Osmanlı İmparatorluğu’nun dış borçlarını denetlemek amacıyla 2. Abdülhamid döneminde kurulan Düyun-u Umumiye’nin merkez binası olarak 1897’de Fransız kökenli Levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından yapılan bina, 1933’ten bu yana Türkiye’nin en gözde okullarından biri olarak hizmet veriyor.
Büyükada Rum Yetimhanesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi binalarının da mimarı olan Vallaury’nin, “Beaux Arts” mimari tasarım prensiplerini başarılı şekilde Osmanlı mimarisine uyguladığı ve “başeseri” olarak nitelendirilen binanın, el yapımı kapısı bulunan Osmanlı’nın “hazine odası”, okul müzesi olarak kullanılıyor.
Okul Müdür Vekili Abdullah Mollaoğlu, yaptığı açıklamada, tarihi binada görev yaptığı için gurur duyduğunu söyledi. Mollaoğlu, “Gerek yurt içinden gerek yurt dışından mimari durumu incelemek üzere birçok akademisyen okulumuza geliyor. Okulumuzun her yeri adeta bir müze” dedi.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün binayı 1933’te, öğrencilerinin milli mücadeleye desteği dolayısıyla eski adıyla İstanbul Erkek Lisesi’ne tahsis ettiğini belirten Mollaoğlu, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında şehitler veren okulun, bu tarihiyle de gurur duyduklarını ifade etti.
Binadaki halen okul müzesi olarak kullanılan hazine odasının ve kapısının büyük ilgi gördüğünü belirten Mollaoğlu, “Kapı Berlin yapımı, el yapımı. Tarihi değeri olan bir yapı” diye konuştu.
Son olarak Kenan İmirzalıoğlu ve Bergüzar Korel’in başrolleri paylaştığı “Karadayı” dizisinin bazı sahnelerinin de okullarında çekildiğini dile getiren Mollaoğlu, film ve reklam yapımcılarının da binaya ilgi gösterdiğini söyledi.
Sanat tarihçisi yazar Haldun Hürel ise binanın, İstanbul’da görülmesi gereken mekanlardan biri olduğunu aktardı.
“Çok güzel bir bina. Yeni yapıların çirkinliği yanında böyle binaları gezerken adeta terapi görüyorum” diyen Hürel, çevresindeki çirkin yapılaşmanın ise binanın güzelliğini adeta örttüğünü kaydetti.
AA