Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası Özeti

Tarih
Atatürk döneminde dış politikanın temel ilkeleri nelerdir? Atatürk dönemindeki önemli dış meseleler nelerdir? Montrö sözleşmesinin maddeleri nelerdir? Hatay anavatana nasıl katılmıştır? Türkiye’...
EMOJİLE

Atatürk döneminde dış politikanın temel ilkeleri nelerdir? Atatürk dönemindeki önemli dış meseleler nelerdir? Montrö sözleşmesinin maddeleri nelerdir? Hatay anavatana nasıl katılmıştır? Türkiye’nin dış politikası kısaca… Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası kısaca… Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası özeti… 1923-1938 arası Türk Dış Politikası…

Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak uluslararası alanda geçerlilik kazanması Lozan Barış Antlaşması ile oldu. 1923-1930 yılları arasında dış politikayı Lozan’da çözülemeyen meseleler meşgul etmiştir. Bu dönemde izlenen dış politikanın temeli bağımsızlıktan ödün vermemek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini ve milli menfaatlerini korumayı amaçlar.

Atatürk Döneminde Dış Politikanın Temel İlkeleri Nelerdir?

  • Bağımsızlığı her şeyin üzerinde tutma
  • Uluslararası ilişkilerde, eşitliğe dayanan karşılıklı dostluklar kurma
  • Diğer ülkelerin iç politikalarından etkilenmeme
  • Gerek dış politikada gerekse diplomaside bilim ve teknolojiyi yol gösterici olarak kullanma
  • Dünyadaki gelişmelere kayıtsız kalmamak

Atatürk Dönemindeki Önemli Dış Meseleler Nelerdir?

Musul Sorunu ve Türkiye-Irak Sınırının Belirlenmesi (5 Haziran 1926)

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İngiltere, Musul’u işgal etmişti. Misak-ı Milli sınırları içinde yer alan Musul, Lozan Konferansı önemli tartışmalara neden olmuş ancak bir sonuç alınamamıştı.

Musul önemli petrol yataklarına sahipti ve İngiltere bu yüzden bölgeden çekilmek istemiyordu. Bu sorunun çözüme kavuşturulması için 19 Mayıs 1924 tarihinde İngiltere ile görüşmelere başlandı. Ancak İngilizlerin katı tutumları yüzünden anlaşma sağlanamadı. İngiltere, bu dönemde ortaya çıkan Şeyh Sait Ayaklanmasını destekleyerek, Türkiye tarafından Irak üzerine yapılması muhtemel bir askeri harekata engel olmuştur.

Musul Sorunu, önce Milletler Cemiyetine ardından Lahey Adalet Divanı’na götürülse de buralardan da bir sonuç alınmadı. Daha sonra iki ülke 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara Antlaşması‘nı imzalamıştır.

Ankara Antlaşmasına göre;

  • Musul, Kerkük ve Süleymaniye bölgeleri İngiltere mandası altında bulunan Irak’a bırakıldı. Böylece günümüz Türkiye-Irak sınırı belirlenmiş oldu.
  • Irak, Musul petrollerinden elde edilecek gelirin %10’unu 25 yıl süreyle Türkiye’ye verecekti. Ancak Türkiye bir kereye özgü olmak üzere 500.000 sterlin alarak bu hakkından vazgeçmiştir.

Nüfus Mübadelesi (Değişimi) Sorunu (10 Haziran 1930)

Lozan Barış Antlaşması’nda Yunanistan’da kalan Türklerle, Türkiye’de kalan Rumların karşılıklı yer değiştirmesi konusunda anlaşma sağlanmıştı. Yine bu antlaşmaya göre Batı Trakya’daki Türklerle İstanbul’daki Rumlar bu nüfus değişiminin dışında tutulacaktı. Ancak Yunanistan, İstanbul’da çok sayıda ayrıcalıklı Rum bırakmak istemiştir. Bu yüzden iki ülke arasında Nüfus Mübadelesi sorunu ortaya çıkmıştır. Konu uluslararası Adalet Divanına götürülse de anlaşma sağlanamadı. Yunanistan, Batı Trakya’da yaşayan Türklerin mallarına el koydu. Bu gelişmeler karşısında Türkiye İstanbul’da yaşayan Rumların malına el koydu. Meselenin çözülmesi için 1926 yılında görüşmelere başlandı. 10 Haziran 1930’da yapılan antlaşma ile de sorun tamamen çözümlendi.

Yabancı Okullar Sorunu

Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye’de bulunan okulların çalışması belli kurallara bağlandı. Bu kurallara göre yabancı okullar, Türk kanunlarına ve diğer okulların bağlı oldukları tüzük ve yönetmelik hükümlerine uyacaklardı. Bu okullardaki eğitim-öğretim faaliyetlerini yine Türk Hükümeti düzenleyecekti. Hazırlanan yönetmelikle birlikte yabancı okullarda tarih ve coğrafya derslerinin Türkçe ve Türk öğretmenleri tarafından okutulması kabul edildi. Fakat bazı Fransız okulları bu yönetmeliğe uymadı. Bu yüzden de Fransız okulları kapatıldı. Bu durum Fransa’nın tepkisine neden oldu. Fransa elçisinin bu meseleye karışmak istemesi üzerine Türkiye bunu kendi iç sorunu sayarak görüşme talebini reddetti.  Yabancı okullar sorunu Türkiye ve Fransa’nın iyi ilişkiler kurmasını geciktirmiştir.

Balkan Antantı (9 Şubat 1934)

1930’lu yıllardan sonra Avrupa’da devletler arasındaki çekişmeler hızlanmıştı. Özellikle Almanya ve İtalya’nın Balkanlar ve Orta Doğu’yu kapsayan yayılmacı politikalara karşılık 9 Şubat 1934’te Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında Balkan Antantı imzalandı. Bu anlaşma ile birlikte Türkiye’nin batı sınırları Bulgaristan hariç güvence altına alınmıştır. Bulgaristan, İkinci Balkan Savaşı’nda kaybettiği toprakları geri almak istediği için bu anlaşmanın dışında kalmıştır.

Boğazlar Sorunu ve Montrö Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)

Lozan Barış Antlaşması’nda boğazların her iki yakası da askerden arındırılmış, denetimi de Türkiye’nin başkanlığını yaptığı uluslararası bir cemiyete bırakılmıştı. Bu maddeler Türkiye’nin boğazlar üzerindeki egemenliğini kısıtlıyordu. 1930’lu yıllardan sonra İtalyanların Oniki Adayı silahlandırması, Japonların Mançurya’ya saldırması gibi gelişmeler sonrasında Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne başvurarak Boğazlarla ilgili durumun yeniden görüşülmesini istedi.

Bunun üzerine 20 Temmuz 1936’da İsviçre’nin Montrö kentinde bir konferans toplandı. İngiltere, Fransa, Sovyet Rusya, İtalya ve Türkiye’nin katıldığı konferans sonucunda Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.

Montrö Boğazlar Sözleşmesinin Maddeleri Nelerdir?

  • Boğazlar komisyonu kaldırılarak görevleri ve yetkileri Türkiye’ye verildi.
  • Boğazların her iki tarafındaki askersiz bölge kaldırıldı. Türkiye’nin buralarda asker bulundurması ve yığınak yapması kabul edildi.
  • Yabancı ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişi serbest bırakıldı.
  • Yabancı savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi kısıtlandı ve bazı koşullara bağlandı.

Sadabat Paktı (9 Temmuz 1937)

Sadabat Paktı, İtalya’nın Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki saldırgan politikalarına karşılık 9 Temmuz 1937’de Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında imzalanmıştır. Bu anlaşma ile birlikte Türkiye’nin doğu sınırları güvence altına alınmıştır.

Hatay Sorunu ve Hatay’ın Anavatana Katılması (30 Haziran 1939)

Hatay, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Fransa tarafından işgal edilmişti. 20 Ekim 1921’de TBMM hükümeti ile Fransa arasında yapılan Ankara Antlaşması’yla özel bir yönetimde olmak koşuluyla Fransızlara bırakılmıştı. 1936 yılında Fransa’nın Suriye üzerindeki manda yönetimini kaldırması üzerine Hatay sorunu yeniden gün yüzüne çıktı. Türkiye Cumhuriyeti, Milletler Cemiyetine başvurarak Hatay’a bağımsızlık verilmesini istedi. Sonrasında Milletler Cemiyeti’nin gözetiminde yapılan halk oylaması sonucunda Hatay bağımsız oldu. 2 Eylül 1938 tarihinde bağımsız Hatay Cumhuriyeti kuruldu.

29 Haziran 1939 yılında ise Hatay Meclisi aldığı kararla Türkiye’ye katılma kararı aldı ve 30 Haziran 1939 tarihinde Türkiye’ye katıldı.