Geçen ay önemli bir tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmada, barsak kanserlerinin gençler arasında da yaygınlaştığı ifade ediliyor. Bu konuyla ilişkili olarak uzman bir hekimin görüşleri önemli bir konuya işaret ediyor.
“Özellikle gençler ev yemeği yemiyorlar.
Genellikle fast-food, hazır ve paketli gıda, asitli içecekleri tercih ediyorlar. Bunlar bağırsak mikrobiyatası için kötü şeyler. Biliyorsunuz bağırsak mikrobiyatasında iyi bakteriler ve kötü bakteriler var, bu normal bir insanda denge halinde çalışır. Ancak birtakım katkı maddeleri, paketli gıdalar bu düzeni bozar. Bir de çok gereksiz yere antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar kullanılması da bağırsaktaki iyi bakterileri yok ediyor. Bütün bunlar birçok hastalıkta etkili olduğu bilinen insülin direncine yol açıyor, karaciğer yağlanmasına sebep oluyor. Çocuklarda çok fazla karaciğer yağlanması ve obezite var. İnsülin direnci olan vakalarda yine kalın bağırsak, karaciğer kanseri artıyor.”
50 yaş ve altında yapılan çalışmalar göstermiştir ki insanlarda kanser türü artıyor. Toplumda sık görülen kanserler erken yaşa kaydı. Mesela kalın bağırsak kanseri giderek artıyordu, gençlerde de artıyor. Meme, akciğer gibi kanserler de öyle. Karaciğer kanseri veya kan hastalıklarına bağlı kanserlerin çok artmadığını gözlemliyoruz. Toplumda sigara kullanımı, çevresel maruziyet, hava kirliliği, katkı maddeleri ve alkol tüketimi, radyasyon bunlar tetikleyici etkenler. Ayrıca yeni jenerasyon doğal fermente gıda tüketmiyor, halbuki biz insanlara bunları probiyotik olarak öneriyoruz. Mesela ev yapımı, koruyucu ilave edlmemiş turşu çok iyi bir probiyotik. Ancak gençler maalesef bunları sevmiyorlar.
…..
Sağlıklı besin tüketimi ve özellikle yeni nesil için çok önemli çünkü en çok gençler sağlıksız besleniyor. Hazır gıda tüketimi tüm kesimlerde yaygınlaşıyor, ancak ciddi bir durum söz konusu; ayak üstü ‘fast food’ beslenme tarzı gençler için büyük bir risk oluşturuyor.
Onun için, yemeklerimizi mümkün olduğunca doğal besin kaynaklarından evde hazırlayalım ve EVDE yiyelim. En basit şekilde hazırlanan ev yemeği, dışarıda en lüks lokantalarda yediğiniz yemeklerden kesinlikle daha sağlıklıdır, bunu aklımızdan çıkarmayalım. Hazır gıdalardan uzak duralım. Doğal probiyotik gıdalara (yoğurt, turşu, sirke, doğal peynir, ekşi mayalı tam tahıl ekmeği, koruyucu kimyasal içermeyen boza, şalgam, Kombucha çayı vs.) yönelelim. Gereksiz ilaç tüketmeyelim. Temiz bir çevrede, radyasyonsuz, gürültüsüz, havası, suyu, toprağı temiz bir yerde yaşamaya gayret edelim. Kendimize hareketli, stresten uzak, meşguliyetli bir hayat tarzı kuralım. Hastalık hastası olup, sürekli hastanelere gitmeyi, sürekli tetkikler yaptırıp ilaçlar kullanmayı, doktor ve ilaç değiştirme gibi gerektiğinde yapılabilecek şeyleri bir alışkanlık haline getirmeyi terk edelim.
Bir de bu vesile ile önemine binaen hatırlatmak isterim; tanıyalım veya tanımayalım insanlar ile selamlaşalım. Hal hatır sormayı, derdi olanla sohbet etmeyi, sevinci olanın sevincini paylaşmayı ihmal etmeyelim. Bunlar yapan için zahmetsiz küçük şeyler olabilir ama ihtiyacı olanlar için bazan çok önemli olabilmektedir.
Tekraren hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim.