1 Aralık 1934’te Leningrad’da (bugün ki adıyla St.Petersburg) SSCB tarihinin en büyük olaylarından birini tetikleyecek bir cinayet işlendi. Bu cinayetin katili işsiz ve sorunlu bir kişilik olarak tanımlanan Leonid Nikolayev adında genç bir adam, maktulü ise SSCB lideri Joseph Stalin’in yerini alması beklenen Leningrad komünist parti lideri Sergey Kirov idi. Sergey Kirov, Stalin’in nezdinde oldukça muteber bir kimse idi ve öldürülmesine müteakiben derin bir soruşturmalar ağı başlatıldı. Leonid Nikolayev yargılandı ve 29 Aralık 1934’te infaz edildi. Ancak Nikolayev yargılanırken, eski politbüro üyelerinden olan ve daha önce pasifize edilmiş Lev Kamenev, Lev Troçki, Grigori Zinovyev gibi Stalin muhalifi kimselerle bağlantısının olduğu öne sürüldü. Buna paralel olarak Nikolayev, adı geçen kimselerle birlikte yetkililerce Stalin’e karşı muhalif bir merkez oluşturmak ile itham edildiler.
Birbirini izleyen suçlama ve soruşturmalardan sonra Lev Kamenev ve Grigori Zinovyev 25 Ağıstos 1936’da Stalin’in direktifi ile Moskova’da infaz edildiler. Kamenev ve Zinovyev’in infaz edilmesiyle birlikte Joseph Stalin kendi iktidarına ve sosyalist rejime risk arz ettiğini düşündüğü kimselerden kurtulmayı kafasına koymuştu. En temel hedeflerinden biri olarak gördüğü bu iki isteğini gerçekleştirmek için Stalin, ”büyük temizlik” veya tarihçilerce ”Stalin terörü” olarak isimlendirilen yeni bir akım başlattı. 1936’dan 1938’e kadar sürecek bu akım süresince dönemin istihbarat teşkilatı NKVD tarafından yönetilecek ve muhalif olduğu düşünülen kimseler oldukça sert ve gayri insani metotlarla elimine edileceklerlerdi. Bu sürecin daha iyi anlaşılması için bu süreci detaylarıyla özetleyeceğiz.
1936’dan Stalin Komünist Parti içinde büyük bir temizliğe gitti. İlk etapta 800.000 kişi partiden ihraç edildi. 1937’nin başlarında Komünist Parti’nin yönetim organlarına mensup bazı kişiler yargılandı. Sanık sandalyesine oturtulan kimseler ekseriyetle Nazi Almanya’sı ve Japonya ile işbirliği yaparak SSCB rejimine karşı komplo kurmak ile itham edildiler. Parti üyelerinin yanı sıra ordu mensupları da ciddi yargılanma ve takip süreçlerinden geçirildiler. Stalin sonrası kurulan hükümet yetkililerince büyük temizlik süresince SSCB ordusuna mensup 35.000 subayın (ki bu sayı orduda görevli subaylarına yarısına karşılık geliyordu) tutuklandığı bildirildi. Bu tevkifat kapsamında 5 mareşalden 3’ü, 15 ordu komutanından 13’ü, 85 birlik komutanının 57’si, 195 tümen komutanının 110’u, 406 tugay komutanının 220’si, 11 savaş komiseri vekilinin tamamı, 80 yüksek askeri konseyi üyesinin 75’i, bütün generallerin yüzde 90’ı, bütün albayların %80’i tutuklanmıştı. Bu askerlerde ekseriyetle Nazi Almanya’sı ve Japonya lehine sabotaj yapmakla itham edildiler. Bu ithamın yanı sıra yöneltilen suçlamalardan birisi ise bu askerlerden bazılarının Kopenhag’da bir otelde SSCB karşıtı yabancılar ile buluşarak SSCB’yi parçalamak için planlar hazırladığı idi.
Ordu mensuplarına gerçekleştirilen bu tevkifat silahlı kuvvetlerin içini boşaltmıştı. Öyle ki bir orgeneralin bakması gereken makama tümgeneral, tümgeneralin bakması gereken bir makama albaylar bakıyordu. 1943’te Stalingrad’a kadar SSCB’nin Naziler karşısında aldığı askeri yenilgilerde bu tasfiyeler önemli bir rol oynamıştı.
Gerçekleştirilen tutuklama ve temizlikler askeri alanla sınırlı tutulmamış, sivil alanda da oldukça büyük temizliklere girişilmişti. Detay vermek gerekirse 1934’te toplanmış On Yedinci Kongre’nin seçme hakkı olan ve olmayan 1966 delegeden 1100’ü; 1937’de tarihli Merkez Komite’nin 137 üye ve aday üyesinin %70’i tutuklandı. Tutuklanan sanıkları çoğunluğu kurşuna dizilerek infaz edildi. Temizliklerden sonra pek çok parti makam boş kaldı. Bunda ki en temel etken insanların tutuklanma veya infaz edilme korkusuyla görevleri kabul etmekte ki isteksizliği idi.
Bu süreçlerde temizlik furyası parti ve ordu mensuplarınca sınırlı kalmayıp halk arasında da yaygınlaştırılmıştır. Bu süreçte halktan bazı kişiler karşı devrimcilik şüphesi başta olmak üzere pek çok suçlama ile gayri insani şartlarda yapılandırılmış olan ve ”gulag” ismi verilen çalışma kamplarına gönderildi. Temizlik halk arasında da öyle büyük boyutlara ulaştı ki devlet yetkilileri çocuklara bile anne ve babalarının şüpheli hallerini görmeleri halinde kendilerine ihbar etmelerini tembihlemişti. Büyük temizlikten sonra devlet korkusu halkın arasına bir daha asla çıkmayacak şekilde yerleşmesi ile beraber yine halk arasına birbirlerine karşı derin bir güvensizlik yerleşmişti. Kimse kimseye güvenemiyordu çünkü halk tabakasından pek çok istihbarat teşkilatı NKVD adına casusluk yapıyor olmasından sebep kim kimin ajan olabileceğini kestiremiyordu. Halk arasında da ispiyon kültürü epey yaygın olduğu herkes herkesten çekinmeye ve korkmaya başlamıştı.
İki yıl süren bu büyük temizlik boyunca 600.000 ila 1.200.000 kişinin infaz edilmiş olup 3 milyondan fazla insan tutuklanmıştır.
Not: Bu haber Abraham Ascher’in ”Kısa Rusya Tarihi” isimli eseri merkeze alınarak hazırlanmıştır.