İstanbul’da bostancılık kültürü halen devam ediyor

Tarih
İstanbul’un tarihi surlarının dibinde, Mevlanakapı’dan Yedikule’ye uzanan bölgede bostancılık yapan birçok aile, başta marul olmak üzere, roka, turp, maydanoz ve domates gi...
EMOJİLE

İstanbul’un tarihi surlarının dibinde, Mevlanakapı’dan Yedikule’ye uzanan bölgede bostancılık yapan birçok aile, başta marul olmak üzere, roka, turp, maydanoz ve domates gibi sebze türlerini yetiştirerek geçimlerini sağlıyor.

Bölgenin en eski bostancılarından Ahmet Öztürk, bu mesleği bir aile geleneği olarak 1920’den bu yana yaptıklarını söyledi.

Kastamonu’nun Cide ilçesinde madencilik yapan dedesinin 1920’de İstanbul’a göçmesiyle ailesinin bostancılığa başladığını anlatan Öztürk, kendi çocuklarının ise bu mesleğe yeterince ilgi göstermediğini dile getirdi. 

Mesleğini bir sanat olarak niteleyen Öztürk, “Bostancılık kültürü kayboluyor. Geleceği vahim. Sanat gibi bakmıyorlar, ben buna sanat gibi bakıyorum. Çünkü iyi biliyorum bu mesleği. Her bir mahsulün ekilecek bir zamanı vardır. Okuyarak değil yaşayarak öğrenebilirsin ancak bunu” diye konuştu. 

Öztürk, teknolojinin yardımıyla üretkenliklerinin arttığına dikkati çekerek, “Eskiden işimiz daha zordu. Bundan 30 sene önce makine, çapa motoru yoktu. El emeği ile biz kazardık, yapardık. Şimdi teknoloji var. On günde yapacağımız işi bir günde yapıp, ekip, suluyoruz. Artık ürünü fazla çıkarma şansımız oldu” dedi. 

Bostancılık geleneğinin Bizans’tan bu yana devam ettiğini aktaran Öztürk, mesleğin Rumlardan Arnavutlara, daha sonra da ağırlıklı olarak Kastamonululara geçtiğini sözlerine ekledi. 

Kırk senedir bostancılıkla uğraşan Recep Eraslan ise 62 yaşında olmasına rağmen toprakla çalıştığı için sağlığının yaşıtlarına göre çok daha iyi olduğunu belirterek, “Beni kuyumcu dükkanına soksalar gitmem. Bu toprakla uğraşırım” dedi.