kitaplarına baktığımız zaman, Abdülaziz’e pek geniş yer verilmediğini görüyoruz. Hakkında ‘Kendi kendini telef etmiştir’ gibi ifadelere yer veriliyor” dedi.

Özcan: Ölümüne ilişkin farklı bakış açıları var  

Abdülaziz’in ölümüne ilişkin birbirinden farklı bakış açıları olduğuna dikkat çeken Çankırı Karatekin Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özcan da,  meşhur şahsiyetlerin ölümünde genelde şüphe arandığını, o dönemde yaşayanların bile bu konuda kesin bir yargısı olmadığını söyledi.