Muğla’nın Milas ilçesindeki Menteşeoğulları Beyliği’nin başkenti Beçin’de 2000’de yapılan kazılarda ortaya çıkarılan ve dünyanın en büyük definesi olduğu ifade edilen Beçin definesinin, ilk etapta bakkal terazisiyle ölçüldüğü ve bulunan sikkelerin her birinin kulak temizleme çubuğuyla temizlendiği bildirildi.
48 bin 848 Osmanlı ve 848 Avrupa sikkesinden oluşan defineyi ortaya çıkaran, dönemin kazı başkanı Prof. Dr. Rahmi Hüseyin Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “mültezim evi” adı verilen bir yapıda bulunan defineye rastladıklarında çok heyecanlandıklarını söyledi.
İki katlı konak olarak kullanıldığı belirlenen yapının tahıl ambarında, 1,5 metre derinlikte defineye rastladıkladıklarını anlatan Ünal, “Kazdıkça definenin büyüklüğünü anladığımızda çok heyecanlanmıştık” dedi.
Dönemin şartları nedeniyle defineyi bakkala ait teraziyle tarttıklarını ve ağırlığının 33 kilogram olduğunu belirlediklerini belirten Ünal, Efes kazı ekibiyle definenin temizliğini yaptıklarını ifade etti.
Ünal, “Orada, defineyi tekrar daha hassas bir terazide tarttık. Bakkal terazisiyle birbirine çok yakın sonuçlar aldık. Aramızda ‘Bakkalın tartısı ne kadar da doğruymuş’ esprileri yapıldı” diye konuştu.
Bina yangın geçirmiş
Yapının büyük bir yangın geçirdiğini belirlediklerini dile getiren Ünal, söz konusu binanın ne amaçla kullanıldığına dair net bir bilgi sahibi olamadıklarını kaydetti.
Ünal, definenin muhafaza edilmesi için özel bir sistem tasarlandığını, paraları tek tek, “kulak temizleme pamuğuyla” temizlediklerini dile getirdi.
Ünal, Osmanlı İmparatorluğu’na ait dünyanın en büyük definesi olduğu iddia edilen Beçin definesinin Avusturya Bilimler Akademisi tarafından iki cilt kitap ve CD haline getirildiğini ve Türkçe olarak TÜBA tarafından da yayımlandığını dile getirdi.
“Anadolu Türk sanatı için önemli bir kent”
Beçin Kalesi Kazı Başkanı ve Pamukkale Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş ise Beçin Kalesi’ndeki çevre düzenlemelerinin bu yılın ortalarına doğru tamamlanacağını kaydetti.
Kazıların başladığı 1974’ten bu yana bol miktarda sikke ve seramik bulunduğunu belirten Pektaş, ele geçen definenin bilim dünyası açısından büyük önem taşıdığını söyledi.