Bandung Konferansı (18-24 Nisan 1955)
Endonezya’nın Bandung kentinde 18-24 Nisan 1955’te toplanan ve o dönem yeni bağımsızlığını kazanan Asya-Afrika devletlerini bir araya getiren konferanstır. Bağlantısızlar Hareketinin bir parçasıdır.
Öncesi
1955 yılına gelindiğinde yeni bağımsızlığını kazanan Asya-Afrika devletleri kendilerini yeryüzünde bağımsız bir güç olarak ilan edecek kadar çoğaldılar ve güven kazandılar. Bunun üzerine Endonezya’nın Java adasındaki Bandung kentinde bir araya geldiler. Konferansa yön verecek olan ilke, 1954 yılında Tibet üzerindeki Çin-Hint çatışmasının sonucunda iki devlet arasında ilan edilmiş bulunan “barış için bir arada yaşama”ydı.
Konferansın hazırlık toplantısında kimlerin davet edilip kimlerin edilmeyeceği konusunda tartışma çıktı ve sonunda İsrail, iki Kore devleti (Kuzey ve Güney Kore) ile Formoza’nın (bugünkü Tayvan) davet edilmemesi kararlaştırıldı.
Konferans Aşaması
Bandung’da gerek izledikleri dış politika, gerekse çıkarları açısından aralarında büyük farklar bulunan devletler bir araya geldiler. Bu durum, konferansın genel havasını etkiledi ve birçok konuda anlaşmazlıklar çıktı. Çin ve tarafsız dış politika izleyenler genel sorunlar üzerinde durup Konferans’tan bir birlik-bütünlük çıkartmayı amaçlarken diğer katılımcılar tartışmalı güncel sorunlar üzerinde durulmasında ısrarcı oldular. “Sömürgecilik” terimi üzerinde dahi tartışma çıktı. Konferansa katılan bazı devletler, Batı emperyalizminin yanında yeni Sovyet tipi sızma, bölücü faaliyetlerde bulunma ve güç kullanmayı da bu kavram içine almaya çalıştılar. Sonunda, “barış için bir arada yaşama”yı da içeren on temel nokta üzerinde anlaşmaya varıldı.
Sonuçlar
Bandung Konferansı, Asya-Afrika tipi bağlantısızlık ile Doğu Bloku tipi “barış içinde bir arada yaşama” arasında bir uzlaşmaya dayandığından, dünya politikasında barıştan yana etkili bir güç oluşturma anlamındaki “olumlu” tarafsızlığın tam bir örneği olarak kabul edilmemektedir. Konferans sonunda yayınlanan bildiri, olumlu ilkeleri ilan etmiş olmasına rağmen, uygulamada vurgu daha çok “olumsuz” yön üzerine yapılmıştır. Örneğin, içişlerine karışmama büyük devlet savunma düzenlerinin içine girmeme gibi.
Tüm tartışmalara ve olumsuz yönlerine rağmen Bandung Konferansı’nın ilkeleri tarihsel bir dönemin (bağlantısızların dünya politikasına ağırlıklarını koymaya başlamaları dönemi) açılmasına katkıda bulunduğu kabul edilir.