SSCB yönetiminin Çarlık dönemine ait gizli anlaşmaları açıklaması ve ABD’nin de özellikle Orta Doğu bölgesindeki sömürgeci politikalara karşı çıkması, İngiltere ve Fransa’nın planlarını bozmuştu. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa manda yönetimleri kurarak bölgedeki egemenliklerini devam ettirmişlerdi. I.Dünya Savaşı’ndan yıpranarak çıkan Avrupa devletleri, gittikçe artan bir muhalefetle karşılaştılar. Bu şartlar İngiltere ve Fransa’nın bölgedeki etkinliklerinin azalmasına neden olmuştu.
İSRAİL’İN KURULUŞU
Filistin’de bir Yahudi yurdunun kurulması çalışmaları,19.yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştı.Bu amaçla toplanan ilk kongre, 29 Ağustos 1897’de İsviçre’de Basel’de toplanmış ve bu kongre de Yahudilerin Filistin’de bir ‘yurt’ edinmesi kararı alınmıştı.Dünya Siyonist Örgütü Başkanı Theodor Herzl, Yahudilerin Filistin’e göç etmelerine izin verilmesine karşılık II.Abdülhamit’e Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını ödemeyi önermiş ancak istediği sonucu alamamıştı.İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour, 2 Kasım 1917’de Siyonist Federasyonu Başkanı’na gönderdiği mektupta, İngiltere’nin Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmasını kabul ettiğini resmen bildirmişti.’Balfour Deklarasyonu’ adını alan bu belge,Yahudi devleti kurulması sorununun bir dönüm noktası sayılmaktadır.
Filistin’in iki taraf arasında bölünmesi düşüncesi ortaya atıldıysa da bundan bir sonuç alınamadı.Yahudiler, II.Dünya Savaşı sırasında da Filistin’de bir İsrail devleti kurmak amacıyla çalışmalarını sürdürdüler.İngiltere, 1947’de Filistin sorununu Birleşmiş Milletler Teşkilatına götürdü.Burada Filistin’in Araplar ve Yahudiler arasında bölünmesine, Kudüs’e tarafsız bir statü verilmesine karar verildi.Birleşmiş Milletlerin bu taksim kararı Arap ülkelerinde tepkiyle karşılandı.İngiltere, 14 Mayıs 1948’de Filistin’deki manda yönetimini tek taraflı olarak kaldırdı.Aynı gün, İsrail Devleti’nin kurulduğu ilan edildi.
2.EİSENHOWER DOKTRİNİ
İngiltere ve Fransa’nın Orta Doğu’dan çekilmesinden sonra bölgedeki siyasi boşluğu doldurmak isteyen ABD, tarafsız bir rol oynamıştı.SSCB’nin Araplardan yana tavır koyması bu devletlerin Orta Doğu’da ilgi görerek taraftar bulmasına, Batı karşıtlığının artmasına sebep oldu.ABD Başkanı Eisenhower, Orta Doğu’nun SSCB’nin kontrolüne girmesini engellemek ve bölge halkını ABD’nin yanına çekmek için 5 Ocak 1957’de kongreye bir mesaj gönderdi. ‘Eisenhower Doktrini’ adını alan bu mesajın amacı: Orta Doğu ülkelerine yardım yapmak,bu ülkelere komünist bloktan bir saldırı gelmesi halinde Amerikan Silahlı Kuvvetlerinin kullanılması için izin almak ve Eisenhower Doktrini ile ABD,Orta Doğu ile ilişkilerini geliştirmiş, SSCB ile ilk defa Orta Doğu’da karşı karşıya gelmeye başlamıştı.
Abid Yaşaroğlu Hocanın Ders Notlarından…