Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi arkeoloğu Mustafa Kolağasıoğlu, AA muhabirine, Karun Hazineleri’nden sonra Türkiye’nin en büyük hazinesi olarak bilinen “Amisos Hazinesi”nin müzenin en ilgi çeken eserleri arasında yer aldığını söyledi.
Hazinenin 1995 yılında İlkadım Belediyesinin Cedit Mahallesi’nde yaptığı yol genişletme çalışması sırasında ortaya çıktığını anımsatan Kolağasıoğlu, arkeologlar tarafından yürütülen kurtarma kazısıyla gün yüzüne çıkarılan eserin önemini vurguladı.
Amisos Hazinesi’nin önemli bir buluntu grubu olduğuna işaret eden Kolağasıoğlu, hazinede altın işlemeciliğinin ön plana çıktığını belirterek, “Altın eserler, üzerlerindeki işlemecilik ve detayların çok iyi betimlenmesi dolayısıyla seçkin bir buluntudur. Buluntu grubu, bir mezar odasında ortaya çıkmıştı. Kazı çalışmasında mezar odasında bir erkek, 2 kadın bireyin yer aldığı tespit edildi. Erkek bireyin başındaki taç, onun yönetici sınıfa dahil bir yönü olduğunu işaret eder. Buluntu grubunun tamamı 4. yüzyıl içinde tarihlenebilir” dedi.
Altın yüksek teknolojiyle işlenmiş
Amisos Hazineleri’ni seçkin kılan en önemli unsurun altın eserlerdeki işlemecilik olduğunu vurgulayan Kolağasıoğlu, şunları kaydetti:
“Yüksek teknoloji bu eserlerde fark edilebilir çünkü detaylar çok iyi işlenmiş ayrıca bölgenin günümüze yansıyan altın işlemeciliğini, belki Trabzon’daki telkari işini daha önceki geleneklere yansıtan bir durum da söylenebilir. Altın eserler, Amisos Hazinesi’ni ön plana çıkarır. Bunun dışında cam eserler de önemli. İşçiliğinin çok yüksek düzeyde olması onun işareti olabilir, bölgeye has bir durum. Çünkü Mitridat Krallığı lokal bir krallıktır. Benzer krallıklarının hakim olduğu Sinop ve Amasya’da bu tür yüksek teknolojide işlenmiş altın eserlere rastlamak biraz güç. Bunu Amisos’a, yani Samsun’a ait bir lokal işçilik olduğunu söyleyebiliriz. Yine cam eserler de buluntu grubu arasında yer alır, bunlar da önemlidir. Anadolu’da örneğine nadir rastlanılan buluntulardır.”
Kolağasıoğlu, Amisos Hazineleri’nin sadece altın eserlerle öne çıkmadığını, cam ve toprak eserlerinin de dikkat çektiğinin altını çizerek, “Cam ve toprak eserler de dönemin önemli stilistik özelliklerini yansıtır. Altın eserler içinde küpelerin tanrıça Nike şeklinde tasvir edilmiş hali, yine Eros şeklinde tasvir edilmiş hali oldukça ilgi çekicidir. Çünkü çok ufak detayları gösterir. Yine kadın başlığı bileklikler ve Medusa başlı aplikler seçkin hazırlanmıştır. Bunun dışında Hipokampus tasvir edilmiş birçok aplik yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
Amisos Hazineleri’nin hem altın hem de işlemecilik teknolojisi bakımından önemli olduğunu, bu nedenle de ilgi gördüğünü bildiren Kolağasıoğlu, bir mezardan bu kadar çok altın eser çıkmasının nadir olduğunu belirtti.
Arkeolog Kolağasıoğlu, Amisos Hazinesi’ni önemli kılan bir başka unsurun da aplikler üzerindeki motifler olduğunu ifade ederek, “Hazinelerde bulunan apliklerdeki Hipokampus motifleri, aslında çağlar arası bir geçişi işaret eder çünkü milattan önce 4. yüzyıl eser grubundaki Hipokampus figürü, Amisos’ta bulunmuş mozaikteki Hipokampus figürü ile benzerdir. Bu da aslında çağlar arası devam eden bir geleneği gösterir” dedi.